YENİ TÜRKİYE NEDİR?
Yeni Türkiye söylemi ve kavramı benim değil, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği daha önceki yıllarda seçimlerde kullandığı, söylem ve argümanlardır.
Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı ve Davutoğlu’nun Başbakanlığı ile birlikte 2014’ten itibaren daha yüksek sesle söylenmeye başlayan, ‘ Yeni Türkiye ’ söylemi;
Aslında, 2002’de iktidara gelen AKP’nin, ABD Başkanı Bush’un 2004’de açıkladığı BOP ve Erdoğan’ında eş başkanıyım dediği dönemde başlayıp, daha sonra Cumhurbaşkanlığını Abdullah Gül’den devralarak, AKP ile birlikte yaratılan ve yeni bir ‘Burjuvazinin’ temellerinin atıldığı ve yükselişe geçen dönemin başlangıcını müjdeleyen, ‘eski Türkiye’den yana olanlar ve yeni Türkiye’yi ’ isteyenler, nitelemesi ile yeni bir politikanın hayata geçirilmesidir.
Nedir bu politika derseniz?
Bu politika ile AKP politikalarının ve çizgisinin karşısında olanlar ‘eski Türkiye’ olarak nitelenirken, Erdoğan yanında ve AKP çizgisinde olanlarda ‘yeni Türkiye’ olarak nitelenmişti.
Hatırlarsınız; Örneğin ‘anti-demokratik bir başkanlık sisteminin getirilmesine karşı çıkmak, ya da doğanın acımasızca tahrip edilmesi, enerji santrallerine, ormanların yok edilmesine, 3. hava limanına, işçilerin sosyal haklarını savunmak, demokrasinin gelişmesini istemek, özelleştirmelere karşı olmak’ gibi eylemleri içeren kavramlar eski Türkiye ve bu anlamda, Erdoğan ve AKP politikalarına karşı gelmek olarak algılanırken;
Diğer yanda da; ‘Ekonomik krizlere rağmen, zenginleşen amca, dayı, yeğen ve yandaşlar, ihalelerle büyüyen iş adamları, el değiştiren basın ve televizyon kanalları, yeni Osmanlıcılık hayali, Arapça’nın ilkokullarda okutulma çabaları, değiştirilen ihale yasaları, özelleştirmeler, büyüyen ve gelişen çıkar çevreleri gibi dinsel ve mistiksel motiflerle uyutulan halk;
Yine bu anlamda, sözde 1071-2023-2071 sloganları ve propagandaları ile birlikte hayali büyüme ve zenginleşme sloganları ile kandırılan, yine Osmanlı ruhunu sürdürüyoruz söylemleri ile Orta Doğu’da söz sahibi olacağız masallarının artarak devam ettiği dönem, ‘ Yeni Türkiye ‘ olarak algılanır.
2014’te halk tarafından Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan ile başlayan yeni dönemde, özellikle dil, din, mezhep temelli politikalar, yeni Osmanlı söylemleri, İmam Hatipler ile birlikte Diyanet İşleri Başkanlığının her yıl artan bütçesi, imamların rütbe ve maaş artışları gibi kendi tabanına yönelik politikası, yine kendi tabanı üzerinde etkili olurken, eski Türkiye’ AKP karşıtlarını da huzursuz ederek toplumu ikiye bölüyordu.
İstenen de buydu.
Bölünmüş, toplum, birbirinden uzaklaştırılmış halklar ve kopuk muhalefet yapısı…
Daha sonra 15 Temmuz darbe girişimi ile birlikte yeni bir cephe açılırken, FETÖ terör örgütü ve yandaşlarının kamu kurum ve kuruluşlarından tasfiyesine rağmen yine FETÖ’ nün siyasi ayağı ve destekçilerinin ortaya çıkarılamaması, bu kez sözde eski Türkiye denilen kesimi rahatsız ederek, muhaliflerce eleştirilerine sahne oluyordu.
Yeni dönemde özellikle dil, din ve mezhep temelli ayrıştırıcı dil kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkları birbirinden uzaklaştırıp, kopararak, 2018 de ‘Partili Başkanlık’ referandumu ve seçimleri için muhaliflerini, birbirlerinden dinsel, ırksal ve coğrafi temelle ayrıştırmayı başarıp, seçimlerde bir araya gelmelerini engelleyerek, ‘Yeni Türkiye’ ve ‘Partili Başkanlık’ koltuğuna oturmayı başarıp, 2004’ten buya hayalini kurduğu sistemde ‘Tek Adam’ olma hayalini gerçekleştiriyordu.
