İNSAN & HUMAN
İnsan/Human
Dünyada insandan başka yaşayan türler, hayvanlar, bitkiler ve diğer canlıların olduğu düşünüldüğünde, aslında dünyanın tamamıyla bize ait olmadığını görürüz.
Hayvanlar üzerinde çalışan, dünyaca ünlü filozof Peter Singer yaptığı çalışmalar ile bugün UNESCO’ nun bile kabul ettiği ‘CANLI KAVRAMI’ teorisini dünyadaki yaşamın, sadece insanlara ait olmadığını, ayrıca insan gibi sinir sistemine sahip tüm canlıların, acı çektiklerini söyleyerek, ‘Hayvan Özgürleşmesini’ ele aldığı kitabında, bunu gayet net anlatır. Artık dünyada sadece İnsan&Human kavramı yok, ‘Canlı Kavramı’ vardır.
Evrende, toz tanesi gibi bile değiliz!
Hep sorarım kendime biz nereden geldik, neden buradayız, kimiz? Devasa evrende galaksimiz gibi dört yüz milyar galaksi, yine her bir galakside, dört yüz milyardan fazla yıldız, galaksiler birbirlerinin içinden geçerken, çarpışmayan yıldız kümelerinin, birbirlerine mesafesi bir milyon kilometre. Yine dünyadan uzaya doğru, yükseldiğimizde, 100 kilometreden sonra oksijen yok. Dünyamızda, yer çekim kanunu ve uzayda, yaşaması imkansız bir varlığız. Aslında evrende, toz tanesi bile değiliz.
Tam, 13,8 milyar yıl önce tetiklenen ve atomların ayrışıp büyük patlama, Bing Bang denilen olayın, yaşanması ile şekillenen evren/uzay, galaksiler, yıldızlar, güneş ve diğer tüm gezegenler bugün belli bir salınımda, enerji sayesinde evrende, kendilerine biçilen görevlerine devam ediyorlar.
Bunlardan biri de üzerinde yaşadığımız dünyamız. Yaklaşık 4,5 – 5 milyar önce oluşan ve biz ‘canlılara’ ev sahipliği yapan, yine üzerinde çeşitli türleri barındıran dünyamız, insan türünün ilk örneklerinden önce de yaşayan canlıların, varoluşları tahminen 3,8 milyon yıl öncesine dayanır.
Modern insan türü ise tahminen, 400 bin yıldır var olmakla birlikte, bu süreçlerde insanlar, kavimler, daha sonra yine yaklaşık 2000/3000 yıllık din, dil, mezhep paydası ile dünyayı keşfetmeye ve yeni yaşam yerleri arayan topluluklar, göç ettikleri yerde yeni yerleşim yerleri kurarak, bu günkü modern toplumun ataları olmuşlardır.
Yakın zamanda, vefat eden Hawking, Bing Bang yani büyük enerji patlaması, yayılması ve evren oluşmadan önce hiçlik olduğunu söyler? Karanlık, belirsizlik, hatta tekillik.
Ama her ne kadar, bilim insanı da olsa, o da insandır sonuçta. Einstein, Albert Camus, Platon….vs. gibi. Yani ölümlüler… Hepsi bu dünyada doğuyor ve bedenleri yine burada.
Ve bugün yaşadığımız dünyada üstün insan, farklı insan türü, ya da hem zeka, hem de görünüş ve beyin olarak farklı bir tür yoktur. Hepimiz aynıyız… Var olduğu, söylenenler ise mitolojik masallardır.
Ama gece açık ve bulutsuz bir havada uzaya baktığımda, sayamayacağımız kadar yıldız, evreni kaplar. O zamana düşünürsünüz evrenin ne kadar büyük olduğunu. O zaman sorarsınız kendi kendinize? Biz kimiz? Nereden geldik dünyaya? Amacımız? Ve dünyanın ‘canlıların’ yaşaması için tasarlandığı düşünürsünüz. Neden? Çünkü orada gerçek ‘enerjiyi’ görürsünüz.
Ve dünyada canlılar arasında, düşünebilen, konuşabilen, hükmedebilen ve yine diğer canlılardan ayrılan özellikleri ile İnsan&Human, bu dünyada farklıdır.
Evet, evren bir enerji patlaması, salınımı ile söylendiği üzere tekillikten/çoğulluğa, karanlıktan/aydınlığa geçişin başlangıcı, 13,8 milyar yıl önce ortaya çıkan enerji ile başlamışsa, yine tekillikten çoğulluğa geçişin kodları, yani enerjinin kodlarının nerede ve kim tarafından yazıldığıdır?
