19 Temmuz 2014

Can Emre

ACININ RENGİ VE DEMOKRASİ

Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Ülkemiz, Atatürk’ün hassasiyeti ile ‘milli egemenlik, tam bağımsızlık ve demokrasi’ üzerine inşa edilmiştir. Bu kavramlar çok önemlidir. Atatürk’ün ilk yaptığı Latin alfabesine geçiş ile birlikte eğitim devrimidir.

Eğitim bir toplumun gelişmişlik ve kültür göstergesidir, uygarlığı yakalamasıdır. İnsan haklarına saygılı, demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti temellerine bağlı, her ferdin doğuştan sahip olduğu fikir, inanç özgürlüğü, harmanlanarak bizlere sunulmuştur. Ancak, 90 yıllık koca çınar birçok badireler atlattı. Demokrasi dediğimiz kavram çoğu kez askıya alındı, yıkandı, ütülendi, bizlere tekrar giydirildi. Yıkana yıkana, ütülene ütülene kumaşı yıprandı.

Şimdilerde, adı kaldı üstünde.

Bu gün geldiğimiz nokta ise, virgülden de öte, demokrasi yukarıda saydığım gibi herkese eşit mesafede ve adaletli mi?  Yoksa karanlık odalara hapsolmuş mu?

Şimdi kararı siz verin. Avrupa Birliğine girmek için uğraştığımız bir dönemde böyle göstermelik demokrasi uygulamaları her alanda eşitsizlik, insan hakları ihlalleri, emeğin sömürülmesi, basın ve sosyal medya sansürü, hukukun hiçe sayılması, fırsatçılık, egoizm ve bunun gibi birçok olumsuzluklar yaşayan ülkemizde; Demokrasi ve insan hakları konusunda, Avrupa bizden ileri düzeyde dediğimizde bizlere kızıyorlar.

Avrupalı da, ülkenizde ki demokrasi topal ördek misali ağır aksak gidiyor deyince ortalık toz duman oluyor. Hangisi doğru, burada yaşananlar mı? Yoksa Avrupalı’ nın tespitleri mi. Bence her ikisi de…

Alman malı araba kullanacaksın, İsviçre malı saat takacaksın, Hollanda malı peynir tüketeceksin, İtalya’dan sitil giyineceksin, modayı Paris’te, Milano’da takip edeceksin, Avrupa ile ticaret yapacaksın, Avrupa Birliği Bakanın olacak, her yanımız buram buram Avrupa kokarken, iş demokrasi ve insan hakları konularına gelince bizlere, Orta doğu misali uygulamalar yapacaksınız.

Ne kadar komik değil mi?

Yeni demokrasi anlayışınız bu olsa gerek?!

Unutmayınız ki, bize din argümanını kullananlar, Allah’ın yaratılışta insanlara bahşettiği ‘bütün insanlar kardeştir ve eşittir‘ sözünü hayata geçirin, dünyada tüm insanlar eşittir, onun için bu ülkede de herkes eşittir. Demokrasinin ağır yaralı olduğu ülkemizde, yapılan haksızlıklar ortada iken bizlere, ‘Pastanın Kenar Süsü’ muamelesi yapmayın.

Demokrasi denilen kavram,  Halkın kendi özgür iradesine sahip olması mı?  Yoksa Halkı’n özgür iradesinin bizleri yönetenler tarafından elinde tutulması mı?  Artık kararı sizler veriniz. Türkiye’nin en ücra köşelerinde bilgili donanımlı, eğitimli, kaliteli ve yürekli birçok insan var, İyi eğitimli gençler var. Onların önünü açalım. Karanlık odalara kilitlenmiş demokrasiyi gün yüzüne çıkaralım.

Ayrıca; acının, hüznün, sevincin, aşkın dili, dini, rengi ve ırkı olmaz.  Acı her zaman acıdır. İnsanları, ırka, mezhebe, dine ve renge, kategorize ederek ve bunları kullanarak bize gelmeyin. Ortadoğu’da yaşananlar ortada iken üzülmemek, kahrolmamak mümkün mü? Katledilen insanları görünce gözlerden yaş dökülmemesi mümkün mü? Onun için artık aklımızı başımızı toplayıp kendimize gelelim…

Ortadoğu örneği kabak gibi ortada iken; ‘Demokrasiyi, Milli Egemenliği ve Tam Bağımsızlığı’ sıkı sıkıya tutalım, kaybedersek kafamızı taşlara vursak ta nafile. Bugün içimizden kaybolan, kardeşlik, arkadaşlık ve yurttaşlık duygularımızı hatırlayarak, değerlerimizi karanlık odalardan çıkartarak, ötekileştirmeden Atatürk’ün bize bıraktığı Cumhuriyete ve tüm değerlerimize sahip çıkalım.

Tehlike her geçen gün yaklaşıyor.

Farkında mısınız?

canemregündem.com