Peki, Yeni Türkiye nedir?
Ne vaat ediyor?
Aslında bu gün içinde bulunduğumuz jeopolitik durum ve konjonktür, değişen rejim ile birlikte TBMM’ni ve Milletvekillerini işlevsiz kılan, bunun yanında Cumhurbaşkanına sınırsız yetkiler tanıyan bir sistem.
Halkımızın bu sistemi bildiğini ve anladığını zannetmiyorum.
O nedenle aşağıda bu konuda NEPOTİZM, KLİETALİZM, MOBOKRASİ NEDİR? BU KAVRAMLAR ÖNEMLİ... diyerek;
Cumhurbaşkanlığı sistemini ve yaşadığımız düzenin içinde, Nepotizm, Mobokrasi, Oklokrasi, Klietalizm gibi kavramları yazdığım ve yeni sistemi anlattığım yazımı, aşağıdaki linkten okuyarak ulaşabilirsiniz. Bu yazının anlamı ve derinliği için önemli bir yazı.
Bugün siyaseten ve ekonomik anlamda, özellikle 24 Haziran’dan sonra yaşanan kaos sonrası, AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni Türkiye söylemlerine inanan tabanı ve seçmen, Türk Lirasının değer kaybı, enflasyon, fiyat artışları, hayat pahalılığı gibi halkın yaşam kalitesini düşüren ve onları fakirleştiren politikalar karşısında bugün biz ne yaptık? Deseler de;
Onlara şunu hatırlatmakta fayda var;
16 Nisan referandumu akşamı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemleri…
At’ı alan Üsküdar’ı geçti….
Eşitsizlik, adaletsizlik, baskı ve sömürü düzeni, fakirleşen halka rağmen, zenginleşen ve kendi ‘Burjuvazi’ sınıfını yaratan yandaşlara rağmen, uygulanan politikalar ile birbirinden uzaklaşan ve kopan halklar, siyasi partiler ve AKP’nin ayrıştırıcı politikalarına karşı eylem ve söylem geliştiremeyen, MHP-CHP-HDP-SAADET-İYİ PARTİ’ nin başarısız muhalefetleri, bugün geldiğimiz ‘Yeni Türkiye’nin’ yansıması olarak önümüzde durmaktadır.
Bugün, 21. Yüzyılda Feodalizm yaşarken, bu aşamada kendi düzenlerini kuran ve Proletarya’dan, Burjuvazi’ye evrilenlerin yarattığı ‘Yeni Türkiye’ ile Atatürk ve Milli Mücadele, Lozan, İnönü gibi kavramların aşındırıldığı, bizi BOP Politikaları ile partisel, siyasal, bölgesel ve etniksel olarak olarak ayrıştırarak, birbirimizden koparan, uzaklaştıranlara inat, halk olarak birleşerek mücadele edebiliriz.
Yeni Türkiye kavramı bugün bize, akraba ve adam kayırma, yığınları yönlendirme, dikta, eş dost kapitalizmi ile birlikte, amca oğluna tanınan ek kredi imkanları, idare ediver abi destekli sübvansiyon sistemi, siyaset kurumunun yozlaşması, hukuksuzluk ve demokrasizlik ile birlikte, proletaryadan evrilen, yeni zenginlerin oluşturduğu 21. yüzyılda oluşan feodal düzenin yarattığı yeni ‘Burjuvazi‘ sınıfının üremesi ile birlikte ortaya çıkan ayrıcalıklı durumdur.
Sömürünün, baskının, sefaletin, eşitsizliğin, açlığın, savaşların, ayrımcılığın, doğa yıkımının olmadığı, kardeşliğin hüküm sürdüğü sınıfsız ve özgür bir dünya istiyorsak, bunun mücadelesi içindeysek, bir arada olmak durumundayız.
Karar sizin.!
Bu sisteme uyup, burjuvazi olmak mı?
Yoksa;
Eski Türkiyeli olup, Atatürk İlke ve değerlerini savunan felsefesini kendine ışık tutmuş çağdaş, modern, siyasi ve kültürel sapmalar yapmayan gerçek Atatürkçü olarak, muhalifler tarafından nitelenen şekliyle ‘eski Türkiye’ sevdalısı olarak yaşamak mı?
Ben eski Türkiye’ciyim…
Sizi bilemem…!
Thank you for your sharing. I am worried that I lack creative ideas. It is your article that makes me full of hope. Thank you. But, I have a question, can you help me?
priligy walgreens Oral Surgery, Oral Medicine, Oral Pathology, Oral Radiology, and Endodontology