Can Emre
PROLETARYA MÜCADELESİ VE 1 MAYIS
#1 MAYIS KUTLU OLSUN
Bugün 1 Mayıs İşçi ve Emekçi, bayramı. Diğer adıyla Proletaryanın Bayramı.
ABD’de işçilerin, günlük çalışma sürelerinin, 8 saate indirilmesi için 1884’te başlattığı mücadele, “1 Mayıs 1886’da” kitlesel grev ile pekişip, küresel nitelik kazanması ile 1 Mayıs, dünyada İşçi Bayramı olarak kutlanmaya başlamıştır. Bizde ise 1911’de Selanik’teki tütün, pamuk ve liman işçilerince kutlanırken, İstanbul’daki ilk kutlama 1912’de yapılmıştır.
Karl Marx – Frıedrıch Engels, Komünist Manifestoda; şöyle diyor:
“Özgür ile köle” & ‘patricius ile plebeius’
“Amerika’nın bulunması ve yerleşime açılması, Afrika’nın çevresinin dolaşılması, doğu Hind ile Çin pazarı, sömürgelerle alışveriş, daha sonra Sanayi Devrimi ile birlikte çöken Derebeylik, yükselen Kentsoyluluk, Devrimci öğeye hız kazandırdı. Sanayi Devrimi ile sanayi milyonerleri, koca koca sanayi ordularının başlarını çağılcı Kentsoylular aldı. Ve büyük sanayi Amerika ile birlikte, dünyaya açıldı. Sanayi toplumunun oluşması aynı zamanda, “Proleterleri’ de” yaratmıştır.
Proleterler emeklerini, saatlik, günlük, haftalık Kentsoylu namına vererek, üretim içerisinde bulunmuş, çalışmasının karşılığını para olarak alıyordu. Daha sonra başka bir Kentsoylu, “ev sahibi-bakkal-kasap-tefeci” tarafından da, sömürülüyordu. Zamanla Kentsoylu ile Proletarya arasında, dalgalanan ücretler nedeniyle, savaş başlar. Bu savaş “sınıf savaşıdır.” İşçilerde kazanır ama geçici olarak.
Bu gün Kentsoylu karşısında duran bütün sınıflar içerisinde yalnızca PROLETARYA, gerçekten DEVRİMCİ bir sınıftır. Ayrıca; Bu güne kadar yapılan bütün kazanımlar, azınlıkların (Kentsoyluların) kazanımları idi, ancak Proleter kazanım ise yine büyük çoğunlukların, çıkarına olacak bir kazanımdır.”der Marx.
1800′ lü yıllardan, 2020′ ye bakış. Değişen bir şey yok! Hatta eriyen ve yok olmaya doğru giden, bir proletarya. Avrupa’da gelişen ve büyüyen, daha sonra Amerika’ ya göç eden bu sermaye, yani Küresel Baronlar, dün olduğu gibi bu günde dünyaya hakimler. Ellerinde dünya gücü Amerikan Merkez Bankası yani FED var. Ve bu banka Amerika’nın değil dünyayı yöneten Yahudi sermayesinin.
Bu sermaye; 1.Dünya Savaşında Başkan Wilson’ un, “Wilson İlkeleri ve Self Determination” yine 2. Dünya Savaşında Başkan Truman’ın, Truman Doktrini ve Marshall Yardımları, 2004′ te Başkan Bush’un “Büyük Orta Doğu Projesi-BOP” ve bugün yine Başkan Trump’ ın “Yeni Dünya Düzeni” senaryolarının, yakıp yıktığı dünyadayız. Birde buna, Corona yani Covid-19 virüsünün artık yine Küresel Baronlar tarafından mutasyona uğratılarak, dünyayı yeni yöne, yörüngeye sokmak istedikleri, Yeni Dünya Düzenine gidilen yoldayız, süreçteyiz, aşamadayız…
Özal ile başlayan ve 2002’de AKP ile devam eden, özelleştirmeler, yabancı sermaye arayışları ile limanların, fabrikaların, kurumların, kapatılması ve satılmasıyla işsiz, güvencesiz, çaresiz, korumasız kalan Proletarya, ve yine Küresel Baronların uygulamaya koyduğu yeni sömürü politikalarının, çökerttiği bir dünyadayız.
Proleterya sömürülüyor, yok sayılıyor, emeği üç kuruşa gidiyor, sendikalar sessiz, ücret dengesizliği, adaletsizliği, işten çıkarılma korkusu ile köşeye sıkıştırılan, bugün dünden daha zayıf, daha halsiz ve daha hasta durumda.
Sorumlusu/sorumluları? Siyaset ve siyasetçiler ve maalesef ‘bazı sendikacılar’…
O nedenle bugün 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı.
Bugün Covid-19 ile zor şartlarda çalışan, ‘çalışmaya çalışan’ hatta çalışamayan, Marx’ ın söylemi ile Kentsoylu haricinde tüm Proleterya’ nın bayramını kutlarım.
Emek yüce bir değer ise bugün, değerini alamayan, düşük ücret, adaletsiz çalışma şartları, hatta ayrımcılığın tavan yaptığı, sendikaların olmasına rağmen, sarı ve suskun yandaş sendikaların olduğu bir düzene, düzen demek, sadece; laf-ı güzaf. Son olarak; Bu gün, Küresel Baronların dünya hakimiyetine son vermekle, esas yaşama ve özgürlüğe kavuşabiliriz. O zaman daha refah toplumlar, insanlar, çevre, doğa, canlılar, özgür dünyaya kavuşacaktır.
Ve dünyayı cehenneme çeviren bir avuç insan; ise….
Mühim olan dünyayı cehenneme çevirenlerin dünyasını, cehenneme çevirmek bizi düzlüğe çıkaracaktır. İşte o zaman dünya yaşanır olacaktır. Amaç özgürlük ise her özgürlüğün bir bedeli vardır.
Bu bedel kişiye göre değişir.
Atatürk için ” Ya İstiklal Ya Ölümdü” Ve o ölümü tercih ederek, Emperyalizme karşı savaştı. Kazandı ve 29 Ekim 1923 ile 10 Kasım 1938 arası Genç Türkiye Cumhuriyeti: “Altın Çağını Yaşadı. Daha çok yaşasaydı, Türk toplumu, “Tarım Toplumundan, Sanayi Toplumuna” geçecek ve Türkiye’ de Proleterya güçlü bir sınıf oluşturacaktı. 1970-1980 arası bu anlamda, güzel yıllardı, işçi sınıfının gerçek bayramıydı, ama 1980’de Kenan Evren bu bayramı Yasa- Mateme çevirdi.
Ne diyelim, bir gün gelecek ama? Nasıl bir gelecek? Bizi bekliyor olacak?
Mücadele devam. Tüm sınıflarıyla; Burjuvazi harici…
Hepinize selam ve iyi Bayramlar. Yarınlarımız daha güzel olsun umuduyla.
Esen kalın.
canemregındem.com.