AMERİKAN BAŞKANLARININ ORTADOĞU DOKTRİNLERİ
Amerika…
Amerika içeride ve dışarıda kendi ulusal çıkarları için bir takım manevra kabiliyeti geliştirerek doktrin ve stratejiler ile dünyada egemenlik kurmaya çalışan Ulusal bir emperyal Devlettir. Bu bağlamda Amerika konjonktürel olarak yine bazı ABD Başkanları ile uygulamaya koydukları strateji, doktrin ve ilkeler ile ülkeleri çevreleme politikaları izleyerek hakimiyet kurmak isterler.
Amerikan dış politikasında Doktrinler, ABD Başkanının izlenen önceki dönem dış politikasından bölgesel veya küresel düzeyde köklü bir şekilde farklı bir politika izleyeceğine işaret eden söylemleri üzerine inşa edilir ve o Başkanın adıyla anılır. Ortadoğu’ya ilgisi 1945’ten sonra yoğun şekilde artan ABD’nin bölge politikasına özellikle Soğuk Savaş dönemi boyunca ve SSCB tehlikesine karşı, bölgesel anlamda uygulamaya koyduğu ve bunu uygulayan Başkanların adıyla anılan dış politika olguları şunlardır..
Truman Doktrini (12 Mart 1947)
Gerekçe: Soğuk Savaş’ın başlaması ve iki kutuplu yapıda Sovyetlere karşı ABD’nin Türkiye ve Yunanistan ile siyasi ve askeri işbirliğine girmek istemesi
- ABD, komünizm tarafından tehdit edilen, ‘silahlı azınlıklar veya dış baskı ile boyunduruk altına alınmaya karşı direnen özgür uluslara mali ve askeri yardım vermeyi’ taahhüt etmiştir.
- Bu çerçevede Türkiye ve Yunanistan’a 400 milyon dolarlık yardım yapılmış ve askeri işbirliğinin önü açılmıştır.
Eisenhower Doktrini (5 Ocak 1957)
Gerekçe: Süveyş Savaşı sonrası İngiltere’nin bölgedeki gücünün erozyona uğraması ve güç boşluğunu Sovyetlerin doldurma ihtimali
- Bağımsızlığını korumak için ekonomik kalkınma çabası içinde olan Orta Doğu ülkelerine ekonomik yardım yapılması;
- Bunlardan isteyen ülkelere askeri yardım da yapılması;
- Uluslararası komünizmin kontrolü altında bulunan herhangi bir devletten gelecek açık silahlı saldırıya karşı ve bölge devletleri istediği takdirde Amerikan silahlı kuvvetlerinin kullanılması.
Nixon Doktrini (25 Temmuz 1969)
Gerekçe: Vietnam Savaşında ABD’nin uğradığı güç kaybı ve İngiltere’nin Basra Körfezinden de çekilmesi
- ABD, özgür ulusların savunulması ile ilgili bütün kararları, bütün planları ve bütün programları yalnız başına yürütmek durumunda olmadığını açıklamakta ve yükün bir kısmını Amerika’nın dost ve müttefiklerinin üstlenmesini istemekteydi.
- Nixon Doktrini’nin esası, “bundan böyle bölgesel çatışmalara ABD’nin doğrudan askerî müdahalelerde bulunmayacağını ve bunun yerine askeri ve ekonomik yardımla yetineceğini” öngörmesiydi.
- Bu çerçevede ABD, Ortadoğu’da Sovyet yayılmasına karşı İran ile Suudi Arabistan’a silah satışlarını arttırarak “iki ayaklı politika” uygulamasına gitmiştir.
Carter Doktrini (23 Ocak 1980)
Gerekçe: İran’da Şah rejiminin devrilmesi ve Sovyetlerin Afganistan’ı işgali
- ‘Herhangi bir dış gücün Basra Körfezi bölgesini kontrol etme girişiminde bulunması, ABD’nin hayati çıkarlarına bir saldırı şeklinde değerlendirilecek ve böyle bir saldırı askeri güç dahil gerekli her türlü aracın kullanılması yoluyla püskürtülecektir.’
- Carter doktrini, ABD’nin hayati çıkar alanı olarak tanımladığı Basra Körfezi bölgesinde dost ve müttefik ülkelerin savunulması için daha fazla sorumluk alacağını ve bu doğrultu- da askeri harcamaları artıracağını göstermiştir. Bu çerçevede ABD, Basra Körfezi’nde Acil Müdahale Görev Gücü (bugünkü Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) ilk şekli) kurulmuş, Körfez İşbirliği Konseyi’nin kurulması ve Afganistan’da Sovyet işgaline karşı savaşan ‘mücahitleri’ desteklenmiştir.
William J. Clinton (1993-2001)
Başkan Clinton adıyla anılan bir doktrin yoktur, fakat döneminde bazı politikalar öne çıkmıştır.
- Çifte Çevreleme Politikası: ABD’nin Ortadoğu’da çıkarlarına tehdit olarak gördüğü mevcut Irak ve İran rejimlerinin yaptırımlarla ekonomik ve siyasi baskı altına alınması, bu rejimlerden kaynaklanan tehditlerin etkisizleştirilmesi ve bölge siyasetinden izole edilmesi hedeflenmiştir.
- Ortadoğu Barış Süreci: Arap-İsrail ihtilafının ve Filistin meselesinin çözümü; bu çerçevede İsrail ve komşu Arap devletleri ile işgal altındaki Filistinlileri temsilen FKÖ arasında 1991 Madrid Konferansı ile başlayan barış çabalarının desteklenmesi hedeflenmiştir.
Bush Doktrini (17 Eylül 2002)
Gerekçe: 11 Eylül Saldırıları
- Önceden Vuruş/Önleyici Savaş ilkeleriyle özetlenebilecek olan bu doktrine göre: ABD, kendisine tehdit olarak gördüğü herhangi bir devlete karşı tehdit henüz yakın hale gelmeden savaş açabilir. Bu çerçevede ‘küresel terörizme karşı savaş’ adı altında ABD, Afganistan’a askeri müdahalede bulunmuş ve Irak’ı işgal etmiştir.
- Büyük Ortadoğu Projesi: Ortadoğu’da yükselen ve Amerikan çıkarlarını tehdit eden ‘radikalizmin’ temel nedeni olarak görülen ekonomik geri kalmışlık ve demokrasinin zayıflığı gibi problemlerin çözümü için bölgenin geniş kapsamlı reformlar yoluyla toplumsal, ekonomik ve siyasal olarak dönüştürülmesi hedeflenmiştir.
Barack H. Obama (2009-2017)
- Başkan Obama’nın adıyla anılan özel ve açık bir doktrin yoktur, fakat ‘Obama doktrini’ ile ilgili tartışmalar devam etmektedir.
- Obama’nın Ortadoğu politikasında hasım rejimlerle angajman siyaseti; doğrudan askeri güç kullanımından kaçınarak yerel ortakları seferber etme (arkadan yönlendirme- leading from behind); ve dış politikada stratejik ağırlık merkezinin Asya’ya kaydırılması (Asia pivot) gibi hususlar öne çıkmıştır.