MARTILARI ÖLDÜRMEYİN
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal konjonktür, insanları perişan ederken, diğer yanda, siyaset ve siyasetçilerin akıl almaz söylem ve davranışları, 2019’da yerel seçimlerin yapılacak olması ile birlikte siyaset kazanları, şimdiden kaynamaya başladı…
Bu süreçte, iktidarı, gücü, kıymetli ve değerli ‘Meta’yı ele geçirip, aslında halkın değil, kendi çıkarları ve güçlerinin daha da artması adına, yine halkın kullanılacağı hatta, gene kandırılacağı bir döneme giriyoruz…
Yavaş yavaş, sular ısınmaya başladı ve siyasetçilerde ortaya çıkmaya…
Kazanlar, kaynamaya başladıkça, her zamanki gibi, doymayan, yetinmeyen, siyasetin gedikli isimleri, Melih Gökçek, Mansur Yavaş, Mustafa Sarıgül…vb. gibi Türkiye’nin yakından tanıdığı isimlerle birlikte, il ve ilçelerde, yerelde yine aynı isimler gövde gösterisine çıkarak, geçmişte başarılarının yanında, yaptıkları yanlışlara, hatalara ve üzdükleri insanlara rağmen, yine koltuğu ele geçirme adına oy isteyecekler…
Hata yapmışsın, yanlış yapmışsın, etik davranmamışsın, kandırmış hatta aldatmışsın, zarara uğratmışsın, senin olmayan ve Belediye’nin yani, halkın malını satarak yönettiğin Belediyeyi zarara uğratmışsın, Mahkemeler senin suçlu olduğuna karar veriş, sen halen daha, vatandaşın temiz duygularını kullanarak kaldığın yerden devam etmek için oy isteyeceksin.
Nasıl ama..!
Burası Türkiye…
Sonrada ben değiştim, sizin daha iyi yönetilmeye hakkınız var, söylemleri ile avutmaya ve oy istemeye nasıl hakkınız var?
Satmış, harcamış, bitirmiş, yok etmiş, sözünde durmamış, yapamamış, gerçekleştirememiş, halkına bir şey sunamamış, ama reklamını iyi yapmış, kimlikler bugün yine oy isteyecek ve seçimlere girecekse, 24 Haziran 2018’den sonra değişen rejim ile birlikte iktidar olduklarında ne yapabilecekler?
Özellikle Büyükşehir Yasası ile birlikte köylerin mahalle, ilçelerin illere bağlandığı konjonktürde, yaşanan ve yaşanacak olan yeni düzenin bu anlamda baskısı ile birlikte, eski güçlerinde olmayacakları gerçeği ortada iken, bu sistemde iktidarı ele geçirmek için çatır çatır geçecek bir seçim bizi bekliyor.
İşte bu duygularla, miras yiyen, yanlış yapan, savurgan davranan Belediyeler ve Başkanlar, yeni aday ve eski adaylarla sadece kendi adlarına değil, partileri adına da siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel anlamda hayaller satmaya devam edecek.
Şimdi önümüze seçenekler koyarken adaylar, daha güçlü, daha temiz, daha şeffaf ve daha zengin Belediye, İl ve İlçe vaatlerinde bulunurken, daha önce bu değerleri ortaya koyup koyamadıkları tartışılmadan, teraziye konmadan, yeni bir başlangıcın adımı olarak görülmesi daha da vahim sonuçlar doğuracaktır…
Sen martıları öldür, daha sonra mavi ve temiz deniz, pırıl pırıl gökyüzü vaadinde bulun..!
Yermiyiz?
Tabiki hayır…
O nedenle, siyaseten aynı isimlerin değil, güvenilir, temiz, karakterli, ehliyetli ve rüştünü ispat etmiş, yaşadığı yeri bilen ve tanıyan, halkına güven veren, yıpranmamış, yeni isimlere ihtiyacımız var.
Daha önce denenen, reklamından başka bir şey verememiş, somut herhangi bir yapı ve hizmet üretememiş, mirasyediler yerine;
Düşünüyorum da; Neden aynı isimler?
Çünkü koltuk tatlı.
Bence yeter artık…
Bize martıları öldürenler değil,
Yeni bir gökyüzü, girilebilir deniz, yaşanabilir çevre, temiz bir kent ve özgürce maviliklere kanat çırpa bilen martıların çığlıkları ile şenlenen, kaostan uzak, gelecek nesillere pırıl pırıl bir hayat ve şehir bırakacak insanlara ihtiyacımız var.
Seçimlerde söz sizlerin olacak;
Şuna karar vereceksiniz.
Satan, harcayan, bitiren ve miras yedilere mi oy vereceksiniz?
Şehrini seven sevecek, denenmemiş, güvenilir ve şehrinin her caddesinde sokağında geçmiş hatırası olan ve şehri ile özdeşleşmiş biri mi?
Ama sistem ve partile buna müsaade eder mi?
O zaman sistemi eleştirip,
Neden böyleyiz diyecek ve siz kendinizle baş başa kalarak, gerçekleri haykıracaksınız.
Yanlışa yanlış, doğruya doğru diyerek;
Etik ve hak edene oy vereceksiniz.
O nedenle, seçimler zor geçecek.
Seçmek ve karar vermek zor…
Eski ve yeni, karar sizin olacak.
Martıları öldürenler ile yaşatanlar arasında geçecek bir seçim..