11 Haziran 2014
Can Emre
FESTİVAL ÖNCESİ VE SONRASI
Bandırma 25. Kuş cenneti Kültür ve Turizm Festivali 1–8 Haziran tarihleri arası olmasına rağmen yağmur nedeniyle 1 gün uzayarak, 9 Haziran’da bitti.
Festival başlamadan önce yapılan polemiklere rağmen yağmurların son günlerde azalması ve havanın bir nebze de olsa düzelmesi ile dolu dolu geçen festival, muhteşem havai gösterileri ile başladığı gibi bitti. 25. Kuş Cenneti Kültür ve Turizm Festivalinin yapılmaması hususunda görüş bildirenler ve eleştirenler, ‘Milli Bayramlarımızı’ kuşa çevirenler, katılmamak için bahane üretenler, kültür-sanat-edebiyat alanında meydana getirilen eserlere ucube gözüyle bakanlar, gençleri yok sayanlar, değerlerimizi ve milli duygularımızı törpüleyenler, bu festivale de kendi gözlükleri ile bakarak muhalif oldular.
Ancak insanlarımız başkalarının gözü ve gözlüğü ile değil, kendi yürekleri ile gördükleri için festival boyunca yüksek bir katılım oldu. Soma Maden Kazasından sonra festival yapılmasın diyenler, festivali panayıra, çadır tiyatrosuna benzetenler, ‘Kültür ve Sanat’ adı altında şarkıcıların nasıl bilimsel sayılayamayacağını, bize TÜBİTAK raporları ile açıklayanlar sizleri tebrik ederim. Ancak bizim bilgimizde, kültürümüzde bize yeter, almayalım yeter…
Festival boyunca, kültür ve sanat adına söyleşi ve panellere katılanlar, ‘resim ve fotoğraf sergileri, şiir dinletileri, müzik resitalleri, tiyatro, halk oyunları etkinlikleri, kültür-sanat adına’ sahne alan Türkiye’nin aydınlık yüzleri sanatçılar ve konuşmacılar, ‘Vedat Sakman, Ataol Behramoğlu, Metin Feyzioğlu, Hayri Kozanoğlu, Mustafa Balbay, sanatçılar, İrem Derici, Mehmet Erdem, Rafet El Roman ve Gökhan Türkmen’ gibi usta ve kaliteli isimler ile de coştu.
Mevsim olarak kıştan çıkmış, baharı bitirmek üzereyken düzenlenen etkinlikler, ülkemiz ve şehrimiz insanının yaşadığı ağır kış şartları, yaşam mücadelesi ve belirsizliklerin kol gezdiği bir dönemde, 5 yaşından 75 yaşına kadar gencinden yaşlısına, açığından kapalısına, çapulcusundan aydınına, enteline kadar insanla doldu taştı. Çok ta güzel oldu. Bir bakıma halkımız üzerindeki stresi de atmış oldu.
Bu vesile ile Belediye ‘yi ve Başkan Dursun Mirza’yı kutlarım.
Festivalin bir de ticaret boyutu da vardı. Hayat pahalılığının, işsizliğin, sömürünün tavan yaptığı, kapitalizmin sarıp sarmadığı ülkemizde artık ayakta kalmak çok zor oldu. Ekmek parası kazanan ticaret yapan eş dost, şekercisi, baloncusu, dondurmacısı, gazinocusu, cafeleri, yeme içme yerleri festival boyunca doluydu. Bu festival onların bayramı oldu. Şehrimizde önemli koltuklarını işkal edenlerin yüzde 99’u ticaretin içinde, festivali eleştirirken bunları da göz ardı etmeleri bence de çok şaşırtıcı ve komik oldu. Festivalin en güzel yanı, İstiklal Marşı ile açılıp Onuncu Yıl Marşı ve havai fişek gösterileri ile kapanışı oldu.
Atatürk’ü ağzına alamayan, İstiklal Marşında ayağa kalkmayan, Onuncu Yıl Marşına tepki koyan okullarda Andımızı yasaklayan, Bayrağımıza sahip çıkamayanlara Festival sonunda yapılan ve Onuncu Yıl Marşı ile desteklenen havai fişek gösterilerinde halkımızın çılgınca alkışları, destekleri, katılımları bu hassas dönemde bence kapak oldu.
Güzel yurdumuzu, kendi canları ve kanları pahasına koruyan, anlı şanlı Türk Bayrağını ve bu güzel vatanı bizlere emanet eden Atamız ve tüm Mehmetçikleri yâd ederken, onları dualar ile anarken, bize bıraktıkları değerler için onlara teşekkür edelim, Allah’a da hamd edelim.
Ne Mutlu Türküm Diyene;
Gerisi lafı güzaf.
canemregündem.com