Yani, kodların yazıldığı yeri bilmiyoruz. Kodlar yazılıp, ‘Powers’ düğmesine basanı merak ediyoruz. Ve işin en kötüsü, nereden geldiğimizi bilmediğimiz ve nerede tasarlandığımızı, kodlandığımızı bilmediğimiz gibi tasarlanma, kodlanma amacımızı da, bilmiyoruz ve bilmeyeceğiz.
Mesela dünyanın en iyi arabasını, telefonunu, televizyonunu… vs. tasarlıyorsunuz, ama o metal yığınları neden tasarlandıklarını, dizayn edildiklerini bilmiyorlar. Öyle bir kabiliyete sahip değiller. Çünkü onları dünya üzerinde tasarlayan, kodlayan insan. Onlar sadece görevlerini yapmak üzere tasarlanmışlar. Bozulunca yenileri, belki de daha iyi tasarımları yerlerini alıyorlar. Eskiler ise sonunda, ya geri dönüşüme, ya da çöplüğe atılıyorlar.
Covid-19′ un ilk günlerinde doktorlar şöyle söylüyorlardı. Evet, bu virüs ‘un genetiği güçlendirilmiş, içini biliyoruz artık. İçinde bir zar var. O zarfın içinde bir mektup zarfı gibi bir yapı ve onun içinde de mektup, yani virüsün kodları mevcut. Devam ediyor; işin ilginç yanı tüm bunları görmemize rağmen, biz insanoğlu şunu merak ediyoruz? Bu zarfın içindeki mektuptaki (virüs) kodlarını kim yazdı? Nerede yazdı? Niçin yazdı? İşte bunu bilemiyoruz diyerek, şunları da ekliyordu. Zaten bunları bilsek, insanı ve yaşamın kaynağını da, çözeceğiz diyordu.
Şimdi Covid-19 ile Human&İnsan tehlike altında. Hem gelecek adına, hem de gelecekte kendisi adına.
Artık, demokrasiler, eşitlikler, kardeşlikler ve diğer tüm felsefeler, ‘Kapitalizm’ karşısında yenildiler. Bu gün dünyanın geldiği nokta, varoluşundan çok farkı bir noktada. Varoluş & Yok oluş, çizgisindeyiz.
Neden?
2019 Davos Toplantı tutanaklarına baktığınızda, nereye gittiğimizi göreceksiniz. Kapitalizm, dünyanın genetiği ile oynadı. Ormanları kesti, doğayı, denizleri, gölleri kirletti, ekilebilir toprakları mahvetti, canlı türlerini yok etti, büyük şehirler yarattı, hava kirliliğine yol açtı, yetmiyormuş gibi insanları ekonomik açıdan köleleştirdi ve bunun faturası orakta;
1990-1991 de NASA tarafından yaptırılan bir çalışma ile Kuzey Kutbundaki Buzulların erimeye başladığı, yine değişen iklim, çevre, küreselleşme adı altında yaşanan savaşlarda, dahil olmak üzere, dünyamızın artık S.O.S verdiği gerçeği yüzümüze tokat gibi çarptı. Bugün dünya, bu yüzyılın ortasında ya da en geç sonunda, ‘Küresel İklim Felaketi’ ile yüzleşecek.
Bu erimeyle, sıcak-soğuk su golfstrim akıntısı ile okyanuslara kıyısı olan ülkelerin ekilebilir, kullanılabilir toprakları sular altında kalacak. Yine raporlara göre dünyada, ikinci kez kavimler göçü yaşanacak. Ayrıca, bu olay sonunda 2 milyardan fazla insanın da yok olacağı tahmin edilmekte.
Peki, ne olacak?
Bu durumda dünyada yaşanabilir bölge neresi olacak? Mezopotamya toprakları yani bizim de içinde bulunduğumuz Orta Doğu Coğrafyası… Bugün BOP ile kan gölüne dönen, devletlerin yıkılıp, parçalandığı insanların yok edildiği bölge.
BOP-KÜRESEL İKLİM FELAKETİ ve COVİD bunun neresinde?
