Can Emre
LOVE
Nedir Kadınların Sizden Çektikleri?
Başlığa bakıp ta aldanmayın “LOVE” ülkede kadınlar; Aşk değil, “ACI” yaşıyor…
Çocukken evde; babaları yada abileri,
Evlenince kocaları,
Boşanıp tekrar eve döndüklerinde, yine ebeveynlerinden,
Çocukları büyüyünce onlardan,
İş yerinde karaktersizlerden,
Fiziksel ve psikolojik taciz görüyorlar…
Kaderleri, ülkenin coğrafi açıdan kaderi gibi,
Taşlık, kayalık, aşılmaz dağlarla kaplı…
Sokak ortasında, kocası tarafından darp edilen, bıçaklanan, yada öldürülen kadınların yaşadıkları dramlar ortada…
Kocası : “O benim nikahlı karım, döverim de, severim de, öldürürüm de” diyor. Bakar mısın düşünceye ve yaklaşıma…
Akıl tutulması.
Kadın; “O” vahşi ile evlenince, onun tapulu “malı” olduğunu düşünüyor.
Onun üzerinde, her türlü hak ve hukuku kendisine verildiğini zannediyor.
Onları birbirine bağlayan kırmızı bir cüzdan.
Mesele, “kırmızı cüzdanın” gücü ise,
Böyle güç olmaz olsun.
Belki sokak ortasında, belki otel odasında, belki yatak odasında, belki de mutfakta ekmek bıçağı, tabanca…vs. ile son buluyor… Fütursuzca! Hayatlar…
Sadece “Nikahlı” olmak; ve “kırmızı cüzdana” sahip olmak ise;
Olay bitmiş zaten!
Ha, kırmızı cüzdan olmadan da öldürülen KADIN yok mu? Onlarca, binlerce…
Birde kırmızı cüzdan olsun olmasın, öldürülmeden, fiziksel ve psikolojik taciz görmeden ölen kadınlarda var…
Kocaları tarafından, şirketine ortak edilen, borçlandırılan, onun üzerinden kredi çeken, şirketin paralarını har vurup harman savuran ve terk edip giden, kadınları yaşarken öldüren, borçlandıran, hayatlarını zehir eden şahsiyetsiz adamlar da var.
Var da, var…
Öyle dramlar var ki, hangisini saysam.
Bu güne mahsus değil, aslında eşitlik var denilse de, nerede eşitlik var bilemiyorum…
Madem kadın ve erkek eşitse;
Kırmızı cüzdana sığınarak, cinayet işleyen, sakat bırakan, taciz eden, “erkek müsvettelerine de” devlet gererek cezayı vermeli. Ama nasıl?
Meclisteki Milletvekillerinin yarısından fazlasının iki-üç eşli olduğu düşünülürse, kimi kime şikayet edeceksin.
Kadıyı, kadıya mı şikayet edeceksin?
Yarın 8 Mart Dünya Kadınlar günü.
Her türlü fiziksel, ruhsal, psikolojik, maddi, manevi tacize uğramış, ayakta kalarak yaşam mücadelesi veren, onurlu, dik, gururlu, mütevazi ama bir o kadar da cesaretli ve yürekli kadınların;
Annelerin, ablaların, kardeşlerin ve kızlarımızın;
8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutlarım.
Aslına yazının başlığı LOVE ” Aşk”
Ama ona hasret,
Ama o kelimeyi “Love” söylemeyi cesaret edemeyen,
Ağzı yandığı için, yoğurdu üfleyerek yiyen,
Umudunu kaybetmiş,
Tüm kadınların yarın 8 Mart Dünya Kadınlar gününde,
Uyandıklarında; acılarının, yaralarının, gözyaşlarının ıslattığı kirpiklerinin ve yüreklerindeki yaraların geçmesi dileğiyle;
Kadınların, sadece 8 Mart’ta değil, her zaman başımızın tacı olduklarını unutmamalıyız.
Çünkü onlar, bizim Annelerimiz,
Sevgililerimiz,
Ailemiz,
Kızlarımız,
Ve aşklarımız…
LOVE diyebilmek için.
Esen kalın…
canemregündem.com