KIBRIS BİZİM KIRMIZ ÇİZGİMİZDİR

0
486

Can Emre /Canemregundem.com

Can Emre

KIBRIS BİZİM KIRMIZ ÇİZGİMİZDİR

Kıbrıs…

Kıbrıs’ta;
Sandık sayısı 738
Açılan Sandık 738;   Ersin Tatar 51,74  Mustafa Akıncı 48,26..

Kıbrıs’ta seçimleri Ersin Tatar kazandı. Tebrik ediyorum.

Hem Kıbrıs Halkı, hemde Türkiye için.

Daha önce Akıncı, ‘BARIŞ’ için Kıbrıs’tan Rumlara, toprak vermeliyiz demişti. Bende sayfamda yazı yazarak, tepki gösterdim. ‘VATAN TOPRAĞI SATILIR MI’ diye. Satılmayacağını, Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları gösterdi.

Akıncıya HAYIR, diyerek.

Ülkeler stratejiler ile yönetilir. Kişisel hesaplar ile değil. Yine devletin/devletlerin belli bir programı olur, kişilerin değil. İyi insan, beyefendi insan, hatta Kıbrıs Gazisi bile olabilir. Sorun değil. Devletlerin hesapları, planları ve politikaları vardır. Bu planlar, stratejiler de, kişi ve kişilere bağlı değildir.

Ama bunlar; Devleti yönetmek için önemli değildir. Devlet aklı diye, bir terim bile vardır. Atatürk; NUTUK’ta Amerikan Mandacılarına ‘Ne mandası beyler Manda yok, ya İstiklal ya Ölüm’ demiştir. Ve bu sözü kendi silah arkadaşlarına söylemiştir. Akıncı’nın Kıbrıs Gazisi olmasını bu şekilde yorumlayınız. Kıbrıs Gazisi olması, bir şeyi değiştirmez, o kendisini bağlar. Onu mücadelesidir. Atatürk bunu kabul eder miydi?

Kaldı ki, Cumhurbaşkanı seçilince gerçekleşecekti, Akıncı’ nın vaadi.

Sen; komşun yan bahçesine, senin bahçenden, bir kaç metre toprak geçirmek istese, ya kavga çıkar, yada iş mahkemede sonuçlanırdı. Siz kendi bahçenizden, yan komşunuza toprak veririmsiniz? Hayır.

Bizde bırakınız, Türkiye’nin garantörlüğünü, Kıbrıs halkıda vermezdi ve vermeyeceğini de gösterdi. Şimdi gelelim esas meseleye.

Rauf Denktaş ile süregelen mücadele, bugün Ersin Tatar ile devam ediyor. Akıncı’ya destek olup, ‘Barış’ söylemleri ile yola çıkıp toprak vermeyi, emperyalizme söz verenler, sandıkta cevabını aldı.

Emperyalizm, cambaza bak der. Wilson İlkeleri ve Self Determination’ un 12. 13. ve 14. maddesi/maddeleri, doğrudan Türkiye’yi ilgilendiriyordu. Azınlıkların ‘sözde’ kendi haklarını kendilerinin tayin etmesi gibi. Ama Kıbrıs Halkı, yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adada azınlık değil ki. Adanın gerçek sahibi.

Ermeniler 1918 ve sonrasında olaylar çıkardılar, Ermeni Devleti kurmak için. Bu gün Akıncı’nın Rumlara ‘Barış’ için toprak vermeliyiz sözü 1918’de Self-Determination’un, bugünkü versiyonudur.

Sözde halk (azınlıklar) kendi kararlarını kendisi verecek. Unutmayınız Kıbrıs’ın ismi; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Oradan toprak vermek, Türkiye’den toprak vermek anlamına gelir. Halkta azınlık değil, olmamıştır, olamazda. Orası ‘Türk’ vatanıdır.

Ne toprağı? O topraklarda Mehmetçiğin kanı, vatanındaki analarının gözyaşı vardır. O topraklarda biz, barış sağlamak ve akan kanı durdurmak için bulunduk. ABD’ den ve Avrupa’dan boykot ve ambargo yedik. Kıbrıs halkı can verirken, bizde verdik. Onlarca yüzlerce şehit. Yine biz ekonomik ve askeri anlamda zorlandık. Ne için?  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşları ve adanın geleceği için.

