LENİNİZM NEDİR?

4
232
komünizm-lenin
Leninizim Nedir?

LENİNİZM NEDİR?

Lenin…

Marksizm üzerine kurulmuş politik ve ekonomik bir teoridir Leninizm, emperyalizm ve proletarya devrimi çağının Marksizm’idir. Daha tam söylemek gerekirse, Leninizm, genel olarak proleter devrimin teori ve taktiği, özel olarak proletarya diktatörlüğünün teori ve taktiğidir.

Leninizm, Marksizm üzerine kurulmuş politik ve ekonomik bir teoridir. Marksizm`in bir kolu ve aşaması olarak ele alınır, Sovyet lider Vladimir İlyiç Ulyanov (ya da bilinen adıyla Lenin) tarafından geliştirildiği kabul edilir. Marx ve Engels, emperyalizmin henüz gelişmediği devrim-öncesi dönemde, proletarya devriminin pratikte henüz kaçınılmaz olmadığı bir dönemde, savaşım verdiler. Marx ve Engels’in öğrencisi olan Lenin ise, gelişmiş emperyalizm döneminde, proletarya devriminin bir ülkede başarıya ulaştığı, burjuva demokrasisini yendiği ve proletarya demokrasisi çağını, Sovyetler çağını açtığı gelişme halindeki proletarya devrimi döneminde savaşım verdi.

Leninizm, proletarya devriminden doğmuştur ve zorunlu olarak bu devrimin izini taşır; ikincisi, Leninizm, İkinci Enternasyonalin oportünizmine karşı savaşta, büyümüş ve güçlenmiştir, o savaş ki sermayeye karşı savaşımın başarılması için zorunlu bir ön koşul idi ve zorunlu bir ön koşuldur.

Hakkında

Lenin, Marx’ın temel eserini üç temel noktada, yani felsefe, ekonomi ve siyasal alanlarda geliştirdi, onu yeni koşullara uygun bir öğreti olarak ve temel ilkelerinden sapmaksızın yeniden üretti. Kısacası Leninizm, Marksizm’in çağın gereklerine göre hem kuramsal hem politik hem de ekonomik alanda, temel ilkelere bağlı kalarak yeniden uyarlanması olarak anlaşılır.

Leninizm’in Marksist geleneğe en büyük katkısı demokratik merkeziyetçi örgüt yapısını savunmasıdır. Leninizm kavramı, yeni olgular ve yeni bilimsel gelişmeler doğrultusunda Marksizm’in yeniden geliştirilmesi gereği üzerinden değerlendirilir ve Marksizm’in devrimci ve bilimsel özüne uygun olarak geliştirilmesi olarak anlaşılır.

“Leninizm” terimi Lenin hayattayken çok kullanılan bir terim değildir, ancak sağlık sorunları nedeniyle ölümünden bir süre önce, Sovyet hükumetinde aktif rolünü sonlandırdıktan sonra sıklıkla kullanılmaya ve yaygınlaştırılmaya başlandı. Asıl olarak ise 3. Enternasyonal’de (Komintern) Grigory Zinoviev “Leninizm” terimini kullandı ve terim popüler hale geldi. Bu tarihten itibaren, Leninizm kavramı, Marksizm içinde, onun yeni bir aşaması olarak kabul edildi ve kuramsallaştırıldı.

Stalin Lenin’in Marksizme katkısını şu şekilde aktarmıştır;

Lenin, Marx ve Engels’in öğretilerini salt eyleme geçirmekle kalmadı. O aynı zamanda, Marx ve Engels’in öğretisinin sürdürücüsüydü. Bu ne anlama gelir? Bu, onun Marx ve Engels’in öğretisini, gelişmenin yeni koşullarına, kapitalizmin yeni dönemine, emperyalizme uygun olarak daha da geliştirdiği anlamına gelir. Bu, Lenin’in sınıf mücadelesinin yeni koşullarında, Marx’ın öğretisini daha da geliştirerek Marksizm’in genel hazinesine, Marx ve Engelsin verdiklerine kıyasla, emperyalizm öncesi kapitalist dönemde verilebilecek olana kıyasla yeni şeyler kattığı anlamına gelir ve Lenin’in Marksizm’in hazinesine kattığı bu yenilik, tamamen Marx ve Engels’in ilkelerine dayanmaktadır.

 Leninizm Tarihsel Kökleri

Leninizm, emperyalizm koşullarında, kapitalizmin çelişkilerinin en aşırı noktaya ulaştığı; proletarya devriminin hemen çözülmesi gereken bir eylem sorunu haline geldiği, eski, işçi sınıfını devrime hazırlama döneminin yeni bir döneme, sermayeye karşı doğrudan doğruya savaşım dönemine dönüştüğü bir zamanda gelişti ve biçimlendi.

