ANDIMIZ NEDEN HEDEFTE?

2
885

Can Emre

ANDIMIZ NEDEN HEDEFTE?

Nutuk’u okuduğunuzda, Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak, başta Anadolu’nun ve halkın, hangi zor şartlarda, mücadele etmek durumunda olduğunu görecek ve emperyalizmin ülkemize, nasıl sızdığına şahit olacaksınız. Emperyalizm ve işbirlikçileri…

**

1.Dünya Savaşı sonrası, yenilmiş, fakir, yorgun ve kendisini savunamayacak kadar güçsüz Osmanlı, Amerika ve İngilizlerin istekleri doğrultusunda, işbirlikçi devletler tarafından, işgale doğru hızla ilerliyordu. Ama; unutulan biri vardı. ‘Vatansever, Milliyetçi ve Bağımsızlık Aşkıyla’ yanıp tutuşan Atatürk… Emperyalizm ve işbirlikçilerini hayal kırıklığına uğratıyordu.

**

Lozan’ da; İngiliz Lord Curzon, İnönü’ye; Hiçbir dediğimizi yaptıramadık. Harap bir memleket alıyorsunuz. Bunu, imar etmeyecek misiniz? Bir gün gelip, bizden para alacaksınız, sözüne karşılık İnönü; ‘Müstakil yeni ve medeni bir devlet olarak, onun bitiş şartlarını sağlayalım. Sulh olsun. Size gelirsek, o zaman istediğinizi yaparsınız’ demiştir.

**

Atatürk’ün kurduğu yeni Cumhuriyet; Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk ile Milli Mücadele döneminden gelerek, siyasi anlamda, CHP çatısı altında; onun ilke ve İnkilapları, hem devlet, hemde parti politikası olarak, devleti inşa etmiştir. Lozan’da; Türkiye Cumhuriyetine serzenişte bulunan, Lord Curzon ve diğer devletler, başta Amerika; hevesleri kursaklarında kalarak, inlerine çekilmek zorunda kalmışlardır. Bu süreçte, Atatürk ile ilişkileri gayet stabil devam etmiştir.

**

Nereye kadar? 11 Kasım 1938′ e kadar!

2. Dünya Savaşı ile dünyada yeni bir düzen ve artık; Amerikan’ın ‘Başat Güç’ olması ve hegemonya kurması ile ’emperyalizm’ ininden çıkarak; Atatürk nedeniyle ertelenen planları, yeniden masaya yatırılarak, sözde SSCB’ nin ‘Komünizm’ tehdidi öne sürülüp, Truman Doktrini ve Marshall Yardımları kapsamında, İnönü ile Marshall Yardımları almamız ile başlayan, ilk kredi, askeri yardım vs. ile ABD’ nin kontrolüne giriyorduk. Emperyalizm ile Atatürk sonrası tanışıklığımızda, bu vesileyle oluyordu.

**

Sonra; neler oldu neler!

Bunun sonucunda; 27 yıllık CHP iktidarı son buluyor, tek partili sistemden çok partili, hayata geçiliyor, Kore’ye asker gönderilip NATO’ ya girilerek, askeri anlamda da, Ulusal özelliğimizi kaybedip, ABD’ nin güdümünde, 1950-1960 yılları arası, 1960 darbesine kadar içli dışlı, siyasi, ticari ve askeri anlamda, eşgüdüm içinde çalışıyorduk.

Gerçek ‘Vatansever ve Milliyetçi’ Atatürk; onların planlarını yırtıp, denize dökmüş, önlerinde büyük engel teşkil etmişti. Artık bu engel yoktu. Marshall Yardımları ile gelen ABD’ nin hedefi, ‘Ticari Kaygılar’ ile Asya ve Avrupa’ya köprü, değerli enerji kaynaklarını barındıran, Mezopotamya toprakları ile Orta Doğuya bağlanan, coğrafi anlamda da, yaşanacak güzel ve verimli ülke ‘Türkiye’ işgal edilmeliydi.

**

Darbeler ile kontrol altına alınan, 70 ve 80′ li yıllarda enerjisi boşa harcatılan Türkiye, 1980′ den sonra değişen siyasi kimlik ve yapılarla, hem Atatürk, hemde onun kurduğu Cumhuriyet, aşındırılmaya devam etmiş;

2001 krizi ile dönemin Cumhurbaşkanı, Ahmet Necdet Sezer’in sözde ‘Anayasa Kitapçığını’ fırlatması ile oluşan kriz sonrası, 2002’de AKP iktidara gelerek, 2018’de yine Atatürk’ün, 95 yıl önce hayata geçirdiği, Parlamenter Sistem; bugün AKP/MHP ortaklığı ile hayata geçirilen ‘Partili Cumhurbaşkanlığı’ modeli ile son bulurken, aslında bu sistemde bilinmezliğe doğru yola çıkıyorduk.

