BOĞULUYORUZ
Biliyorsunuz;
31 Mart seçimlerinde kazanan Ekrem İmamoğlu olmasına rağmen, sonuçların 6 Mayıs’ta açıklanması, mazbatasının olmadık nedenle YSK tarafından elinden alınması, demokrasi ve hukuk adına söylenecek hiçbir şey bırakmadı bize…
Malum; son 17 yıldır, iktidar olan AKP ile seçimler, referandumlar ile geçen sürecin ardından, ” sandık ” hayatımızın bir parçası oldu adeta…
Yine, 2002 yılından bu yana iktidar olan AKP ile birlikte; para, vaadler, projeler tükendi; ve son 17 yılda Türkiye’yi yönetenler, ülkenin kaynaklarını har vurup harman savurdu, sattı, kiraladı, özelleştirdi, peşkeş çekti…
Şimdi ekonomik anlamda, çıkmaz sokaktayız…!
Peki, 31 Mart seçimleri sonunda biz ne gördük?
AKP’nin uyguladığı ve kullandığı sloganlar ve ona karşı destek bittiği için, AKP’nin enerjisinin bittiği gibi, makyajının da aktığını gördük… 6 Mayıs akşamında da, AKP makyajsız yüzünü aynada gördü…
31 Martta seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu ile birlikte;
Aslında; AKP’nin kavgacı, otoriter, emreden, yüksekten bakan ve küçümseyen tavrı karşısında;
Toplumları kucaklayan, sevgi ve barış dilini kullanan, ötekileştirmeyen, alçak gönüllü ve uzlaşıcı Ekrem İmamoğlu’nun kazanması ile kısa da olsa hoşgörüyü gördük…
24 Haziran Başkanlık seçimleri ile birlikte değişen sistemde, özellikle ekonomik anlamda kırılganlıklar, çaresizlik, fakirlik ile birlikte ” tek bir kişinin karar verici ” olması ve ” Başkanlık Sisteminin ” ve bize giydirilen gömleğin olmadığını, uymadığını da gördük…
İlle de seçim diyerek diretenler, şunu görmüyorlar? Görmek istemiyorlar..!
Toplumda bu kadar curum işlenirken;
Bu kadar taciz, tecavüz, cinayet, yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, curum kaynarken, toplum curumle boğulurken, yargılanmalar, gözaltılar, yargılanan akademisyenler, gazeteciler, yurt dışına çıkamazken, hatta evinden çıkamazken, çarşı-pazarda 3 adet patatesin 10 lira olduğu bir ekonomide, can çekişen vatandaşlara çare üretmesi gerekenlerin, kendi beka ve rantları uğruna çare üretmeleri, artık AKP’nin siyaseten de eridiğinin en büyük göstergesidir…
2018’in 24 Haziranından, 23 Haziran 2019 İstanbul Büyükşehir seçimlerine giderken, bir yıl içinde çaresizliklere çare olamayanlar, toplumun dejenerasyonuna dur diyemeyenler, ekonomik olarak fakirliğe ve yoksulluğa rağmen halen daha bize seçim diyerek ” sandık ” gösterenler unutmasınlar ki, her seçim bir maliyet demektir…
Çünkü; artık deniz bitti..!
Kaynaklarımız artık kısıtlı, paramız yok, kurumlarımız satıldı, fabrikalarımız özelleşti ve artık biz emperyalizmin kucağındayız. Sanayi, tarım, hayvancılık ve ziraatte dışa bağımlıyız. Yerli üretim bitti …
Vergiler, zamlar, ayrımcılıklar, çaresizlikler, artan tecavüzler, tacizler, curumler, hatta iflaslarla tanışanları, çaresizlik sarmalından bizi kurtaramadıkları gibi, bu sarmalı iktidarın kırma gücü de kalmamıştır artık…
Türkiye ve İstanbul 23 Haziran’da sandığa giderken, ben YSK ve SEÇSİZ Seçim sistemine yine güvenmiyorum…
Halkımız 31 Mart’ın zafer sarhoşluğu ile değil, 6 Mayıs YSK’nın demokrasi adına verdiği haksız ve hukuksuz kararı bilerek, yine 23 Haziranda oylara ve sandıklara daha fazla sahip çıkarak, güvenilmeyen YSK ve SEÇSİZ’e rağmen demokrasiye sahip çıkmalıdır.
Ve yeni bir tarih yazmak, bize giydirilen gömleğin artık bize olmadığını ve yıprandığını görerek, barış, uzlaşı, demokrasi, hukuk ve insan hakları adına Atatürk’ün bize bıraktığı çağdaş ve laik Türkiye’nin “Beka” sı için aydınlık ve güzel günler adına, 23 Haziran’da sandıklara sahip çıkmalıyız.
Unutulmamalıdır ki; YSK aynı YSK’dır…
Bizi Ortadoğulaştıranlara, Ilımlı İslamlaştıranlara inat, bugün BOP Projesinin diğer bir ayağı, Türkiye’nin devrimlerinin ve Atatürk’ün aşındırılması ne kadar çabalanırsa çabalansın başarılamayacaktır.
Türkiye, Atatürk, Atatürk ise Türkiye’dir.
Boğuluyoruz ama dökülen makyajları da görüyoruz.
Taciz, tecavüz, cinayet, yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, curum, haksızlık, hukuksuzluk, fakirlik, çaresizlik, bizim kaderimiz olmamalıdır.
Daha iyi yönetim ve insanca yaşamak vaadinde bulunanların 2002’de iktidara gelirken “biz değiştik, gömleğimizi çıkardık diyenlerin” bugün değişmediklerini görünce, üzerindeki gömleklerin döküldüğünü ve yıprandığını kendilerinin görememesi çok acı.
Aynaya bakın, göreceksiniz…
Esen kalın;
Your article helped me a lot, is there any more related content? Thanks!
Can you be more specific about the content of your article? After reading it, I still have some doubts. Hope you can help me.
Can you be more specific about the content of your article? After reading it, I still have some doubts. Hope you can help me.