ATATÜRK VE KOMÜNİZM
Atatürk…
Son yıllarda, Atatürk başta olmak üzere, yine Atatürk İlkeleri/felsefesi/doktrinleri ve ürettikleri ile ilgili aşırı bir yıpratılma yaşadığımız gerçeği ile karşı karşıyayız.
Çünkü Atatürk, bu ülkenin kurucusu…
Aynı zamanda İlkeleri/felsefesi/doktrinleri, Ulusal Kurtuluş Savaşı sonrası yeni Türkiye’nin oluşması için ortaya koyduğu değerlerdir.
Yine Ulusal Kurtuluş Savaşı ile başlayan, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, daha sonra siyasi parti olarak Halk Fırkası, ardından Cumhuriyet Halk Fırkası ve son olarakta Cumhuriyet Halk Partisi ile vücut bulan Cumhuriyet, bugün maalesef aşındırma ile karşı karşıyadır.
Bu aşındırma Atatürk’ün İlkeleri/felsefesi üzerinden devam edip, gizlenen gerçeklerin arkasına sığınanlar, Atatürk’ü kimi zaman Marksist/Sosyalist ve Solcu/Komünist olarak nitelendirmiş, kimi zaman dinsiz olarak, kimi zamanda otoriter ve hatta daha da ileri giderek, onu despot olarak nitelemekten çekinmemişlerdir.
Tarih bilmeyen, ama bilip te çarpıtanlar, sözde onun yanlışlarını ortaya çıkarmak için gece gündüz çalışanlar, emperyalizmi ülkemizden kovan, planlarını parçalayan ve Lozan’da diz çöktüren ve bu yüzden her daim emperyalizmin hedefinde olan Atatürk, bu gün ne yazık ki, siyasi, sosyal ve kültürel arenada bazı vatansızların, emperyalizmin yanında yer alarak, hücum etmeleri bugün yadsınamaz gerçeklerdir.
Özellikle Atatürk için ‘Komünist’ diyen, ‘Sosyalizm düşüncelere sahip’ olduğunu söyleyenlere inat, Türkiye’nin en ünlü, karizmatik ve sofistik solcularından, Rasih Nuri İleri, 9 Kasım 2014’te/Yalçın Bayer Hürriyet’e röportaj vererek, Atatürk ve Komünizm hakkında neler söylediğini, gazete, dergi, sosyal medya üzerinden, yerli yersiz, söylemlerde bulunanlar için bu röportajı paylaşarak, bir nebze olsun, çorbada benimde tuzum bulunsun misali paylaşıyorum;
9 Kasım 2014/Yalçın Bayer Hürriyet
Onu bir başka yöntemle, ilginç bir kitapla anmak istedik…
Türkiye’nin yaşayan en büyük komünisti, Rasih Nuri İleri’nin ünlü eseri ‘Atatürk ve Komünizm Kurtuluş Savaşı Stratejisinin’ uzun bir hikayesi var.
Scala Yayınları tarafından bu yılın başında yeniden basılmış. Keyifle okunuyor bu anılar. Kitabın ilk baskısı 1969’da yapılmış; ‘1969’da’ hemen herkes Atatürkçü idi, bayrağı dimdik tutuluyordu” diyor. Her yeni baskıya yeni sunuşlar yazmış; aradan 25 yıl geçtikten sonra 1994’teki yeni baskısında, ‘ Atatürk düşmanlığı gemi azıya aldı ‘ diyor.
Şöyle bir yorum da yapıyor:
1.Bay Kenan Evren, Atatürk diye diye, Atatürk’ün eserlerini birer birer yaktı, partisini kapattı, mirasını gasp etti, bölücülüğe neden oldu…
2.İslamcı, şeriatçı kesim Atatürk düşmanlığı bayrağını kaldırdı…
3.Kürt milliyetçiliği onu baş düşman ilan etti…
4.Pazar ekonomisi bayraktarları, liberal kapitalizm, özelleştirme temsilcileri ona ve eserine tümden karşı…
5.Sosyalist sol da bu koroya katıldı. Lenin’in, Troçki ’nin, Stalin’in, Mao’nun Kemalizm hakkındaki olumlu değerlendirmelerini unuttu…
Unutulan Neydi
Ve hepsi unuttular ki, Atatürk olmasaydı 1917 Ekim devrimi olmasaydı, Türk-Sovyet dayanışması olmasaydı, bugün Anadolu’muzda ne Türk, ne de Kürt olurdu…
Ege, Trakya, Batı Anadolu ve belki de Karadeniz ‘Büyük Yunanistan’, Trabzon, Siirt ve Adana’nın oluşturduğu üçgen ‘Büyük Ermenistan’, Antalya bölgesi ise İtalya mandası olurdu…
Hepimiz Balkan Müslümanları gibi ya ezilmiş ya bir azınlık olur veya asilime edilirdik. Bugün Türk kapitalizmi de söz konusu olamazdı, Türkiye işçi sınıfı da. Sevr bu demekti! (İleri şu notu da ekliyor: Türkiye’yi taksim planları Sevr’den bile eskidir. 1916 yılında İngiltere ile Fransa arasında imzalanan Sykes Picot Anlaşması, Türkiye topraklarının nasıl paylaşılacağını düzenliyordu. Müttefikler arasındaki anlaşma s. 164 ve 165’teki haritalar ile belirtilmiştir.)
Rasih Nuri İleri Şunları da Yazıyor
Atatürk ‘Ne mutlu Türküm diyene’ demiştir. Türk olana dememiştir…
Çünkü çağdaş devlet modeli, feodalizmi burjuva devrimleri ile aşmış olan ulus-devlettir ve bu etnik devlet anlamına gelmez.
