Can Emre
GELDİKLERİ GİBİ GİDECEKLER
Geldikleri Gibi Gidecekler
100 yıl önce öyle şeyler yaşandı ki, inanılmaz!
İstanbul işgal edilmişti, ülkenin diğer şehirleri gibi…
Sokaklar, caddeler, camiler, evler, ateşe verilmiş, emperyalizm ülkeyi, parçalamaya adeta yemin etmişti… Bu arada, emperyalizme karşı olanlar vardı. “Mandacıların ve Himayecilerin” yanında; ayrıca kafası karışık, hatta sözde ülkenin geleceği için; Amerika’nın veya İngilizlerin himayesine girilmesi gerektiğini anlatanlarda; Halide Edip Adıvar gibi… Ve yine emperyalizm ile işbirliği içinde olanlar; gizli saklı değil, alenen onlar adına çalışanlar… O kadar çoktu ki! Hilafet anlayışı içinde olanlar…
Tarih her zaman doğruları yazar. Yazmıştır. Korkakları ve cesurları; ülkesini satanları, yine ülkesini kurtaranları… Bu topraklar, kahramanları gördüğü gibi, İngiliz Gemisine binip kaçanları da gördü.
Emperyalizm; Ülkelere sinsice girer, sözde zenginlik, özgürlük, dilini, dinini ve geleneklerini, özgürce yaşayacağını zannedersin, ama bir bakmışsın köle olmuşsun. Köleliğe ve esir olamaya, bu ülkede bir kişi karşı çıkmıştı.
Sadece bir kişi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
19 Mayıs 1919′ da, Samsun’a Bandırma Vapuru ile dalgalara aldırmadan çıkan, Mustafa Kemal, yine Samsun’a ayak bastığında, özgürlük ve bağımsızlık ateşini yakarken, aynı zamanda kendisine, ülkenin durumu hakkında soru soranlara; emperyalizm için “geldikleri gibi gidecekler” diyerek, Erzurum, Sivas, Amasya ve Anadolu’daki toplantılarda hep şu husus üzerinde duruyordu.
“Özgürlük ve bağımsızlık”
23 Nisan 1920 TBMM açılması, ardından 29 Ekim 1923′ te Cumhuriyetin İlanına giden yolun, başlama noktası; 19 Mayıs 1919′ dur. Yeni Türkiye Cumhuriyetinin ilk harçlarının karıldığı, yollarının yapılıp, taşlarının döşendiği tarihtir 19 Mayıs, aslında “Kurtuluşun” diğer adıdır.
Yarından sonra 19 Mayıs 2020 ve Mustafa Kemal Atatürk’ün “özgürlük ve bağımsızlık” için Samsun’a çıkışının 101. yıl dönümü. NUTUK’ ta, Cumhuriyetin Kuruluş aşamasında Amerikan Mandacılığı ve İngiliz Himayeciliği isteyenlere karşı söylediği sözler önemlidir.
Ne mandacılığı, ne Himayeciliği? Beyler, bayanlar… Mandacılık ve Himayecilik yok.
Ya İstiklal, Ya Ölüm,
Sloganı aslında; Cumhuriyetin ve özgürlüğünün anahtarıdır.
Ve bir 19 Mayıs Bayramı arifesinde, Covid-19 pandemisi ile evlerimizde, hastalık nedeniyle zorunlu olarak kalsak ta, kalplerimiz; 19 Mayısı bizlere, armağan eden bize özgürlüğümüzü ve bağımsızlığımızı veren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ü bir kez daha, rahmet ve şükranla anarken; o zaman Hilafet ile tutuşanların, daha sonra 1970-1971 de Dolmabahçe’de Amerikan askerlerini özgürlük ve bağımsızlık için denize dökenlerin yanında, yine 6.Filoyu kıble yapıp namaza duranları da gördü bu topraklar.
Bu gün ise Ilımlı İslam Politikası ile din yerine hurafelerin ve din bezirganlarının, cirit attığı bir ülkeden 19 Mayıs Bayramına bakarken şunu görüyorum. O günde, bu günde aynı kişiler sahnedeler.
Kimler? Yukarıda da bahsettiğim gibi tarihe bir bakın! Kahramanları, Korkakları, Gemilere binerek kaçanların, torunlarını… 19 Mayıs 1919 Türkiye’nin bağımsızlık yolundaki, Arnavut Kaldırım’ıdır.
İsteseniz de, istemeseniz de, Anıtkabir’e çıkarken, onun Aslanlı Yolundan yürürken;
O “Arnavut Kaldırımlarına” basarak yürüyeceksiniz. Başka şansınız yok. Nice özgürlük ve bağımsızlık bayramlarına.
19 Mayıs kutlu olsun.
Esen kalın.
canemregundem.com