Lenin, emperyalizme “can çekişen kapitalizm” derdi. Neden?

Çünkü emperyalizm, kapitalizmin çelişkilerini son sınırına, ötesinde devrimin başladığı noktaya vardırır da ondan. Bu çelişkiler arasında, en önemli sayılması gereken üç çelişki vardır;

Birinci çelişki, emek ile sermaye arasındaki çelişkidir. Emperyalizm, sanayi ülkelerinde, tekellerin, tröstlerin, konsorsiyumların, bankaların ve malî oligarşinin tam egemenliği demektir. Bu tam egemenliğe karşı savaşımda, işçi sınıfının sendikalar, kooperatifler, parlamenter partiler ve parlamenter savaşım gibi alışılagelen yöntemlerinin tamamıyla yetersiz olduğu görülmüştür. Ya kendini sermayeye teslim et, eskisi gibi sürün, hatta daha da aşağıya düş; ya da yeni bir silaha sarıl; emperyalizm, proletaryanın sayısız kitleleri önüne, sorunu böyle koyar. Emperyalizm, işçi sınıfını devrime götürür.

İkinci çelişki, ham madde kaynaklarını, başkalarının topraklarını ele geçirmek için savaşım halinde olan çeşitli malî gruplar ve emperyalist devletler arasındaki çelişkidir. Emperyalizm, ham madde kaynaklarına sermaye ihracıdır, bu kaynakların tekeline sahip çıkmak için amansız savaşımdır; “yaşam alanı” arayan yeni malî grupların ve devletlerin, zorla aldıkları yerlere, kene gibi yapışan eski gruplara ve devletlere karşı kıyasıya yürüttükleri, paylaşılmış dünyanın yeniden paylaşılması uğruna savaşımdır. Çeşitli kapitalist gruplar arasındaki bu kıyasıya savaşımın dikkate değer yanı, emperyalist savaşları, başkalarının topraklarını fethetmek için yapılan savaşları, bu savaşımın kaçınılmaz bir öğesi olarak içermesidir. Bu da, emperyalistlerin karşılıklı zayıflamasına, genel olarak kapitalizmin durumunun zayıflamasına, proletarya devrimi saatinin yaklaşmasına, bu devrimin zorunluluğuna neden olması bakımından dikkate değerdir.

Üçüncü çelişki, bir avuç egemen “uygar” ulus ile dünyanın yüzlerce milyonluk sömürülen ve bağımlı halkları arasındaki çelişkidir. Emperyalizm, geniş sömürgelerin ve bağımlı ülkelerin yüz milyonlarca insanının en utanmazca sömürülmesi, onlara en insanlık dışı zulüm demektir. Bu sömürünün ve zulmün amacı, daha fazla kâr sızdırmaktır. Ama emperyalizm, bu ülkeleri sömürürken, buralarda demiryolları, fabrikalar ve yapım evleri, sanayi ve ticaret merkezleri kurmak zorundadır.

Bu “siyaset “in kaçınılmaz sonuçları, bir proletarya sınıfının ortaya çıkması, yerli aydınların yetişmesi, ulusal bilincin uyanması, kurtuluş hareketinin güçlenmesidir. İstisnasız bütün sömürgelerde ve bütün bağımlı ülkelerde devrimci hareketin güçlenmesi, bu gelişmenin belirgin bir kanıtıdır. Sömürgeleri ve bağımlı ülkeleri, emperyalizmin yedek gücü olmaktan çıkarıp, proletarya devriminin yedek gücü haline getirerek, kapitalizmin mevzilerini temelden yıkmak, proletarya için önemlidir.

Başka bir deyişle, emperyalizm, devrimin kaçınılmazlık haline gelmesi sonucuna varmakla kalmadı, kapitalizmin kalelerine doğrudan doğruya saldırmak için elverişli koşulların yaratılması sonucuna da vardı. Leninizm’i doğuran uluslararası durum işte budur.

canemregündem.com

4 YORUMLAR

  1. Hey! I know this iss somewhat off-topic however I had tto ask.
    Does operating a well-established website sujch as yourds require
    a massive amount work? I amm brand nnew too writting a blog but
    I ddo write iin my diary daily. I’d likee too start a blog soo I can easiy share my personal experience and feelings
    online. Please llet mme know iff you havve anny kind of recommendations orr tips ffor neew
    aspirihg bloggers. Thankyou!

  2. Does youhr website hhave a comtact page? I’m having poblems lcating it but,
    I’d liike tto send youu ann email. I’ve got some
    creatkve ideas for your blog you might be interesteed in hearing.
    Either way, great site andd I lolok forward too seeing iit expand over time.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here