REKTÖRÜN TANRISI
FETÖ Terör örgütü ilan edilmeden önce siyasetçilerin, Milletvekili ve Bakanların hatta bazı vatandaşların kıblesi iken;
Şunları söylüyordu, ‘devrim’ için: ‘Kendinizi belli etmeyeceksiniz. Son dakikaya, saniyeye kadar… O Mevki işgal edene kadar… Sessiz ve derinden ilerleyecek, son saniyede indireceksiniz yumruğunuzu’…
Ardında AKP’ 2002’de, Erbakan’ın kolunun altından ayrılıp iktidara geldiğinde, ‘Biz Milli Görüş Gömleğini Çıkarttık’ diyerek mesaj veriyor; Buna karşın iktidarın karşısında yer alanlarda bu sözlerin ‘takiye’ olduğunu söylüyordu…
Zaman her şeyi önümüze seriyor. Tarih yine bizi yanıltmıyor.
Gerek FETÖ, 15 Temmuz ile gerekse AKP, 2002’den bu yana yaptıkları siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik tahribat ile söylemlerinin, onun karşısında yer alan gerçek Atatürkçü, vatansever, milliyetçi, laik ve demokratik hukuk devleti ilkelerini benimsemiş her kesimden vatandaşlar, bugün gelinen noktayı biliyor ve bekliyordu.
2002’den itibaren, Arnavut kaldırımları sökülerek, yerine din motifleri ile döşenmiş yollar yapılıp, yine bu yollar yeşil sermaye dolarları ile döşenirken;
Küresel güçlerin, emperyalistlerin popülist yaklaşımları ve Yeni Dünya Düzenleri, yani BOP Planları 1.Dünya Savaşı sonrası ‘Wilson İlkeleri ve Self-Determination,’ yine 2.Dünya Savaşı sonrası ‘Truman Doktrini ve Marshall Yardımları ‘ ve NATO konsepti ile hayata geçirilerek çevirme politikaları uygulamaya konuyordu.
Hatta bu planlar 2004’te revize edilip, ABD Başkanı Bush, ‘Büyük Orta Doğu Projesini açıklayınca, dönemin Başbakanı Erdoğan bu planı sahiplenerek ‘Ben BOP ’un eş başkanıyım’ sözleri ile tarihe geçiyordu.
Tarihe geçmek derken aynı zamanda 95. yıllık Atatürk İlke ve İnkılapları, felsefesi ile kurulan Cumhuriyet ve Parlamenter sistem 16 Nisan referandumu ile ‘At’ı alan Üsküdar’ geçti’ söylemleri ve 24 Haziranda’da seçimleri kazanan Erdoğan ‘Yeni Türkiye’ inşa ediyoruz/edeceğiz diyerek, eski sistemin yani Atatürk’ün felsefesinin bittiğini, noktalandığını ilan ediyordu…
Muhalefet ise özellikle CHP ve yönetim, aynı zamanda Atatürk İlke ve İnkılaplarının, felsefesinin Halk Fırkası, Cumhuriyet Halk Fırkası ve Cumhuriyet Halk Partisi yani CHP ile vücut bulmasıyla Atatürk hem Cumhurbaşkanı hemde CHP Genel Başkanı sıfatı ile, Türkiye’yi, modern, çağdaş, ilkesel olarak laik bir hukuk devleti yapmak için uğraşmış, vefatına kadar ülkeyi dış borç ve yardım almadan kalkındırmıştı.
Bugün Atatürk ilkelerinin, felsefesinin, Cumhuriyet değerlerinin, Lozan hatta İnönü gibi tarihi şahsiyetlerin aşındırılması hızla devam ederken, ortaya şak diye çıkan, Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tapınacak ‘Meta’ olarak görerek şöyle diyordu: ‘“Erdoğan FETÖ ile mücadelede yalnızdı. Şu anda başkanlık sistemine gittiğimiz dönemde çok daha yetkili durumda Cumhurbaşkanımız… İslami olarak cumhurbaşkanına itaat etmek farzı ayın’dır. Karşı gelmek de harpten kaçmak manasına gelir haramdır. Biz itaat ediyoruz cumhurbaşkanımızdır’ ifadelerini kullandı.
Şaşırdık mı? Hayır.
Şaşıranlar, itiraz edenler, nasıl olur diyenler…vs.vs. gibi iktidar karşıtları ayağa kalktı.
Halk haklı…
Ama bizi yönetenlerin ayağa kalkması yanlış bir zaman ve zamanla diye düşünüyorum. Ayağa kalkmaları gereken zaman bu zaman değildi.
25 Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ın karşısına aynı görüşten ve kumaştan Ekmelettin İhsanoğlu’nu çıkartmayarak, ayağa kalkacaktınız; Kalkabildiniz mi? Hayır…
16 Nisan 2017 Anayasa Referandumunda halka bu konuları iyi anlatarak, gelecek rejimin ‘Tek Adamlık’ ve ‘Parlamenter Sistemin’ yok olması hatta ‘Atatürk ilke ve felsefesinin’ yok edileceğini anlatarak ayağa kalkacaktınız? Ayağa kalktınız mı? Hayır…
Peki 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde? Ayağa kalktınız mı? Hayır…
Erdoğan’ın karşısına son ana kadar AKP’li eski Bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü getirmek için uğraşırken ‘At’ı alan Üsküdar’ı geçti.
Şimdi, bugün Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’a itaat farzdır’ sözlerine hop oturup hop kalkıyorsunuz.
Vatandaş oturabilir, kalkabilir, bağırır, çağırır, isyan edebilir. Onlar yerden göğe kadar haklıdır.
Çünkü siz muhalefettekiler bir araya gelip, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 2014’te Cumhurbaşkanı seçtiren, 2017 16 Nisan referandumunda yeni Anayasayı onaylatan ve yine son olarak 24 Haziranda Parlamenter Sistemi sonlandıran ve tek adamlık sistemine geçişe dur diyemeyenler, artık hop oturup hop kalkmanıza gerek yok! Atı alan Üsküdar’ı geçti.
Şimdi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’a itaat farzdır’ dedi.
Biz kızalım, kızmasına da, sizin kızıp ayağa kalkmanız artık bir şeyleri geri getirmeyecek. Vatandaş değil, siz siyasetçiler bu durumdan sorumlu olup Muhalefet olarak hepiniz suçlusunuz.
Siyasiler olarak, yarın başka biri çıkacak, ‘ Erdoğan bizim Tanrımız dır’ dediğinde ne yapacaksınız?
Çıkar mı? Çıkmaz diyemem.. Burası Türkiye.
Bu söylemler, Ilımlı İslam söylemlerinin olduğu 2014 yılı BOP planlarını hatırlattı bana… Eş Başkanı ve Eş Başkan Yardımcısı.
Halk gördü ama siz göremediniz, şimdi artık hop oturup, hop kalkmayın, yerinizde.!
Cumhuriyet el fatiha…
Ilımlı İslama merhaba…