Yok öyle yağma.! Neymiş Kıbrıs Halkı kendi kararını kendisi vermeliymiş. Bunu Atatürk NUTUK’ ta manda ve himayecilere (Halide Edip Adıvar…) söyledi, toprak vermek yok. Şimdi sadece, Kıbrıs’ın ada olması ve kararlarını halkının vermesi, emperyalizmin 1918’de önümüze koyduğu masalların devamıdır. O masalları Atatürk yırtıp denize attı. Türkiye orada, Türkiye’den Karamanoğullarından yerleştirilenler de dahil olmak üzere Türk’tür.

Kıbrıs’ta yaşayıp ta, yaşadığı yeri beğenmeyenler, güneye geçebilir. Bunda bence sıkıntı yoktur. Bu gün Azerbaycan ne ise Kıbrıs’ta odur. İyilik, güzellik, beyefendilik başka, ülkelerin strateji ve egemenlikleri başkadır.

Çünkü biz sapla samanı karıştıran milletiz. Akıncı kazansaydı, bugün toprak veren yarın kim bilir ne verecekti?

Ersin TATAR’IN Cumhurbaşkanı seçilmesine sevindim çünkü Rauf Denktaş’ın yolundan giderek, Kıbrıs’ın gerçekten de, özlediği bir ismin devamıdır. Kıbrıs’ta yaşayanların yani halkın, kendi kararlarını kendilerinin vermesine gelince. Evet halk tabi ki, kendi kararlarını kendisi verecektir. Ama toprak verme meselesi, başka bir meseledir.

Şayet Kıbrıs’ın üzerinde Ay Yıldızımız, Bayrağımız, desteğimiz ve orada 1974 Kıbrıs Çıkarmasında şehit olanların kanı, canı, varlığı olmasaydı, tamamen Türkiye’den bağımsız ve kendine izole bir ada olsaydı, olurdu.

Ama, Türkiye Cumhuriyetin garantörlüğü ve isminde Türkiye geçen, en ufak bir cümlede bile, Türkiye orada söz sahibidir. Bunun siyasi bir tarafı yoktur. Bu tamamen ülkelerin, stratejileri gereğidir. Orası Türk vatanı ve topraklarıdır. Gerisi hikaye.

Ben orada yaşamamış olsam bile, bizim toraklarımıza göz diken, oyunlar ile bizden toprak koparmak isteyenlere, tarihin tozlu sayfalarındaki belgelerle cevap verir eleştiririm. Nokta.

Şimdi; gerek Türk Halkı, gerekse Kıbrıs Halkı, stratejik ve coğrafi açıdan önemli aynı zamanda, Akdeniz’de egemenliğimiz için Kıbrıs’ın bağımsızlığı çok çok önemlidir.

İktidarlar, hükümetler, hatta isimler gelir gider. Ama yineliyorum ve söylüyorum, Kıbrıs’tan bir santimetre kare toprak vermek, Atatürk’ün değimiyle Vatan Hainliğidir. Açık okuyun, NUTUK’ u. Barış güzeldir, ama sana barış ile yaklaşana. Su uyur ama emperyalizm uyumaz. Kaldı ki, Kıbrıs bizim Akdeniz’e açılan kapımızdır, stratejik ve jeopolitik açıdan.

Toprak verdiğinde, Akdeniz’de neler olur bir düşünün? Bugün çıkmazda olan Kıt’ a sahanlığı, karasuları mesafen, Mil alanı sorunlar…vb. gibi daha da, birçok sorun büyür ve bizi zorlardı. Kıbrıs’a jeopolitik, siyasi, askeri ve bağımsızlık açısından bakmalıyız.

Ve Kıbrıs bizim kırmızı çizgimizdir.

Yok öyle değil diyorsanız o sizi bağlar. O zaman vatan uğruna şehit düşmüş, Kıbrıs’ın bağımsızlığı için şehit ve gazilerimize ne diyeceksiniz?

En azından benim kırmızı çizgimdir. Nokta.

O nedenle Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı hayırlı olsun.

Esen Kalın.

canemregündem.com
TEILEN
Önceki İçerikGÖLGEN VAR HERYERDE
Sonraki İçerikDAVOS TOPLANTILARINA BAKARAK GELECEĞİ ANLAMAK
Bağımsız, özgür, hiç bir kişi yada kurum ile nakdi, ayni yardım ilişkisi içinde olmayan, sadece özgür gazetecilik ve habercilik yapan, çevreye, doğaya ve canlı haklarına saygılı, gazetecilik anlayışı ile gündeme ışık tutmak için yola çıktım. Amacım sadece gazetecilik...