OSMANLI AMERİKA İLİŞKİLERİ

0
844
Osmanlı Amerika İlişkileri
Osmanlı Amerika İlişkileri

OSMANLI AMERİKA İLİŞKİLERİ

Osmanlı-ABD…

Günümüz olaylarının anlaşılmasında önemli bir yere sahip olan tarihi olayları bilmek geçmişi anlayarak geleceğe yön vermede önemli bir parametredir. Osmanlı-Amerikan ilişkileri bu açıdan değerli ipuçları taşımaktadır. Dünyanın jeopolitik ve jeostratejik açıdan önemli bir merkezinde bulunan Türkiye dünya tarihinde her zaman önemli bir rol oynamıştır. ABD`nin ticari çıkarlarıyla başlayan Osmanlı-Amerikan ilişkileri; kabaca 3 safhaya ayrılır.

Amerika İlişkileri

Birincisi; Osmanlı-Amerika ilişkileri.

İkincisi; Atatürk önderliğinde kurulan yeni Türkiye Cumhuriyetinin ilişkileri.

Üçüncüsü; Atatürk’ün vefatı sonrası yaşanan Türk-Amerikan ilişkileri.

ABD`nin ticari çıkarlarıyla başlayan Osmanlı-Amerikan ilişkileri XIX. yüzyılın farklı dilimlerinde değişiklik göstermiş olup, Osmanlı-Amerikan ilişkilerinde ekonomik sebeplerden çok, siyasi amaçlar belirleyici olmuştur. Bugün ABD için vazgeçilmez partner olan Türkiye bu konumuna Osmanlı birikimiyle gelmiştir. Dünyanın jeopolitik ve jeostratejik açıdan önemli bir merkezinde bulunan Türkiye dünya tarihinde her zaman önemli bir rol oynamıştır. ABD`nin ticari çıkarlarıyla başlayan Osmanlı-Amerikan ilişkileri XIX. yüzyılın farklı dilimlerinde değişiklik göstermiştir. Osmanlı, Atatürk ve Atatürk sonrası ilişkiler ile Türk-Amerikan ilişkileri daha sonra NATO konsepti çerçevesi ile değişen dünya düzeni ile bir inişli bir çıkışlı süreçlerde ilerlemiştir.

1783’de bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkan ABD kısa sürede kendine özgü yapısını oluşturmuştur. Uluslararası ticari faaliyetlere öncelik veren Amerika’nın ticari faaliyet alanlarından biride Akdeniz bölgesi olup, Amerikan gemileri Akdeniz’e açıldığında o güne kadar kendisini tanımayan Osmanlı’ya para veya değerli askeri malzemeler vermek durumunda kalıyordu. Cezayirli gemicilerin izinsiz dolaşan iki Amerikan gemisine el koyması ABD`nin adımlarını çabuk atmasına neden olmuştur. Amerikan hükümeti 1795 senesinde Cezayir, 1796`da Trablus ve 1797`de Tunus ile antlaşma imzalamıştır. Ayrıca Cezayir ile yapılan antlaşma metni Türkçe olup Osmanlı diplomatiğine ait belge türü olan ‘âhidnâme’ terminolojisiyle yazılmıştır.

1799 yılında ABD Başkanı John Adams, Osmanlı ile anlaşmak için adım atsa da bu adım ancak 1800 yılında George Washington firkateynin İstanbul’u ziyareti sonrası Osmanlı-Amerika ilişkileri başlamıştır. Daha sonra 1827 yılında Fransız, İngiliz ve Rus gemilerinden oluşan müttefik donanması Navarin’de (Navarin Deniz Faciası) Osmanlı Donanmasını imha etmesi sonucu İngilizlerin baskısı ve oyunlarına dayanamayarak yine İngilizlerin dışındaki ülkelere yönelme durumunda kalarak 7 Mayıs 1830 yılında Osmanlı Devleti, Amerika ile Seyr-i Sefâin Ticaret a-Antlaşması imzalıyordu.

Bu antlaşmanın birinci maddesi Amerikan tüccarları ile ticaret gemilerine ‘en çok kayrılan devlet’ kaydından, dördüncü maddesi de Osmanlı ülkesinde bulunan Amerikan vatandaşlarına ‘kapitülasyon’ ayrıcalıklarından faydalanmak hakkını vermekteydi. Daha sonra 1845‟te Zapçıoğlu Abraham adlı şahsın şehbender ‘Konsolos’ olarak gönderilmesiyle başlayan süreç 1867`de Fransız asıllı Edme Blacque ‘Bulak-Blak’ Bey Washington elçisi olarak göreve atanmasıyla devam etti.

Bu tarihte sonra açılan temsilcilikler ve okullar Amerikan nüfusunun oluşmasını sağlayarak, misyonerlik çalışmaları ivme kazandı. Kırım Savaşı sonunda Osmanlı ekonomisi açmaza girince Amerika ilişkileri farklı bir boyut kazandı. 1877-78 Savaşı, Osmanlı tarihinde birçok açıdan dönüm noktası olduğu gibi Osmanlı-Amerikan ilişkilerinde de önemli bir milattır. Bu tarihten sonra Osmanlı siyasetinin içinde barındırdığı bunalımlar artmış ve birçok Avrupalı büyük gücün yanı sıra ABD de Ermeni sorununu bahane ederek Osmanlı iç işlerine karışma sürecine katılmıştır. Özellikle Amerikan basını Ermenileri destekler yönde yayın yapmıştır. Bu yayınlarla Ermenilere Osmanlı topraklarında baskı yapıldığı iddia edilmiştir.

Sonuç olarak, verilen imtiyazların sınırlarını kendileri genişletmeye başlayan Amerikalılar, Osmanlı Devleti ile anlaşmazlığa düşmüşlerdir. İlk yıllarda Osmanlı Devleti tarafından çok fazla önemsenmeyen misyonerlik, Osmanlı-Amerikan ilişkilerinin bazen gerginleşmesine neden olmuştur. Misyonerlik faaliyetiyle Ermeni milletini hedef kitle seçen Amerikalılar, Ermeni isyanlarının çıkmasında başka pek çok faktörle birlikte rol oynamışlardır.

Bütün bunlara rağmen İngiltere ve Rusya gibi devletlerin tutumlarına göre ABD, Osmanlı Devleti tarafından her zaman daha ehven bir Batılı devlet olarak görülmüştür. Osmanlı-Amerikan ilişkileri, karşılıklı yakın tehdit endişesi bulunmaması ve denizaşırı mesafeden kaynaklanan güven sebebiyle genellikle dostluk çerçevesinde gelişmiştir.

Tabii, iki devlet arasında savaş yapılmaması da önemli bir husustur. Devletler arasındaki dostluk çıkarlar devam ettiği sürece var olagelmiştir. Osmanlı döneminde, Türk-Amerikan ilişkileri özellikle 1890´dan sonra, 21. yüzyılla benzer bir şekilde, daha çok ABD`nin yararlandığı ekonomik ve siyasi tavizlerle sürmüştür denebilir.

*( Navarin Faciası; Navarin Deniz Muharebesi, 20 Ekim 1827) ” Osmanlı ve Mısır donanmalarına karşı birlikte hareket eden İngiliz, Fransız ve Rus donanmaları arasında geçmiş olan bir deniz muharebesidir.  İngiliz, Fransız, Rus ve Rumlar Yunanistan’a bağımsızlık verilmesi için Osmanlı’nın gemilerinin bulunduğu Navarin Limanını kuşatması ve bombalaması olay”

canemregündem.com

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here