**

Andımız

08.10.2013 tarihli Milliyet Gazetesindeki Haber’de, Cumhurbaşkanı Erdoğan; andımızın kaldırılması ile ilgili olarak; ‘Andımız uygulaması 1933’te başladı. Metin yazarı tartışmalı bir isim olan, doktor Reşit Galip’ti. Galip; Türkçe ezan zulmünün de yazarlarındandı. Her sabah ‘Türküm’ demekle Türk olunmaz.’ dedi

**

ABD Başkanı Bush, 2004′ te Büyük Orta Doğu Projesi ‘BOP’ ile karşımıza çıkarken, bizimde bu projeye, eş başkanı olmamız sonrası yaşananlar;  başta Atatürk İlke ve İnkılaplarının aşındırılması ve Andımız, Marşlar, Resmi Bayramlar, Resmi Kutlamaların Atatürk ile ilişkili tüm programların kaldırılması ile başlayan ve aslında ‘Ilımlı İslam sosu/süsü’ ile birlikte değişim ve dönüşümün yaşanmasına giden yolun mihenk taşıdır.

2002’den sonra yaşanan özelleştirmeler, yabancı sermaye girişi, Arap yeşil sermayesi, sıcak para, PKK, terör, ılımlı İslam politikaları, FETÖ, artan Atatürk karşıtlığı ve özellikle BOP projesinin içeriği, bölgesel anlamda kurulacak ‘Kürt Devleti’ söylemleri ile birlikte PKK/Oslo görüşmeleri; AKP ile birlikte hızlanan aşındırma süreçleriydi. AKP/MHP işbirliği ile oluşturulan algı ile birlikte ‘Milliyetçilik, Muhafazakarlık, Din ve yeni Türkiye söylemi ile 95 yıllık parlamenter sistemin yerine, Partili Cumhurbaşkanlığı ile yeni bir yöne gidiş ve değişim başlatıyordu.

**

Bu gün geri gelmesi tartışılan ‘Andımız’ neden ve niçin ertelenmiştir?

Bunun neden ve sonuç ilişkisi önemlidir. Şimdi Yargı, okullarda okutulsun demesine rağmen, Hükümet buna tepki gösteriyorsa, yine bu olayın neden/sonuç ilişkisine bakmak gerekir.

Bölgede; Amerika’nın Orta Doğu Projesi tüm hızıyla devam ediyor. Biz ise Rıza Sarraf, Halk Bank, Fetö, PKK, siyasi/ekonomik istikrarsızlık ile köşeye sıkıştırılırken, dünyanın bugün geçerli en büyük akçesi; yeşil kağıt=dolar ‘ın kölesi duruma getirilmiş ve köşeye sıkıştırılmış durumdayız.

Andımız, Atatürk, İlkeler, Lozan, İnönü… gibi, ulusal değerlerimiz, BOP nedeniyle aşındırılıp, bölgesel anlamda Mezopotamya’dan itibaren, Kürt Devleti ve koridoru ile  İsrail’in büyümesi/genişlemesi ve bölgenin dizayn edilerek, ulusal devletlerin aşındırılıp, Asya ve Avrupa’ya köprü Türkiye’nin kontrol altına alınması planlanmıştır.

Şimdi yeni bir yol ayrımında, yine BOP anlamında bölgesel Kürt/Kürtlerin rol alacağı yeni senaryo uygulamadadır. Şimdi bu süreç işletilip, yazarlar, çizerler, kamuoyu algısı ile BOP hızla yeni süreçlere hazırlanıyor. Türkiye ise siyasi/ekonomik çıkmazları nedeniyle bu programa uymak durumunda, bırakılıyor.

**

Yine 2013/2014 yıllarında, bazı etniksel ve dinsel yazı yazan yazarlar ‘ANDIMIZ’ için; ‘Kemalist Sureler’ ve/veya yılda ortalama, 160 öğrenim günü olduğunu varsayarsak, bir çocuk, ister Kürt, ister Ermeni, ister Rum, ister Laz, ister Çerkez, ister Fransız, ister Türk olsun; sekiz yıllık temel eğitimi boyunca, 1280 kere ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım’ demek zorunda. Bunun ideolojik bir beyin yıkama olduğunu söylemeye, herhalde gerek yok, söylemleri ile Andımızı eleştirmişlerdi.

