NATO NEDİR? NATO ÜYELİĞİMİZ

0
494
NATO Nedir?
NATO Nedir?

NATO NEDİR? NATO ÜYELİĞİMİZ

18 Şubat 1952; NATO Üyeliğimiz.

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO), 4 Nisan 1949‘da Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliğinin yayılmacı politikasına karşı 12 ülke tarafından imzalanan Kuzey Atlantik Antlaşması‘na dayanarak kurulan ve farklı dönemlerde 17 ülkenin daha katıldığı uluslararası askeri ittifaktır. NATO’nun asli görevi, üye ülkelerin özgürlük ve güvenliklerini korumaktır. NATO’nun merkezi Belçika’nın başkenti Brüksel‘de bulunmaktadır.

NATO’nun, topraklarının büyük bir kısmı Avrupa ve Kuzey Amerika’da bulunan yirmi dokuz üyesi vardır. Bu yirmi dokuz üyenin on ikisi, örgüte 1949’da katılan kurucu üyelerdir; diğer on yedi üye ise yedi genişleme süreci sonunda örgüte katıldı. Az sayıda NATO üyesi ülke GSYİH’ sinin yüzde iki ve daha fazlasını savunmaya harcamaktadır, ABD ise NATO savunma harcamalarının dörtte üçünü gerçekleştirmektedir.

Merkezi Brüksel olan örgüt 28 üyeden oluşmaktadır. Örgütün resmi dilleri İngilizce ve Fransızcadır. NATO savunma amaçlı kurulmuş bir örgüttür. NATO’nun askeri kanadı üye ülkelerin Genelkurmay Başkanları tarafından ya da onlar adına daimi görev yapan askeri personeller bulunmaktadır. NATO’nun ün üst organı Askeri Komitedir. NATO’nun yetkili en üst personeli ise NATO Komutanı’dır. NATO’ya karşı 1955 yılında Sovyetler eksenli Varşova Paktı kurulmuştur. Bu örgütün kurulmasında en önemli etkenlerden biri ise Almanya’nın NATO’ya üye olmasına tepki olarak da ortaya çıkmış bir örgüttür. NATO ve Varşova Paktı savunma amaçlı kurulan bir örgüttür.

Tüm NATO üyelerinin toplam askeri harcaması, dünyadaki savunma harcamalarının %70’inden fazladır. Üyelerin savunma harcamalarının GSYİH’lerinin %2’si kadar olması gerekmektedir. Kuzey Atlantik Antlaşmasının 6. maddesine göre NATO’nun “sorumluluk bölgesi” Atlas Okyanusundaki Yengeç Dönencesi’ne kadardır ve bu yüzden bazı üye ülkeler tamamen kapsanmamaktadır. Kuzey Atlantik Antlaşmasının örgüte üye ülkelerin silahlı bir saldırıya uğrayan herhangi bir üye ülkeye yardım etmelerini öngören 5. maddesi, NATO tarihinde ilk ve tek kez 2001’deki 11 Eylül saldırılarından sonra uygulandı. Gerçekleştirilen bu saldırıların ardından askerler, NATO liderliğindeki ISAF’in emrinde Afganistan’a konuşlandırıldı.

Örgüt aralarında Irak’a eğitmen yollanması, korsanlığa karşı operasyonların desteklenmesi ve 2011’de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1973 sayılı kararı uyarınca Libya üzerinde uçuşa yasak bölgenin uygulanması gibi çeşitli ek rollerde yer aldı. NATO üyelerini istişareler için toplantıya çağıran daha az etkili 4. madde, Türkiye tarafından 2003’te Irak Savaşı sırasında, 2012’de Suriye İç Savaşı sırasında silahsız bir Türk F-4 keşif jetinin düşürülmesinin ve Suriye’den Türkiye’ye havan topu atılmasının ardından ve 2015’te Irak ve Şam İslam Devletinin ülkenin toprak bütünlüğüne yönelik tehditleri nedeniyle ve Polonya tarafından 2014’te Rusya’nın Kırım’a müdahalesinden sonra olmak üzere toplamda beş kere uygulandı.

Kuzey Atlantik Konseyinin toplantılarına NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg başkanlık etmektedir ve karar alınması gerektiğinde oy birliği ve genel uzlaşı aranmaktadır. Çoğunlukla oy veya karar bulunmamaktadır. Konseyde veya konseyin alt komitelerinde temsil edilen hiçbir ülke tam bağımsızlığını ve kararlarının sorumluluğunu kaybetmemektedir.

NATO’nun Çalışma Organları Ve Görevleri

NATO Konseyi: Üye ülkelerin sürekli temsilcilerinden ya da dış işleri bakanlarından oluşur. NATO Genel Sekreterinin başkanlık ettiği bu toplantılarda ekonomik, askeri, siyasal, kültürel konular görüşülür.

