TÜRKİYE OKSİMORON YAŞIYOR
Günümüzde artık, sık karşılaşıyoruz, “Oksimoron” sözcüğü ve içerdiği anlam ile;
Evet, bugün Oksimoron sözcüğü günlük dilde sıkça kullanılıyor ama henüz Türkçe olarak tam karşılığı yok. Türkçe ‘ye Fransızca’dan geçen kavramın kökeni, Yunanca oxus “keskin” ve môros “aptalca” sözcüklerinin birleşimi;
Oksimoron;
Birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavramın bir arada kullanılması ve bu şekilde oluşturulmuş ifade biçimi. Aynı zamanda, kullanılan sözcüğü anlamlandırmak, güçlendirmek için kimi zamanda alaya almak, anlamlarını barındıran, veya sözde konuşma sanatına edebi anlam yükleyerek, iki zıt kavramın dans ettirilmesi…
Evet; Oksimoron bir anlamda, iki anlamın dansı da denilebilir.
Nasıl bir dans?
Birbiriyle çelişen veya tamamen karşıt iki kutbun dansı;
Örneğin;
Yoksul milyarder,
Demokrat faşist,
Özgürlükçü diktatör,
Ateist imam,
Dindar Marks,
Materyalist Hegel,
Özel Halk Otobüsü,
Hümanist Hitler,
Yaşayan Ölü,
Tarafsız Taraftar,
Çakma Liberal,
Gerçek Yalanlar,
Mükemmel düşüş,
Muhafazakar devrimci,
Orjinal Kopya….vs.vs…vs.
Siyasetçilerimiz;
Aslında, onların siyasi kariyeri de, çok bereketli bir oksimoron pratiğidir;
Özellikle iktidarının ilk dönemlerinden itibaren, basında baş köşeleri tutanlar, oksimoron söylemleri ile siyasetçileri, halkın gözünde farklı yerlerde konumlandırdılar. Aslında olmayan bir şeyi veya tamamen zıt iki yaşamın felsefesini farklı konumda tasvir edip, halka sundular…
Muhafazakar kesim, sol ve sosyalistlerden;
Solcular, muhafazakar ve siyasal islamcılardan;
Marksistler, kapitalistlerden, liberallerden oy devşirmek için;
Konuştular, aday çıkarttılar, öyle olmadıkları halde, öyleymiş gibi davranarak, oksimoron ile adeta kelimeleri dans ettirerek siyasi ilizyon yaptılar. Siyasi hayatımızda o kadar çok örnekleri var ki…!
Hangisini saysam;
“Antiemperyalist”
“Komünist Atatürkçü”
“AB ile nikah kıymak istiyoruz, hemde Katolik nikahı”
“Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde taşıyan lider”
“İkinci İstiklal Harbinin Antiemperyalist Başkomutanı”
“Yolsuzluk hırsızlık değildir”
“Karaoğlan Kılıçdaroğlu”
“Hem Müslüman hemde laik olunmaz” Vs.vs….vs..
Bunların hepsi oksimoron. Erdoğan, Kılıçdaroğlu, Akşener, Karamollaoğlu, İnce…gibi nice siyasetçiler bu illüzyonu konuşmalarında veya kampanyalarında kullanıyorlar. Bugün yaşadığımız oksimoron pratiğinin ve propagandanın zirvesi, tahmin edilemez boyutlara ulaştığıdır. Her defasında “bundan ötesi olmaz” dense de ondan ötesi de oluyor….
Olmaya da devam edecektir.
Mussolini’nin, Hitlerin, Stalin’in, su götürmez demokrasi ve eşitlik aşkı gibi?!…..
Oksimoron bizde bugün, yönlendirme, aldatma ve siyasi ilizyon için kullanılan “Oportünist” davranış biçimi.
Oportünist; mevcut durumu kendi çıkarına göre kullanan, davranan, koşulları kendi lehine çeviren ve yararlanan…
Şimdi soracaksınız?
Kelimeleri, kim dans ettiriyor?
Mevcut durumu kendi çıkarına, kim kullanıyor?
Kim veya kimler olabilir?
Siz biliyorsunuz ve yaşıyorsunuz; Kim veya kimler kendi felsefelerinin dışındaki, felsefelerden, yaşamlardan, görüşlerden oy devşirmek istiyorsa, iktidarda kalmak istiyorsa onlar.. Kendi dünyalarının hatta gezegenlerinin dışından yardım beklemek.
Bu Oksimoron’u kafana göre alamıyorsun. Reçeteye tabi. Doktor kontrolünde siyasetçiler ve onların kampanyalarını yönetenler yazıyorlar. Fakat, bağımlılık yaratabiliyor, baş dönmesi ve bulanık görme! Aman dikkat!
Şimdi soracaksınız oksimoron kullananlar kim?
Kullanmayan kim? Derim bende size…
Kim? Ben Muhafazakar demokratım diyorsa?
Kim? Solcuyum, ama muhafazakarlardan oy almak istiyorum derse.!
İlacı yazan doktor odur…Günde 3 kez tok karnına, afiyet olsun, ilizyona devam…
Oksimoron pratiği, bence olmamış meyveyi yemek gibi;
Ağızda buruk veya acı bir tat bırakıyor.
Bence onu YEMEYİN…