Can Emre
ZAMANIN RUHU GERİYE DÖNERMİ?
Çoğu zaman beğenmediğimiz, yada bize ters gelen bir durumda hemen, ‘Fabrika Ayarlarına’ dönelim diyoruz. Ben de diyorum, zaman zaman. Ama sadece kendimi kandırmak için!
Dünya, Big Bang’ tan sonra, biz insanlar için yaşanabilir kıvama gelene kadar, ilk baştan itibaren, belli bir ivme ile hem kendi, hemde güneş etrafında dönerek, gündüz ve geceleri, mevsimleri bize yaşatır. Belli bir ahenk ile.
Fakat Zamanın ruhu, diyoruz bazı zamanlar. Ah ‘O’ ruh bir geri gelse? Ama mümkün değil. Çünkü zaman geri işlemez. 40 yaşında iken, dönmek istersin 25 yaşına, ama dönemezsin, hatta çocukluğuna…
Olmaz.
Sistem buna müsaade etmez. Zamanın ruhuna aykırıdır.
Hepimiz istiyoruz, zamanın ruhuna tutunup ta;
Cumhuriyet dönemine dönmek.
Hatta;
Keşke diyoruz?
1960-1971-1980 darbeleri olmasaydı ‘da, insanların yaşamları dar ağacında son bulmasaydı.
İnönü, sözde SSCB tehdidine karşı korkmamış olsaydı da, Marshall Yardımlarını almasaydık.
Menderes, NATO’ ya girmek için Kore’ye asker göndermeseydi.
İnönü ve Bayar, çok partili sisteme geçmek için anlaşmasaydı.
Bayar, Menderes ve arkadaşları CHP’ den ayrılmayıp, Demokrat Partiyi kurmasalardı.
Yada;
Belki de iyi gitmeyen bir evlilikte, keşke evlenmeden önceki zamana geri dönseydik, sorunlarımızı o gün halledip, öyle evlenseydik diyebiliyoruz.
Yada,
Derslerime daha iyi çalışsaydım, şimdi bu durumda olmayacaktım.
Yani,
Bu soru ve cevapları, sorarız kendimize. Ama olmaz..
Fabrika Ayarlarına dönebilmek, ‘Zamanın Ruhuna’ aykırı.
Ancak, akıllı telefonlarda, bilgisayarlarda var fabrika ayarları.
Mesela CHP… Atatürk’ün Partisi olarak, halen daha geçmişini, tarihin tozlu sayfalarında ararken, bazıları da CHP, için fabrika ayarlarına bir dönebilsek diyerek iç geçiriyorlar. Ne mümkün? Değil.
Bugün, CHP’nin Atatürk’ün Milli Mücadele yıllarında başkanlığını yaptığı Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk, Halk Fırkası, Cumhuriyet Halk Fırkası dönemine dönerek, Atatürk’ün yanında olabilmek, bugün için yine CHP’ nin Atatürk’ün Partisi olduğunu iddia etmek mümkün değil? Zamanın ruhuna aykırı. Bu gün Atatürk var mı? Geri getirebiliyor muyuz. Hayır?
Herkes istiyor; ATATÜRK gelsin. Bugün ülkesinin, Cumhuriyetinin, Laikliğin, İlkeleri ve Devrimlerinin yerinde yeksan olduğunu görmesi hatta, partisin bu günkü durumuna şahit olması, hele hele Gül ve Babacan ile dirsek temaslarını yaşaması, onu kahrederdi! Hemen geri dönmek isterdi.
Onun için kendimizi aldatmayalım.
Zamanın Ruhu, geri işlemez. Daima ileri gider.
Peki biz, Zamanın Ruhu, işlerken ve ileriye giderken ne yapıyoruz?
İşte burası çok ilginç,
Sistemsel bir arıza olmalı? Zamanın Ruhu bugün hiç işlemiyor.
Birisi taş koymuş olmalı…!
Her neyse, koyulan ‘O’ taş ta ‘Zamanın Ruhunun’ gücüne karşı koyamaz.
Artık, şöyle olsun, böyle olsun, şöyle idi, böyle idi, eskiden güzel günler vardı, yaşadık. Evet doğru hep yaşadık. Ama artık geçmişi bırakıp, geleceğe bakalım.
Milattan önceye; hatta 2000/3000 yıl öncekilere inanıp, aldanacağınıza, en azından halen daha zamanın ruhuna yenilmeyen, bugüne bakalım. Dün yaşandı ve bitti. Bu gün ne yapalım? Buna bakalım biz. Bizi Cumhuriyetten, Laiklikten, Çağdaşlıktan…onlara göre sözde ‘Zamanın Ruhu’ na, geri götürmek isteyenlere karşı mücadelemizi bugün, yarın ve gelecekte yapalım ki, bizi geçmişin karanlığına götürmesinler.
Bir sabah yatağın nehirde, küreksiz yol alırken, değil. Bugün den ‘yatağına’ sahip çıkarak, Zamanın Ruhuna yenilmemek mesele.
Geçmişin bazı odaları karanlık. Hatta zifiri karanlık. Ve biz o karanlığa geri, dönmeyelim. Yol yakınken.
Ruh? Geldiysen ses ver. Üç kez geldim de!
Ruh, Muh yok…
Sadece yaşadığın zaman var. Beli de, gelecek zaman bile yok.
Anı yaşa ve yaşarken de zamanın tadını çıkar.
Zamanın ruhu seni esir almadan.
Çünkü ‘Zamanın RUHU’ yok. O ruhsuz…
Esen kalın.
canemregundem.com