Sekretarya: Genel Sekreter ve yardımcılarından oluşur. Görevi NATO’nun günlük işlerini yürütmektir.

Askeri Komite: NATO’ya üye ülkelerin genelkurmay başkanlarından oluşur. Askeri Komite NATO Konseyine bağlıdır. Askeri bakımdan en yüksek kuruldur. Bu kurulda savunma sorunları görüşülür. Komite içinde Daimi Grup adı ile anılan üçlü bir grup vardır. Bu grup yürütme organı işlevini görür. Görevi NATO Komutanlarına gerektiğinde emir vermektir.

NATO’nun dört büyük komutanlığı vardır.

Avrupa Yüksek Komutanlığı,

Atlantik Yüksek Komutanlığı,

Manş Komitesi Komutanlığı,

Amerika, Kanada Bölgesi Komutanlığıdır.

Nato Üye Ülkeler

Türkiye 1952’de Kore’ye asker gönderdikten sonra NATO’ya alındı. Yunanistan da 1952 ‘de NATO’yu üye oldu. 1949 da Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliğinin yayılmacı politikasına karşı Batılı 12 ülke tarafından kurulmuştur. Kurucu Üyeleri (12 üye) ABD, İngiltere, Fransa, Kanada, Portekiz, İtalya, Norveç, Danimarka, Belçika, İzlanda, Hollanda ve Lüksemburg’tur. Türkiye NATO üyeliği altında Avrupa kıtası dışında ilk gez Afganistan’da görev üstlenmiştir.

TÜRKİYE’NİN NATO ÜYELİĞİ

ABD ile sürekli ilişkilerini geliştirmek isteyen Türkiye 1949 yılında kurulan savunma örgütüne üye olabilmek için sürekli mesai yapmıştır. Türkiye’nin NATO’ya girmesi örgütün kurulduğu 1949 yılından 3 yıl sonra mümkün olabilmiştir. Türkiye’nin NATO’ya üyelik için harcadığı yoğun mesainin en önemli nedeni hemen yanı başındaki SSCB’nin yayılmacı politikaları olmuştur. Türkiye’den toprak ve Boğazların yönetiminde hak talep eden SSCB Türkiye’yi NATO’yla ittifak arayışına itmiştir. Ancak Türkiye’nin NATO’ya üyelik talebinin tek nedeni SSCB ve güvenlik kaygıları da değildir. SSCB tehdidi, Türkiye’de zaten var olan isteği güçlendirip hızlandırmıştır.

Türkiye, II. Dünya Savaşı sonrası dünyasında çok partili demokratik rejimi kurma çabaları ve çok önemli ekonomik kalkınma sorunlarıyla girmişti. Ekonomik kalkınma olmadan demokrasinin kurulamayacağı, kurulsa bile gelişemeyeceği evrensel olgusundan hareket eden Türk yöneticileri NATO üyeliğini “modern Türkiye” için gerekli görüyordu. Üstelik savaş sonrası siyasal istikrarsızlık döneminde Türk Silahlı Kuvvetlerinin de yeni silahlarda ateş gücünün yükseltilmesi gerekiyordu. Türk yöneticileri tüm bu amaçların gerçekleşmesinin dışarıdan gelecek ekonomik ve askeri yardımı bir ön koşul olarak değerlendirme eğilimindeydiler. Dolayısıyla Türk hükümetinin bakış açısına göre Türkiye’nin NATO üyeliği ekonomik, siyasal ve askeri gelişme amaçlarına yardım edecekti.

Türkiye’nin jeo-stratejik yapısı Sovyetlere yakınlığı Akdeniz ülkesi olması ve Ortadoğu’daki etkinliği ABD’nin Türkiye’ye yaklaşmasını sağlamıştır. Aynı zamanda soğuk savaş senaryolarının uygulandığı dönemde Türkiye’nin Rusya’ya yakınlaşması Amerikan Politikaları için kabul edilemez bir durumdu. O nedenle Amerika bölgesel anlamda Türkiye’nin NATO üyesi olmasını desteklemiştir.

Türkiye’nin NATO’ya üyeliği, Türkiye için Sovyetlere karşı koruyucu kalkan görevi olacaktı. Amerika’ya yakın olmak isteyen ve yönünü Batıya çeviren Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Demokrat Parti Genel Başkanı ve Başbakan Adnan Menderes ülkenin jeopolitik yapısı nedeniyle Rusya’nın Kars ve Ardahan’ı istemesi ayrıca boğazlar sorunu çıkartması bu süreci hızlandırmıştır. Demokrat Partinin almış olduğu karar gereği Kore Savaşına asker gönderilerek bu süreç başlatılmış oldu. İngiltere, Türkiye’yi NATO’ya sadece Ortadoğu görevini üstlenmesini, Ortadoğu Komutanlığını yapmasında görev almasını dile getirmişse de Türkiye’nin asıl isteği Avrupalı bir ülke olduğunu kanıtlamaktı. İngiltere, Türkiye’nin NATO’ya üye olmasından sonra Türkiye’ye böyle bir teklifte bulunmuş olsa da Türkiye bunu kabul etmemiştir.

