YSK CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN NASIL KAYBETTİĞİNE KARAR VERECEK
Malum; 31 Mart seçimlerinde İstanbul’da, AKP adayı Binali Yıldırım kaybedip, CHP adayı Ekrem İmamoğlu 14.000 oy ile kazanmasına rağmen, halen daha YSK tarafından mazbatası verilmiyorsa; bunun altında yatan “İstanbul’un kaybedilmesi” ile birlikte “İstanbul gücünün” ellerinden kayıp gitmesine tahammül edemeyen AKP, ne yapıp edip, İstanbul’u yeniden ele geçirmek istiyor…
Neden?
Ekonomik anlamda büyük güç olan Büyükşehir, “vakıflara, derneklere, cemaatlere ve yandaşlara” verdiği ayni ve nakdi yardımlar ile kendinden olanların, yine onların desteklenmesi adına, önemli bir misyon üstlenmektedir.
Bakın bugün haberlerde, piyasada “Cübbeli Ahmet” ismiyle bilinen yandaşın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi sponsorluğunda düzenlenen “Yarı Maraton” için damadının firması ile milyonluk anlaşma imzalaması, örnektir diye düşünüyorum…
Gelelim YSK’ya; onlar ne yapıyor?
Süreci uzatıyorlar…
Kazanan belli.
Ekrem İmamoğlu…
Ama YSK süreci ne kadar uzatırsa uzatsın, vereceği her karar, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın nasıl ve ne şekilde kaybedeceğini onaylayacak olmasıdır…
Bugün için Neden-Sonuç ilişkisini sorarak devam edelim.
YSK açısından önemli bir karar ve süreç…
-Ya, seçimleri bugün, 14.000 oy ile rakibine karşı açık ara kazanan Ekrem İmamoğlu’nu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ilan etmek;
-Yada, Ekrem İmamoğlu’nu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ilan etmeyip, seçimleri ileri bir tarihe erteleyerek, AKP’nin istediğini yapmak.
Aslında; bunu sorguladığımızda, her iki anlamda da seçimlerde işlediği “Beka” sorununun, bugün artık partisinin ve kendisinin “Beka” sorunu olduğu gerçeği ile ortaya çıkan durum; her iki şıkta da, AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın kaybettiği gerçeğidir…
Birincisi; Ekrem İmamoğlu, şayet YSK tarafından İstanbul Şehr-i emini olarak seçildiğinde, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı elindeki gücü kaybederek, siyasi, sosyal ve ekonomik anlamda kaybedecek; İstanbul’da kullandığı güç ellerinin arasından kayıp gittiği için eli zayıflayacak ve güç Ekrem İmamoğlu’nun eline geçecek…
İkincisi; YSK, Ekrem İmamoğlu’nun Başkanlığını onaylamayıp, İstanbul seçimlerini başka bir tarihe ertelerse, bu kez Erdoğan’ın “demokrasiyi yok ettiğini, otoriterleştiğini, tek adam olduğunu, anti demokratik YSK ve demokrasinin işlemezliği” ile birlikte “Tek Parti” dönemi yaklaşımı ortaya çıkacak ve Erdoğan’ın liderliği, geçmiş başarıları, vaadleri, söylemleri, karizması, hatta seçimlerde ortaya koyduğu söylem; “İstanbul benim aşkım” tartışmaya açılacağı için, yine güç ve prestij kaybı yaşayacağı için kaybedecektir…
Hatırlarsınız; Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit ile çay toplamaya gittiğinde, “Yargının Siyasallaşması” yorumlarının yapıldığını unutmayalım…
24 Haziran seçimlerinde, mühürsüz oyların sayılmasına onay veren YSK Başkanı Sadi Güven, seçim sonunda AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimi kazanarak “Partili Cumhurbaşkanı olduğunu ilan etmişti…
Bu gün yine YSK Başkanı olan Sadi Güven; 31 Mart sonuçlarını CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı veya seçimlerin ertelendiğini açıkladığında;
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan; yeniden seçim yapılırsa, halkın verdiği oylar geçersiz olduğu için demokrasi ve hukuk adına Erdoğan ne söyleyecek, hangi argümanı kullanarak, inandırıcı olacaktır…?
Beka sorunu aslında seçim olursa kendisinin ve partisinin İstanbul’da Beka sorunu olarak algılanacağı için bunu kendisine oy veren veya vermeyenlere nasıl açıklayacaktır..?
Bıyık sakal misali,
Şimdi top, YSK’da,
Ne ilan ederse etsin, kazanan Ekrem İmamoğlu olacaktır.
Ve; kaybedenler kulübü bir üye daha kazanmış olacak.
Aynı zamanda bu karar ile yargının “siyasallaşıp, siyasallaşmadığı” ortaya çıkacaktır. Ki, bu bizim gibi demokrasi yoksunu ülke için önemli bir paradigmadır. Yargı da bu süreçte, testten geçecektir…
Kazanan demokrasi mi olacak?
Kaybeden ve siyasallaşan YSK’mı?
Yoksa, AKP’mi?
Çünkü kazanan İmamoğlu olduğuna göre;
Aksi bir sonuç,
İmamoğlu haricinde herkesin kaybettiği, anlama gelecektir.
Bekleyip göreceğiz.