Dünya dışında, insanoğlunu yaşaması mümkün değil. Ne yaparsanız yapın dünya dışında birebir aynı şartlarda dünya bulamayacağımıza göre, bulsanız bile buradaki insanoğlunun yaşaması için başka yerlerde bunu oluşturmak, mümkün değil. Hem insanoğlu adına, hem de insanoğlunun yaşaması için diğer canlı türlerinin, uzayda başka bir gezegene taşınması adına. O zaman ne olacak?
Kapitalizm; küresel baronlar, oligarklar, küresel sermaye, adına ne derseniz değin, dünyayı yöneten sermaye güçleri, artık dünya dışında yaşamanın, mümkün olmadığını biliyorlar.
Ve yine kendi elleriyle kirlettikleri, mahvettikleri dünyanın gelecekte onların yaşamına tehdit oluşturacağını da çok iyi biliyorlar. Yaşanabilir alanlar azalacak, ekilebilir topraklar olmayacak, tarım, çiftçilik, su kıtlığı, çevre kirliliği, artan işsizlik, hatta geleceksizlik, dünya kaynaklarının her insana eşit ulaşamayacağı gerçeği artık bir gerçek bu dünyada.
O yüzden Davos Toplantıları önem kazanıyor. O nedenle Covid-19 biz insanoğlu &human için önemli. Çünkü gelecek yüzyılda ve ondan sonraki yüzyılda artık ‘insan’ olarak belki son nesil olabiliriz.
Dünya artık o yöne doğru gidiyor. Kontrollü yaşam, kontrollü doğum, yarı insan yarı robot, ya da insanımsı robotlar, bilgisayarlar ile kontrol edilen canlılar, kısacası Covid-19 ile başlayan süreçte ve yapay zeka dünyasında, bundan sonra kavramlarda değişecek, bu gün kapitalizm dediğimiz sistemde değişecek, ama bizi bu gün yönetenler, İnsan&Human adına çok iyi şeyler yapmadıkları ve planlamadıkları ortada.
Ve gelecekte, Küresel İklim Felaketi sonrası oluşacak yeni dünyada, Küresel Baronlar, İnsan&Human adına değil, kendilerinin gelecekleri adına, yeni bir dünya tasarlıyorlar.
Bu tasarlanan yeni yapıda, dil, din, mezhep, demokrasi, insan hakları…vs. gibi normlar olmayacak. Kontrol edilebilen, kullanılabilen, yeni tasarımlar, dijital ve yapay zekalar insanların yerini alacak. Çünkü dünya kaynakları gelecekte, kimseye yetmeyecek.
Biliyorsunuz bugün bile kapitalizmde zenginler-burjuvazi ve köleler var. Gelecekte de olacak ama İnsan&Human kontrollü üreyecek. İyiler, kötüler, güzeller, çirkinler, güçlüler, güçsüzler….Kontrollü doğum ve üreme, hatta üreyememe. İnsan ırkı nasıl yüzyıllardır var bu dünyada? Üreme ile nesiller boyu yaşam var.
Üreme olmayınca? Sınırlanınca ne olacak?
Evet, Covid-19 ile dünya yeni bir yöne doğru evrilirken kendimize şunu sormalıyız? Biz bunu hak ettik mi? Canlılar olarak. Dünyanın yapısını biz mi bozduk? Bize biçilen bu yaşam biçimini kabul edecek miyiz? Esas mesela bu. Bu dayatma ve bugün kapitalizmin küresel baronların İnsan&Human üzerindeki baskılarına, egemenliklerine müsaade edilip edilmeyeceği?
Zor bir soru, zor bir süreç.
Ama gelecek İnsan&Human adına bir hayli karanlık. Buradan çıkmak için ne olacak, nasıl olacak bilmiyorum. Ama bundan sonra dünyada eskisi gibi hiç bir şey olmayacak.
Para, demokrasi, insan hakları, eşitlik, sağlık, kültür, düzen….vs. gibi tüm insanımsı normlar ve yukarıda bahsettiğim Peter Singer’in ‘Canlı Hakları’ kavramı da son bulacak. Ve dünyada, yeni bir dünyaya kapı açılacak. Kontrolü yaşam, bağımlı insanlık ve kölelik.
Bu dünyayı biz bu hale getirmedik ki?
Şimdi İnsan&Human tehlike altında ne yapacağız?
Bizi kobay olarak kullanıp, yönetilebilir ve bileklerimize geçirdikleri çiplerle kontrol altında tutmalarına müsaade edip etmeyeceğimiz.?
Çünkü bunlar; İnsan&Human istemiyorlar? Köle istiyorlar.