Türkiye’nin NATO’ya üye olma isteği, bu durumu ABD’nin desteklemesine rağmen Avrupalı üyelerin istememesi üzerine Türkiye yoğun bir dönem geçirmiştir. Bu dönemde ortaya çıkan Kore Savaşı Türkiye için aslında büyük bir öneme sahip olacaktır. 38. Paralelden ayrılan Kore’nin kuzeyinde yer alan Kuzey Kore’nin, Güney Kore’ye sınır anlaşmazlıkları nedeniyle saldırmasıyla Kore Savaşı başlamıştır. Aslında bu iki ülke arkasında ABD ve Sovyetler yer almaktadır. Güney Kore’yi destekleyen ABD, Türkiye’den askeri yardım istemiştir ve bu savaşta Türkiye başarı gösterirse Avrupalı devletlerin Türkiye’nin NATO üyeliğini destekleyebileceklerini dile getirmiştir. Türkiye Kore Savaşı’na 241.piyade birliğini Turgeneral Tahsin YAZICI komutasında göndermiştir. Türkiye bu savaşta çok fazla askeri kayba uğramasına rağmen savaşta büyük bir başarı göstermiştir.

Savaş sonrası Amerika, İngiltere’nin olumsuz tavrını kırmış, Türkiye’nin karşılık beklemeden Kore’ye asker göndermesi kurucu üyeleri memnun etmiş ve Türkiye Kore Savaşında gösterdiği başarı sayesinde oluşumunda 3 yıl sonra 18 Şubat 1952’de Yunanistan ile birlikte tam üye olmuştur.

8 Eylül 1952’de İzmir’de Müttefik Kara Kuvvetleri Karargahı (LANDSOUTHEAST) kurulmuş, karargahın başına ABD’li korgeneral getirilmiştir. 1954’te ise karargaha Fransa, İngiltere ve İtalya’dan askerler dahil edilerek üs güçlendirilmiştir. “NATO Kuvvetler Statüsü Sözleşmesi” Türkiye tarafından 10 Mart 1954 tarihli ve 6375 sayılı kanunla onaylanmıştır. NATO Kuvvetleri Sözleşmesine göre, ABD’nin Türkiye topraklarında askeri tesisler ve üsler kurması ve askeri personel bulundurması kabul edilmiştir. Bu durum ABD’nin askeri üs kurmak için Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu gözler önüne sermektedir.

Türkiye NATO’ya CHP (İsmet İNÖNÜ) döneminde başvurmuştur ancak üyeliği Demokrat Parti (Adnan MENDERES) döneminde kabul edilmiştir. Türkiye, Avrupa’nın güney kanadını oluşturmuştur.

NATO üyeleri tarafından Türkiye nasıl görülüyordu?

Türkiye, NATO üyeliğinden sonra ABD ve İngiltere’nin desteği ile Balkanlarda ve Ortadoğu’da diplomatik faaliyetler yürütmüş, bu bölgede Paktlar oluşturmak suretiyle öncü rol oynamıştır. Türkiye’nin izlediği dış politika ABD ve İngiltere tarafından yakından takip edilmiştir. Başlangıçta Türkiye’nin NATO üyeliğine karşı çıkan İngiltere, daha sonra Ortadoğu savunma sistemine katılması şartı ile onay vermiştir. Coğrafi konumu itibariyle Avrupa ile Ortadoğu arasında bir köprü olarak görülen Türkiye, aynı zamanda Sovyetler Birliğinin Ortadoğu’ya inmesine de engel olacaktı. Kısaca, İngiltere Ortadoğu’daki çıkarlarının korunması için Türkiye ile ilişkilerini geliştirilmeye başlamıştı. Hatta Bağdat Paktının kurulması için destek vermişti.

İngiltere’nin Türkiye’ye bakışının net anlaşılması bakımından Türk-İngiliz İlişkileri ve çeşitli konu başlıklarıyla İngiliz Dış işleri tarafından hazırlanan rapor önemlidir. Raporda, Türkiye’nin coğrafi konumuyla, Güneydoğu Avrupa ve Ortadoğu arasında bir köprü oluşturduğu ve NATO’ya kabulünün sağlanmasındaki ilk çıkarının Balkanların savunması olduğu belirtilmiştir. Ortadoğu’nun savunmasında oldukça heyecanlı olarak tanımlanan Türkiye’nin, bölgenin stratejik “kapağı” olarak Rusya’nın Kafkaslardan petrol-üretim bölgelerine geçişini engelleyerek savunmada başlıca yardımı olabileceği belirtilmiştir.