**

Fakat; bu bağlamda, yine bu ülkede doğup büyüyen, aynı zamanda bugün andımızı eleştirenler, Atatürk İlke ve normlarıyla, her sabah Andımızı okuyarak, etnik kimliğine bakılmaksızın;  Kürt, Laz, Çerkez, Ermeni, Arnavut, Boşnak….kökenli Milletvekili, Başbakan, hatta Cumhurbaşkanı olduğunu unutacak kadar, etniksel düşünmeye devam etmesi, projenin derinliği konusunda, önemli parametredir.

Yani Atatürk ve İlkelerinin aşındırılması, bugüne mahsus olmayan gerçekler olup, Ulus Devletlerin aşındırılarak, bu proje ile (BOP) parçalanıp, bölünüp yok edilmesi üzerine, siyaset geliştirmesi ile birlikte aslında bu ayrımcılığa en güzel cevabı sol ve komünizmin Türkiye’deki en önemli ismi, Rasih Nuri ileri şunları söylemiştir:

‘1969’da’ hemen herkes Atatürkçü idi, bayrağı dimdik tutuluyordu diyor. Her yeni baskıya, yeni sunuşlar yazmış; aradan 25 yıl geçtikten sonra 1994’teki yeni baskısında,  Atatürk düşmanlığı gemi azıya aldı ‘ diyor.

Şöyle bir yorum da yapıyor:

1.Bay Kenan Evren; Atatürk diye diye, Atatürk’ün eserlerini birer birer yaktı, partisini kapattı, mirasını gasp etti, bölücülüğe neden oldu.
2.İslamcı, şeriatçı kesim, Atatürk düşmanlığı bayrağını kaldırdı.
3.Kürt milliyetçiliği, onu baş düşman ilan etti.
4.Pazar ekonomisi bayraktarları, liberal kapitalizm, özelleştirme temsilcileri ona ve eserine, tümden karşı.
5.Sosyalist sol da, bu koroya katıldı. Lenin’in, Troçki ’nin, Stalin’in, Mao’nun Kemalizm hakkındaki olumlu değerlendirmelerini unuttu.

**

Sonuç;

Şimdi, Türkiye’nin siyasi/sosyal/kültürel anlamda jeopolitik/jeostratejik konjonktürde, Atatürk’ün Nutuk’ta bahsettiği, Amerikan Mandacılığı/seviciliği ve yine emperyalizm için söylediği, işbirlikçileri bu anlamda Türkiye’nin yeni bir yöne everilmesi konusunda, bugün ‘ANDIMIZ’ üzerinden giderken, yarın başka konularda yıpratıcı/aşındırıcı olacağı kesindir.

Ona hazırlıklı olun.

Çünkü Yeni Türkiye; ABD/dolar ile sıkıştırılan ekonomik/siyasi/sosyal deformasyonun yarattığı kırılganlıklar, Türkiye üzerinden, yine Türkiye’yi yönetenlerin zaafiyetlerin yarattığı sorunların, emperyalizmin çabaları ile bize doğru yönelen tehditlerin başlangıcı ve sonudur.

**

Andımızın okullara okutulmaması siyasi/ekonomik/kültürel Atatürk aşındırmalarının sonucu olarak emperyalizm dayatmasıdır. O nedenle çıkmazda ve zordayız. Şimdi neden-sonuç ilişkisini analiz edebiliriz.

Neden kaldırıldı?
Sonuç ne olacak? Kimin çıkarına olacak/gelecek?

**

Okullarda okutulan öğrenci andımız, BOP Projesinin ortaya koyduğu neden ve sonuçtur. Okullarda okutulan, başta Andımız olmak üzere, marşlar, bayramlar, özel günler…vs. kaldırılmış olsa bile, onların bizim gönlümüzden kaldırılması, mümkün değildir. ‘Vatansever, Milliyetçi, Laik, Cumhuriyetçi’ bireyler olarak, yolumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün bize açtığı ‘çağdaşlık’ yoludur.

Biz bu yolda, (Atatürk yolunda) yürümeye devam ediyoruz… Sizi bilemem!

Ve NUTUK’ ta, Atatürk’ün bahsettiği ‘Amerikan Mandacılığı’ ve hitabetini herkesin bir kez daha okumasını öneririm. Andımızı kaldırmaya çalışanlarda dahil…

Saygılarımla…

canemregundem.com

TEILEN
Önceki İçerikATATÜRK VE KOMÜNİZM
Sonraki İçerikYENİ DÜNYA DÜZENİ NEDİR?
Bağımsız, özgür, hiç bir kişi yada kurum ile nakdi, ayni yardım ilişkisi içinde olmayan, sadece özgür gazetecilik ve habercilik yapan, çevreye, doğaya ve canlı haklarına saygılı, gazetecilik anlayışı ile gündeme ışık tutmak için yola çıktım. Amacım sadece gazetecilik...

2 YORUMLAR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here