Can Emre
NEHİRİN KARŞI TARAFI
Yaşadığınız ülkeyi ve şehri düşünün,
Daha sonra, hayal kurun…
Nasıl bir yerde yaşamak isterdiniz?
Ortadoğu gibi…
Sınır niyetine, ortadan ikiye bölünmüş, dikenli teller ile ayrılmış,
Her iki yanında elleri tetikte bekleyen, askerlerin bulunduğu,
Çorak ve bölünmüş topraklar, zindan edilmiş hayatlar, geleceği olmayanlar…!
Yada, Avrupa’nın göbeğinde, somut ve soyut anlamda sınırların olmadığı,
Hatta sınırları, masa ve sandalyenin ayakları ile insanların ayakkabılarının ezdiği, bir yanı sizin, diğer yanı komşularınızın olan, ince bir çizgi, belli belirsiz…
Düşünün?
Bir dakika önce orada, yine bir dakika sonra burada…
Bir tarafta, tel örgüler ve silahlı askerler, kararan hayatlar, çaresizlik,
Diğer yanda, sınırları olmayan, sınır komşuları ile iç içe, kardeşçe…yaşam.
Birde zamanında, Berlin’i baştan başa bölen, sınır niyetine olan, ama daha fazla özgürlük, barış, kültür ve gelecek adına, dağılan, parçalanan, yıkılan duvarlar…
Ortadan geçen ise sadece bir ” Nehir ” veya deniz, veya sıra dağlar….
Nehir’in karşı tarafı… mı?
Orada, dil, din, mezhep ayrımı, yabancılaştırma, ötekileştirme yok. Yazan, çizen, düşünen, konuşan, beyinlere, zincir vuran, kelepçe takan yok. Benim gibi olacaksın, düşüneceksin, yaşayacaksın, diyen yok. Ne somut, nede soyut anlamda, sınırlar, sınır yok…
Peki bu tarafta?
Nehir’in karşı tarafında olan, işte burada yok..
Bir taraf hayal kurarken, diğer tarafta hayal kurmak yasak. Bir taraf gelecek için plan yaparken, diğer tarafta gelecek için plan yapmak yok! Bir taraf severken, gülerken, gezerken, diğer tarafta hayat kaygısı çok.
Yani, Nehir’in karşı tarafı;
Bahar bahçe, kiraz ağaçları çiçek açmış.
Bu taraf, mevsim kış, her yer bembeyaz kar ve soğuk, çaresizlik.
Ama her iki yakada da insan ve insanlar…
Avrupa’da sınırlar yok, soyut ve somut anlamda, düşünceye bile. Bu tarafta sınırlar çok, soyut ve somut anlamda sesli düşünmeye bile…
İşte,
Nehirde başıboş, sonbaharda ağaçtan kopup giden, yaprak misali;
İnsanlar…
Savrulup duruyor,
Peki siz hangi yakada yaşamak isterdiniz?
Neyi tercih ederdiniz?
Sınırlarımı?
Sınırların kalktığı dünyayı mı?
Düşünmeye başlayın, ama sessizce…
Yaprak, şimdi savruluyor ” Nehir’de ”
Bir oraya, bir buraya, bakalım nereye ulaşacak.
Bu yakaya mı?
O yakaya mı?
Yoksa, azgın sularda boğulacak mı?
Esen Kalın…
canemregundem.com