ATATÜRK KİM? DİYENLERE….

1
950
canemregundem.com-ataturk-kim-diyenlere

ATATÜRK KİM? DİYENLERE….

Son yıllarda Atatürk ve onun ilkelerine saldırılar ve aşındırma programları hızla artarken, bunun yanında gözle görülür bir şekilde, Atatürk muhaliflerine karşı, Atatürk Sevdalılarında da artış olmuştur.

Emperyalizm aslında dün olduğu gibi, bugünde boş durmayarak, içimize kadar sızmış, bizi kurt gibi kemirerek, Cumhuriyet Türkiye’sinin yıkılması için her yolu denemektedir.

Bu gün, bu aşındırma hızla devam ederken, görünen ve görünmeyen, algılanan ve algılanmayan yönüyle, karşımızda bizi hedef gören emperyalizm, içimizdekileri kullanarak, yine bize meydan okumaktadır..!

19 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkarak bağımsızlık ateşini yakan Mustafa Kemal Atatürk, Erzurum, Sivas ve Amasya kongrelerinde, yeni Türkiye’nin planlarını yaparken, nasıl bir devlet ve yönetim istediğini, NUTUK’ta anlatır.

Aynı zamanda NUTUK’ta Amerikan Mandacılığı isteyenlere cevapta verir. Bu anlamda Wilson İlkeleri ile Self Determination’ dan güç alanları benimsemez ve onları şiddetle red eder.

Yine Ulusal Kurtuluş Savaşı sonrası, emperyalizm yenilgisi ile biten, daha sonra, Lozan’da taçlanan ‘Yeni Türkiye Cumhuriyeti’ Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun ilkeleri, felsefesi ile şekillenirken, 1920 ile 1938 yılları arası başta, ABD ve Başkan Wilson ile seviyeli, barışsever devam eden Türkiye-Amerika ilişkileri stabil devam etmiştir.

Bugün yaşadığımız dönemde, hızla artan Atatürk karşıtlığını yaşamaktayız. Özellikle Orta Doğu bağlamında yaşanan ve küresel güçlerin oyunları, bölgede ulusal anlamda ülkeleri aşındırıp, bölmek üzere planlar yaparken, 95. yıllık Cumhuriyet, bu aşındırma planları ile karşı karşıyadır.

1980 öncesi yaşanan gençlik hareketleri,  sağ-sol kavramları, faşist, komünist, marksist tezler ile ortaya çıkan emperyalizm, bugün özellikle bizi birbirimizden uzaklaştıran, ve bölen stratejiler üreterek toplumu, ırksal, dinsel, bölgesel ve coğrafi  temelde bölmek üzere programlanmıştır.

7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP, tek başına iktidar olamamış, ama iktidar olma çabaları boşa çıkınca, 1 Kasım’da seçimlerin yapılması kararlaştırılmıştı. Bu arada  CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Bahçeliye, hükümet kurma teklifiyle beraber, HDP’nin dışarıdan desteği için ‘Bölücülerle yan yana gelmem’ diyerek reddetmişti. Keza HDP cephesi de dün ve bugün, MHP için aynı şeyleri düşünmektedir.

Önemli bir paradigma olarak düşündüğünüzde,  partiler ve halklar neden bir araya gelmez/ gelemez?

Atatürk Ulusal Kurtuluş Savaşında ve sonrasında özellikle 1. TBMM.’deki yapıya baktığımızda, Türkiye’nin her yanından, dil, din, mezhep ayrımı gözetmeksizin hem mücadele yıllarında, hemde Mecliste, bir arada çalışan Milletvekillerinden oluşmuştur.

O gün bir arada olan ve emperyalizmi ülkemizden kovan halk/halkların, bugün emperyalizm politikaları ile, birbirinden uzaklaşan, kopan, bir araya gelemeyen, topluluklar olarak, birbirini sevmeyen kitlelere dönüşmesi, şaşırtıcı ve acıdır…

Bu anlamda emperyalizm politikaları siyasi olarak MHP-HDP, yine HDP-AKP-MHP temeli ve tabanında karşıtlık oluşturup, vatandaşları ve  bölgelerin birbirinden koparılıp daha yönetilebilir küçük kitlelere bölüp, toplumu ayrıştırıcı politikalar ile pasifize etmektedir.

Ayrıca, siyasi anlamda CHP’nin durumu da önemlidir. Atatürk ile başlayan milli mücadele dönemi, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk cemiyetinin daha sonra siyasi  anlamda Halk Fırkası, Cumhuriyet Halk Fırkası ve CHP’ye evrilme sürecinde Atatürk’ün ilke ve felsefeleri bu anlamda hem devlet, hemde parti felsefesi olarak, tarihe geçerken, bu gün bu ilke ve felsefelerde hızla aşındırılmaktadır.