100 yıllık bir gecikme ile Türkiye bu bağlamda bir ulus-devlet halinde oluşmuştur.
Bugün Türkiye Cumhuriyetinde ‘Türk’ demek, Türk, Kürt, Tatar, Laz, Zaza, Çerkez, Boşnak, Abaza, Arnavut, Ermeni, Sünni, Alevi, Musevi, Hıristiyan, dinsiz bir kişi hangi etnik kökenden hangi inanıştan olursa olsun bu vatanın vatandaşı, öz sahibi demektir.
Türk ulusçuluğu bu karışımın ismi, sembolüdür.
Türk kültürü ile
Urartu, Sümer, Med, Hitit, Pers, Makedon, Likya, Prif, Elen, Roma (Rum), Ermeni, Bizans, Selçuk, Türk, Kürt, Hıristiyan, İslam, Alevi, Bektaşi, Süryani, Yezidi, Mevlevi, Ahi, Şeyh Bedrettin komünizmi, Nakşibendi kültürlerinin ve Anadolu’da yeşermiş daha nice kültürlerin sentezinden başka bir şey değildir, bunların tümünü içermektedir.
Bu bakımdan, Milli Kurtuluş Savaşımızın sosyal ve sınıfsal niteliğini diyalektiğini, çelişkileri ile yansıyan bu kitap güncelliğini hâla koruyor.
Aşiret-Ulus Devlet Çatışması
1994-1996 baskılarından beri çok şey değişti. ‘Atatürk ve Komünizm’ daha da güncelleşti.
Bu baskıda antiemperyalizme vurgu yaparak Türkiye’deki Kürt sorununun etnik olmaktan çok ‘aşiret’ sosyal rejiminin ‘ulus-devlet’ ile çatışmasından meydana geldiğine, tek bilimsel yaklaşımın sınıfsal yaklaşım olduğuna, ‘aşiret’ ile ‘demokrasi ’nin uzlaşmazlığını ek notlarla anlatmış, Rasih Nuri İleri…
‘Bugünkü ortamda kitaba ilgi henüz yok olmuş değil’ diye bitirmiş, Mart 2014’teki son önsüzünü.
İki soru, iki yanıt
-Atatürk komünist miydi?
Kesin olarak hayır.
Kurtuluş Savaşımızın büyük lideri hiçbir dönemde ne komünist, ne de sosyalist olmuştur.
Atatürk bir Sovyet rejimi kurmak istedi mi?
Kemal Paşa zorunluluk duysaydı, bu rejimi de kurardı, ancak kendisi kurardı. Paşa, Lenin’in öngördüğü proletarya devrimini hiçbir zaman kabul edemezdi. Devrim olacaksa, onu yukarıdan kendi kadrosu ile gerçekleştirecekti. (…) 1913 yılında Türkiye sanayi işçisi sayısı 16 bin civarındaydı. Kaldı ki işçilerin çoğunluğu işgal altındaki birkaç sahil şehrinde toplanmıştır.
Liderlik dediğin…
BEN diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar. Evet, bu doğrudur. Benim isteyip de yapamayacağım bir şey yoktur. Çünkü ben zoraki ve insafsızca hareket etmesini bilmem. Ben kalpleri kırarak değil kazanarak hükmetmek isterim. Mustafa Kemal ATATÜRK
*
Atatürk İlkeleri;
Cumhuriyetçilik,Milliyetçilik,Halkçılık,Devletçilik,Laiklik,İnkılapçılık dururken ona Komünist diyenler ne söyleyecek?
canemregündem.com
Rasih Nuri İleri Kimdir?
Yazar, Siyaset Adamı, Türk Solunun sofistike adamı…
1920 yılında babasının Mustafa Kemal’in özel temsilcisi olarak bulunduğu Cenevre’de doğdu. Tahsilini, Galatasaray, Haydarpaşa ve Fen Fakültesinde yaptı. 1939 yılında üniversitede militanlığa başladığı TKP’ye 1942’de Ferit Kalmuk tarafından kaydedildi. 1946’da Dr. Şefik Hüsnü’nün kurduğu TSEKP’nin yan kuruluşu olan sendikalarda çalıştı. Adana Sendikalar Birliğini kurdu. 1948’de Yedek Subay okulundan çavuş çıkartıldı. 1962’de TİP’e kaydoldu, 1. Kongre’de Merkez Komite üyesi oldu. Aralık 1967’de partiden ihraç edildi. 1968’de Milli Demokratik Devrim Derneği kurucusu ve Genel Sekreter Yardımcısı oldu.
Mart 1970’de kurulan İstanbul İşçi Birliği Genel Başkanı oldu. 1973’de Haziran Hareketi gizli örgütü 1 numaralı sanığı olarak yargılandı, beraat etti. 1977’de İkinci TİP’e kaydoldu. Haziran 1990’da TBKP kurucusu ve Merkez Komitesi üyesi oldu. Ocak 1992’de Boz Mehmet ve Şahap Bakırsan’la Genel Merkez’in sağ sapması üzerine istifa etti. 1992’de SBP’ye girdi. Büyük Kongre’de MK’ya seçildi. Daha sonra BSP kurucusu ve MK üyesi oldu. Türkiye Komünist Partisi üyesi ve konferans delegesidir. 3 Kasım 2002 Genel Seçimlerinde TKP’den İstanbul adayı oldu.
6 Aralık 2014 tarihinde İstanbul’da vefat etti.
Your point of view caught my eye and was very interesting. Thanks. I have a question for you.