YEPYENİ BİR YIL!

0
561

YEPYENİ BİR YIL!

Burak Yavuz

2020 ‘ nin ilk yazısını yazdı, Burak Yavuz;

YEPYENİ BİR YIL

31- Aralık 1989 Eskişehir;

Yeni yıl heyecanı evimizi sarmıştı. Eskişehir çok soğuk olur, bilenler bilir. Dışarıda kar, evde hazırlıklar var. Babam banka memuruydu o yıllarda…

Eskiden bankacılar yılın son günü geç saatlere kadar mesai yaparlardı. Yıl sonu devri… Annem tüm hazırlıkları tamamlamış misafirlerin hanımları ve çocukları gelmiş, beyler bekleniyordu. Beylerde babamın iş arkadaşları. Hepsi aynı bankada çalıştığı için haliyle hepsi aynı vakitte gelecekti.

Aslında benim bekleyişim farklıydı. Yılbaşı akşamlarının standardı “Rus salatası”… Yemesinden ziyade yapılması beni cezbediyordu. Garnitürlerin tek tek hazırlanması, doğranması ve büyük final… Babamın evde mayonez yapması… 5-6 yaşlarında bir çocuk için mucizeydi tabi ki de. Dakikalarca mutfak kapısında izlerdim. Tarifini daha sonra öğrendiğim malzemeleri mikser ile dakikalarca karıştırarak, o marketlerdeki mayonezden bile daha güzeli evimizde oluyordu.

Mucize değildi de neydi?

Bir sürü yiyecek hazırlanıyordu. Hepsi evde anneler tarafından. Düşünün işte yılbaşı klişesi bir mezenin mayonezi bile evde yapılırken artık her şey dışarıdan sipariş edilir oldu. Ağır tüketici olduk açıkçası. Hatta çağımız tüketim toplumu oldu diye diye her yerde yırtınır hale geldik…

Yeni evler, daha büyük evler, otomobiller, daha büyük otomobiller, kıyafetler, akıllı telefonlar vs… Hem tüketiyoruz hem hayıflanıyoruz kendi kendimize. Bu da kendimizle çelişmemizin en büyük örneğidir. Hadi biz kendimizle çelişeduralım…

Peki tükettiğimiz sadece bunlar mı? En önemli konuyu atlıyoruz bence.

“Zaman”

Zamanı hunharca tüketiyoruz. Hem de katledercesine.

Milenyuma giriyoruz diye dünya ayağa kalkmıştı hatırlarsanız. Daha dün gibi hatırlarım ben. 21. Yüzyıl, yepyeni bir asır. Geçen yüzyılda neler olmuştu peki?

İmparatorluklar yıkıldı,

Yeni devletler kuruldu,

Dünya 2 tane çok büyük çaplı ve kanlı savaş yaşadı, milyonlar hayatını kaybetti,

Neredeyse yüzyılın yarısı kadar süren “Soğuk savaş”,

Berlin duvarı yıkıldı,

Sovyetler dağıldı,

Ülkemiz bile, hem Osmanlı haliyle, hem Türkiye haliyle, onlarca savaş yaşadı, milli mücadele verdi, devrimler yaşadı…

Saymakla biter mi?

Bitmez tabi ki de.

2020 kapımızda, ne değişecek?

Sadece takvim…

Milenyumdan bugüne tam 20 yıl geçti. Yeni asrın 5’te 1’ini yedik bile. Daha 5’te 4’ü duruyor diye sevinme sakın, bu kadar daha gitti mi, yarısına yaklaşıyorsun. İnsan ömrü kaçta kaçını görür bilemezsin.

Milenyuma girdiğinden beri 20 bahar, 20 yaz, 20, güz, 20 kış demek oluyor…

Hangi bahar aşık oldun?

Hangi yaz tatile gittin?

Hangi güz hüzünlendin?

Hangi kış kardan adam yaptın?

Geri dön ve bir bak… Ağırlaştırılmış halde moralin bozulur… zamanı çok harcamadan güzel şeyler yapmaya çalışmalıyız.

Sokaklarda ki yeni yıl telaşını görüyorum da eskisi kadar olmasa da yine de insanların içinde birazcık canlı hücre kalmış… en azından kuruyemiş alacak kadar.

Saygılarımla iyi seneler.

2020 yılı hepimize sağlık ve mutluluk getirsin.

02 Ocak 2020/ Burak Yavuz

canemregundem.com