#İMAMOĞLU KENDİ TARİHİNİ YAZDI

31 Mart’ta İstanbul seçimlerinden galip çıkan Ekrem İmamoğlu, mazbatasının haksız ve hukuksuz olarak elinden alınmasından sonra, 23 Haziran seçimlerinde siyasi anlamda kendi tarihini kendisi yazdı; hatta iktidar tarafından yazdırıldı bir anlamda…

Dün, benim gibi kısa da olsa, tatillerini yarıda keserek, İmamoğlu’na destek vermek için İstanbul’a akın eden vatandaşlar, sandıkları adeta patlatarak, İmamoğlu’nun hak ettiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna yediden, daha güçlü oturmasını sağladılar.

Bakıyorum Kılıçdaroğlu, akşam konuşmasında “adalet yürüyüşü” vurgusu yaparak bunun tohumları o zaman atıldı dedi. Bu görüşlerine katılmıyorum. Başkanlığı boyunca iktidar olamayan Kılıçdaroğlu, sadece İmamoğlu’nun adaylığı konusunda etkili olmuştur. 23 Haziran zaferi salt Kılıçdaroğlu’nun değil, tamamen İmamoğlu’nun kişisel başarısı ve gizli kalmış kumaşın bu gün ortaya çıkması ile yaşanan bir durumdur.

Ayrıca, İmamoğlu’nun başarısı; partililerin, ortak paydada bulunan diğer paydaşların katkılarının yanında, 23 Haziran seçiminin zaferi “halkın sandığa ve kendi iradesine sahip çıkması” ile İmamoğlu’na duyulan güvenin sonucudur…

Ötekileştirenler, ayrıştıran ve kutuplaştıranlara inat;

Kucaklayan, biz diyen, paylaşımcı ve halkın dili ile konuşan #İmamoğlu, yine halkın ona güveni ve inancı ile kendi tarihini 23 Haziran’da yazarken;

Her tabandan, her kesimden ve her her görüşten insan, İmamoğlu’nun kucaklayıcı ve birleştirici duruşu karşısında ona güvenerek sandığa gitmiştir.

Bu gün yani, 24 Haziran sabahı İstanbul yeni bir güne uyanırken, gelecek adına başta İstanbul ve tüm Türkiye yaz ortasında “bahar şarkıları” söylemeye başlamış ve her yer umut çiçekleri ile başka bir havaya bürünmüştür.

17 yıldır, iktidar ile baskıya, korkuya, ötekileştirmeye, yoksullaşmaya, fakirliğe, çaresizliğe maruz kalan halk, artık zincirlerini kırmıştır. Demokrasi, barış, kardeşlik ve özgürlük adına…

Görüldü ki, devletin tüm imkanlarını kullanan, medya ve basını arkasına alanlar, halkın gücünü yanına çekemeyince yenilgiyi kabul etmek durumunda kaldılar.

Sonuçlarına gelince;

23 Haziran seçimleri, bize şunu gösterdi…

Halk Atatürk’ü aşındıranlara, Cumhuriyeti, özgürlüğü, laikliği, halkların kardeşliğini küçümseyenlere inat, özgürlük, bağımsızlık ve Cumhuriyet ile birlikte Atatürk değerleri ve normlarının dışına çıkılmasına müsaade etmiyor etmeyecek…

Yine görüldü ki, mevcut sistem “Partili Cumhurbaşkanlığı” tek adam sistemi ülkeyi aydınlığa değil, yalnızlığa, korkuya, baskıya ve çaresizliğe götürdüğü için 23 Haziran’da Ekrem İmamoğlu’na oy verenler, sistemin değişmesi adına da oy verdiler.

31 Mart’ta kazanan Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasını elinden almakla iktidar, İmamoğlu’na 23 Haziran’da siyaseten “kendi tarihini yazma” fırsatı tanıyarak, adeta ayağına kurşun sıkmış oldu. Bu zafer İmamoğlu ile birlikte Türkiye’nin yeni bir yöne doğru evrildiğinin de göstergesidir.

Bu saatten sonra; Cumhurbaşkanı Erdoğan İmamoğlu için; “Ordu Valisi üzerinden giderek onu çalıştırmayacağız söylemleri” artık dün gece tarih oldu. Halka rağmen yine halk için çalışacak İmamoğlu’nun önünü kesmek onun yetkilerini budamak, Erdoğan’ın iktidarına zarar verecektir.

İmamoğlu anasının ak sütü gibi helal olan 23 Haziran seçimleri ile iktidar olurken, siyaseten de yeni bir paradigma yaratarak, CHP içinde hatta partili partisiz Türk Halkının gelecek adına umudu olmuştur.

Parametreler değişmiş, iktidar bir hayli yıpranmıştır.

Son olarak elbette tarih yazacaktır. Adalet yürüyüşü “adalet” arama adına özel ve güzeldir. Fakat bu Kılıçdaroğlu adına Genel Başkanlığı döneminde başaramadığı bir şeydi iktidar olabilmek.

Fakat İmamoğlu, aksine 31 Mart’ta ve  23 Haziran’da da yürümedi, aksine “iktidara koştu”.

Aradaki farkta buydu.

Birisi yürüdü…

İmamoğlu İktidara koştu…

Ve kendi tarihini, CHP içinde kendi yazdı.

Hoşgeldin İmamoğlu…

Kazanan İstanbul ve Türkiye oldu.

Kaybedenler ise;

İktidar, yandaş medya ve basın, YSK ve İstanbul rantını paylaşarak zengin olan AKP Burjuvazisi oldu.

Yeni umudun adı;  #İmamoğlu dur.

Esen kalın.