1 NİSAN SONRASI NE OLMASINI BEKLİYORSUNUZ?

31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kala, 1 Nisan’da bizi neler bekliyor? Ne olacak? Gibi sorular herkesin kafasını kurcalarken, aslında yine siyasi parti liderleri, bir şeyin olmayacağını, dün söylediler…

Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan daha 4.5 yıl görevimin başındayım dedi.

Elbetteki Türkiye’nin siyasi, sosyal ve konjonktürel durumunu göz önüne aldığımızda, 31 Mart seçimlerini “Beka” tartışmasına getirenlerde; bu seçimlerde halkın yaşamsal ve ekonomik anlamda; hayatını idame ettirme ve kişisel olarak bekasından daha çok, ülkenin bekası anlamında ortaya koydukları siyasi parametreler, yerel seçimlerin, genel seçim havasında geçmesine neden oldu.

Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sistemde “tek karar verici benim, merkezi yönetim olarak ne dersem odur” mesajı ile yönetimsel anlamda, Belediye Başkanlarının da üzerindeyim sözleri ile seçilecek Belediye Başkanlarına da mesaj gönderiyordu…

Tek başınıza karar veremezsiniz. Her an, ensenizdeyim…

Evet, 1 Nisan’da ne olacak?

Ne bekliyorsunuz?

Aslında bir şey olmayacak; değişmeyecek..!

Sadece yerel yöneticiler değişecek. Ama zihniyet aynı kalacak.

Ekonomik göstergeler, dolar ve euro, çarşı pazar fiyatları, halkın alım gücü değişecek mi? Hayır..!

Çünkü; tamamen dışa bağımlı bir ekonomi ile kuşatılmış olarak, hayatımıza yine kaldığımız yerden devam edeceğiz. Yine sadece yerel yöneticiler değişecek ama domates, patlıcan, patates… vb. gibi temel gıda fiyatları, hatta işçi, memur ve emekli maaşları aynı kalacak…

Yani vatandaşın yaşamsal anlamda, kişisel Bekası dışa bağımlı ekonomide değişmeyeceği için “Yerel Seçimlerde” değişen Belediye Başkanları halkın ihtiyaçlarına ne kadar cevap verebilecek? Ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Merkezi yönetimle uyumlu olmayanların işleri zor.”

Yani burada; yine ben “Tek belirleyiciyim” diyor…

Şimdi; 1 Nisan sabahında uyandığımızda;

Çarşı pazar fiyatları dip yapmış, dolar en düşük seviyesinde, ekonomik göstergeler muhteşem, ayrışmamış, hatta ortadan ikiye bölünmemiş toplumlar, ülkelerine giden Suriyeli ve Iraklılar, Türk Lirasının değerlenip vatandaşların alım gücünün artması ile birlikte 1 Nisan sabahında daha huzurlu ve mutlu bir güne mi uyanacağız?

Hayır..!

Seçimler yapıldı, yapılacak ve bitecek,

1 Nisan sabahında, hiç bir şey değişmeyecek.

Vatandaşların geçim derdi devam edecek, yüksek fiyatlar, yaşamsal zorluklar, yine yüksek vergiler, ekonomik olarak dışa bağımlılık devam edecek. Burada istenilen bu sistemde özellikle İstanbul, Ankara, Antalya gibi Büyükşehirlerin iktidarın elinde kalması.

Çünkü buraları merkezi otoritenin elindeki güç’ tür…

İstenilen; güç’ün ellerinden kayıp gitmemesi…

İstenilen; güç’ün yine dört-beş yıl daha ellerinde kalması…

Yoksa vatandaşının rahatı, huzuru, geçinmesi, önemli değil…

Önemli olan bu iktidarın, yine kendi eliyle yarattığı “Burjuvazinin” daha da zenginleşmesi ve gücünün devamıdır.

Gerisi teferruattır.

Beka ‘ mı?

Beka sorunu her zaman oldu, olacaktır. Atatürk bu sorunu kökten çözmüştü.

Fakat 1940’tan sonra değişen dünya dengeleri konjonktür; 1960-1980 darbeleri, yine 1971 askeri muhtırası ve 24 Ocak 1980 Özal’ın ekonomik kararları ile bu sorun yeniden hortladı.

Şayet bir ülkede halk, her gün fakirleşiyorsa, karnını doyurmakta zorluklar yaşıyorsa, insanlar çöp tenekesinden besleniyorsa, çocuklar yine açlıktan ölüyorsa, işsizlikten şirketler batıyor, insanlar işsiz kalıyorsa, Beka sorunu dışta değil içtedir.

Şimdi 31 Mart seçimlerinde ne değişecek?

1 Nisan sabahında ne olmasını bekliyorsunuz?

Hayat aynı şekilde zorlukları ile devam edecek…

Ezilen yine halk olacak.