En önemlisini sona sakladım…

Bugün için, Türkiye’nin içinde bulunduğu stratejik, jeopolitik süreç ve konjoktürel durum, Atatürk’ü özel kılıyor. Askerliği ve siyasi hayatı boyuncu Türkiye’yi, vatanını, bayrağını, halkını her şeyinden ama her şeyinden çok seven ve bağımsızlık, özgürlük temelinde, Türkiye’yi demokrasi ve Cumhuriyet rejimi ile donatan Atatürk’ün en büyük özelliği;

Öncelikle bağımsızlık aşkıdır.

Onu dünya lideri yapan özelliğine gelince;

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘ Krallar,  Padişahlar, Generaller ‘ gibi emperyalist ve sömürü düzenini benimsemeyen, bu anlamda yine işgalciliği red eden yanı ile realist ve Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve İnkılapçılık yanının demokrasi, hukuk ve özgürlük temelinde, Türk ulusu ile vücut bulmuş halidir.

O, hiç bir zamanda diğerleri gibi, sömürü ve emperyal düşünce beslemeyen ama kurtuluş ve bağımsızlık için canını ortaya koyan lider olarak, tüm liderlerden farklıdır. O her zaman halkı için yaşamıştır.

Şimdi 1980 öncesine sağ-sol çatışmalarına ve kardeş kavgalarını hatırlayalım ve o dönemde yaşananların, bugün düşündüğümüzde oyun olduğunu ve bu oyunun bizi 1980 darbesine doğru sürüklediğini hepimiz biliyoruz.

Bu günde dinsel, mistiksel, siyasi, kültürel ve coğrafi anlamda yine birbirimizden uzaklaştırıp, birbirimize karşı eylem ve söylemlerde bulunmamıza zemin hazırlayanlar, yine 1980’de bizi darbe ile çevreleyen ve kontrol altına almak isteyen emperyalizmdir.

Uyanalım ve oyunu görelim…

Bizi, Türkiye’yi oluşturan halkları, dil, din, mezhep ve kültür temelinde ayrıştırmak ve Orta Doğu Politikaları ile  aşındırarak, yok etmek üzere oluşturulan, planlardır.

O nedenle bugün Atatürk İlkelerine o onun felsefesine sahip çıkarak, aşındırmalara ve yeni yaptırımlara ödün vermeden, inanmadan, kanmadan bir arada olmak için Türkiye’yi oluşturanlar birlikte mücadele ederek, bu planları ve oyunları bozabiliriz.

 Oyunu görmeliyiz….

Bu oyun, ayrıştırma, uzaklaştırma, yabancılaştırma ve sonunda Türkiye’yi bölmektir. Bunu iyi görmeli ve analiz etmeliyiz.

Şimdi ülkemizin dış mihraklara ve emperyalizme karşı elindeki güç, Atatürk’ün barışçıl ruhu ile birlikte, emperyalizme karşı duran tavrı, demokrasi, özgürlük ve bağımsızlık felsefesidir.

Mutlu yarınlara, daima ATATÜRK ile…. derken;

Oyunu gören ve 1919’da Samsun’a ayak bastığında yurdumuzu işgal eden emperyalizm için ‘Geldikleri gibi giderler’ dediğinde, Türk Halkının birlik ve beraberliğine güvenmekteydi.

Öyle de oldu. Geldikleri gibi gittiler.

Birlik, beraberlik, kardeşlik ruhu ile yeni bir ülke Cumhuriyet temelinde kuruldu.

Bugün bizde onun ilkelerine felsefesine sahip çıkarak ve halk olarak birbirimize güvenerek bu gün bize dayatılan ayrılmış, ayrışmış ve parçalanmış gömleği giymeyi red eder, Cumhuriyetimizi muhafaza ve müdafaa ederiz…

Yoksa, ayrışırsak…. Yok olur gideriz.

Büyük oyunu görelim…

Oyun devam ediyor.

Bence 19 Mayıs 1919’da Samsun’da yakılan ateş,

Halen sönmeden devam ediyor.

Ülkemize sahip çıkalım.

Başka Türkiye yok…

Esen Kalın.

canemregundem.com

 

TEILEN
Önceki İçerikNEPOTİZM, MOBOKRASİ, KLİETALİZM, NEDİR?
Sonraki İçerikYENİ TÜRKİYE NEDİR?
Bağımsız, özgür, hiç bir kişi yada kurum ile nakdi, ayni yardım ilişkisi içinde olmayan, sadece özgür gazetecilik ve habercilik yapan, çevreye, doğaya ve canlı haklarına saygılı, gazetecilik anlayışı ile gündeme ışık tutmak için yola çıktım. Amacım sadece gazetecilik...

1 YORUM

  1. 99 of the horror stories about PCT are stories about people who didn t use enough PCT priligy tablets online com 20 E2 AD 90 20Viagra 20W 20Tesco 20Uk 20 20Arginine 20Viagra 20Interaction arginine viagra interaction This comes from our ad serving technology and is used to track how many times you have seen a particular ad on our sites, so that you don t just see one advert but an even spread

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here