ABD de, gerekli petrolü Ortadoğu’dan temin etmek için bu bölgeyi kontrolü altında tutmak istemiş ve Türkiye’nin NATO üyeliğine sıcak bakmıştır. Aynı zamanda Türkiye’nin, Kore Savaşı’na asker göndermesi de iyi bir müttefik olabileceğinin kanıtı olmuştur.

1.Dünya Savaşından sonra, güvenliğini sağlamak amacıyla Türkiye, Batı ile ilişkilerini geliştirirken Ortadoğu ile olan ilişkileri kesintiye uğramıştır. Ancak, İngiltere’nin, Türkiye’nin NATO üyeliğini Ortadoğu’da aktif politika izlemesi şartı ile kabul etmesi sonrasında yeniden Türkiye’yi Ortadoğu ile ilişkileri geliştirmeye itmiştir. İngiltere ve ABD’nin teşvikiyle Türkiye’nin Ortadoğu’da güvenliğin sağlanması için ittifak oluşturma fikrine Irak dışında hiçbir Arap devleti sıcak bakmamıştır. Çünkü Türkiye, Ortadoğu’nun önemli sorunlarından biri olarak devam eden Filistin-İsrail sorununun yaşandığı ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’ndaki 29 Kasım 1947 tarihli taksim planı görüşmelerinde Araplar lehine oy kullanmışken, Batı ile bütünleşme çabaları ve NATO’ya üye olma isteği doğrultusunda ABD’nin İsrail’i desteklemeye başlaması Türkiye’nin İsrail’i tanımasına yol açmıştı.

NATO kapsamında Türkiye’deki askeri üsler;

Afyonkarahisar askeri havaalanı Türkiye’nin en büyük askeri havaalanıdır. NATO’nun 2. Büyük havaalanıdır. “Ana Jet Bakım Üssü” olarak kullanılmaktadır.

İncirlik Hava Üssü yönetimi ve denetimi TSK’de olan, NATO’nun önemli bölgesel bir depo üssüdür. Adana’ya 10 km uzakta olan üs, Akdeniz’e 56 km uzaklıktadır. Türk Hava Kuvvetleri 10.Ana jet üssü ve ABD hava kuvvetleri 3p.Ana jet üssü burada görev yapmaktadır.

İzmir Hava Üssü İzmir’in 17 km kuzey batısında Çiğli’de bulunan Avrupa’daki ABD Hava Kuvvetleri2ne (USAFE) bağlıdır. 42 uçak ve 300 askeri personel bulunan üsse I-HAWK ve Roland füze sistemleri konuşlandırılmıştır. İzmir Hava Üssü NATO’nun Türkiye’deki en eski askeri üssü olmakla beraber, son yıllarda önem kazanmıştır. 11 Ağustos 2004’te LANDSOUTHEAST karargâhı Napoli’den İzmir’e taşınmıştır. 1 Ocak 2006’da da ABD 16.hava filosu Almanya’nın Ramstein hava üssünden alınarak buraya yerleştirilmiştir.

Şile üssü: Stinger füzelerinin fırlatılması için uluslar arası standartlarda bir atış alanıdır.

Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığı: Irak savaşı sürecinde NATO tarafından getirilen AWACS’lar burada üslenmiştir. Balıkesir 9. Hava Jet Üssü: Bu üste 6 adet “vault” denilen füze rampası bulunmaktadır.

Muğla Aksaz Deniz Üssü:  Ankara-Ahlatlıbel, Amasya-Merzifon, Bartın, Çanakkale, Diyarbakır-Pirinçlik, Eskişehir, İzmir-Bornova, İzmit, Kütahya, Lüleburgaz, Sivas-Şarkışla, İskenderun, Ordu-Perşembe, Rize-Pazar, Erzurum, Van-Pirreşit ve Mardin’de NATO’ya bağlı Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezleri (CAOC6)

canemregündem.com

TEILEN
Önceki İçerikGEÇMİŞ YILLARDA DARBELER VE ÜLKEMİZ
Sonraki İçerikNATO UYGULAMALARI ve YAŞANAN KRİZLER
Bağımsız, özgür, hiç bir kişi yada kurum ile nakdi, ayni yardım ilişkisi içinde olmayan, sadece özgür gazetecilik ve habercilik yapan, çevreye, doğaya ve canlı haklarına saygılı, gazetecilik anlayışı ile gündeme ışık tutmak için yola çıktım. Amacım sadece gazetecilik...

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here