03 Nisan 2015
Can Emre
1 MAYIS İŞÇİ ve EMEKÇİ BAYRAMI MI?
Sevgili dostlar yarın 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı, böyle anlamlı bir bayramı kutlarken ülkemde acıların, sancıların, huzursuzlukların ve baskıların olması çok acı.
Bayramı, Bayram gibi yaşayamadıktan sonra bence, Bayram olmuş, olmamış pek anlamlı değil…
Yarın 1 Mayıs gerçekten Türkiye’de 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı mı?
Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Atatürk, kalkınmayı, büyümeyi, gelişmeyi ve halkın refahını devlet eliyle büyüme ve kalkınma olarak görmüş, devlet kurum ve kuruluşları ile ekonomiyi büyüterek, vatandaşlarına iş ve aş vererek büyümeyi hedeflemişti.
Özal 24 Ocak 1980 Ekonomik Kararları ile devletin kurumlarını yabancı sermayeye açmış, yine 1980’den sonra Başbakan olarak, bu politikayı sürdürmüş, özel sektör eliyle büyüme modeli ile daha sonra Kemal Derviş Politikaları hayata geçirilmiş, son olarakta 2002’de AKP ve Başbakan Erdoğan ile bu program zirve yaparak, özelleştirmeler başlamıştır.
AKP İktidarı ‘Milli olan ne varsa’ toptan özelleştirerek devletin elindeki her şeyi ama her şeyi satarak devletin küçülmesine sermayenin özele geçmesine neden olmuş, tarikatlar ve sermaye grupları ile ‘kendi burjuvazi sınıflarını yaratarak’ devleti yönetmişlerdir.
Bu süreçte işçi, emek, demokrasi, eşitlik, özgürlük ve hukuk kavramları değiştirilerek, işçi alt sınıf olurken, ‘tarikat burjuvazisi büyüyerek’ sanayici, iş adamı, patron, tüccar ve müteahhitler üst sınıf, işçi ve emek kesimi de alt sınıf olarak nitelenmişti.
AKP-Tarikat burjuvazisinde sanatçılar, sporcular, gazeteciler, sanayiciler, iş adamları, yazar ve çizerler, öğretim üyeleri gibi birçok kesim AKP burjuvazisini temsil ederken, merkezi din olan argüman ile kendi gruplarını ve çevrelerini büyütüp, kendi dışında kalan tüm kesimleri ikinci sınıf görerek yok saymış, kendi düşüncesi dışındaki düşünceleri ve tavırları şiddetle reddederek onları cezalandırmıştır.
Bunları anlattım çünkü 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramını kutlayacağımız bu günde nereden nereye geldiğimizi size göstermek istedim.
1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı demek, sömürüye, baskıya, düzene, sınıfsal ayrımcılığa, köleliğe, adaletsizliğe, emperyalizme, liberalizme, kapitalizme, tarikatlara, özelleştirmelere, taşeronlaşmaya ve ağalık düzenine baş kaldırıdır, feodaliteyi reddetmedir.
1 Mayıs’ın anlamı özeldir, önemlidir…
1 Mayıs Atatürk İlke ve İnkılaplarının devrimlerinin korunmasıdır, demokrasi, özgürlük ve emeğin insanca yaşamanın, fert olarak bağımsız, özgür yaşamanın kutlandığı kabul gördüğü Bayramdır.
1 Mayıs emek, alın teri, çalışma barışıdır. Eşit ve insanca yaşamak insanlığın ve insanların en temel haklarıdır.
1 Mayıs, burjuvaziyi, tek adamlığı, faşizmi, emperyalizmi reddeder…
1 Mayıs zorlamayı, baskıyı reddeden düşüncenin hayata geçmiş hali olup, yine 1 Mayıs barış-kardeşlik-işçi barışı ve sendikal hakların insanca yaşamada vücut bulmuş halidir.
Ülkemde, AKP iktidarında yok edilen sosyal sınıflar, sendikalar, partiler, düşünceler, özgürlükler ve demokrasi yerine kendi düzenini ve yapısını kuran kendi burjuvazi sistemini yaratan, AKP-Tarikatlar, sayesinde ülkemde el değiştiren ticaret-sanayi-kurumlar sayesinde yüzlerce hatta binlerce çalışanda yeni burjuvazinin emrine girmiş durumdadır.
Yarın, 1 Mayıs;
İşçiler, çalışanlar, emek kesimi yarın meydanlarda ancak bir farkla, yeni burjuvazinin emrinde olanlar meydanlara, sokaklara, caddelere çıkamayacak, yeni düzen holdinglerin ve patronların iki dudağı arasında, özgürlükler yok, bağımsızlık yok, serbestlik yok, sendika yok, sadece çalışmak, çalışmak yine çalışmak var…
Yani kölelik düzeni.
Bu nedenle yarın 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı ülkemde yukarıda saydığım AKP-Tarikat Burjuvazisi hariç, tüm kesimlerin bayramını kutlarım, nereden nereye geldik, eskiden sendikacılara ‘sendika ağaları’ diyorlardı;
Şimdi yer değiştirdi artık ağalar ‘İktidar, Tarikat ve İş adamları’ oldu.
Ne olursa olsun, tüm olumsuzluklara rağmen gene de emek ve emekçinin bayramı kutlu olsun, mühim olan burjuvazi olmak değil, mühim olan onurlu insan olabilmektir, hepinize iyi bayramlar..
Nazım Hikmet’le bitirelim;
Davet;
Dörtnala gelip Uzak Asya’dan, Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan, bu memleket, bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benzeyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim… Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim…
1 Mayıs kutlu olsun…
canemregündem.com