Can Emre
DOĞAN CÜCELOĞLU ANISINA
BAŞKALARI NE DER DİYE YAŞIYORUZ
Hızla kirlenen ve derinleşen dünya kavramı içinde, yine freni kopmuş kamyon gibi bayır aşağı gittiğimiz bu günlerde, siyasette, insan haklarında, yine özellikle akşam evde, haberleri izlerken televizyonda, en az 3-4 ‘kadın cinayetinin’ yaşandığı bir dönemde, bizlere sevmeyi, hayata tutunmayı ve insan sevgisini aşılayan, Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu’nun, ani vefatı hepimizi derinden üzdü
Ne güzel insandı…
Sevgi dolu, nüktedan, sevecen, her evin ve ailenin, aslında babası gibiydi. Yapıcı, kavrayıcı ve yol gösterici…
Bugün kirlenen dünyada, sis ve toz içindeki pencerelerimizden, dışarıyı görmemizi sağlayan Cüceloğlu, her zaman ‘mutluluğun’ tarifini yaparak, yaşanmaz kılınan dünyamıza açılan, mavi bir deniz ve yine mavi bir gökyüzü gibiydi…
Sayısız eserler bıraktı; mutluluk, insan olmak, insanca yaşam ve hayata dair tecrübeleri ile bizlerin yolunu aydınlattı.
Yaklaşık 40 yıldır, Türk siyasi, sosyal ve ekonomik hayatın, günden güne artan dezenformasyonu içinde, onun kendi alanı ‘sosyoloji’ içinde bizlere kattığı değerler arasında, en hoşuma giden değerlendirmelerinden biride;
Başkaları ne der diye yaşıyoruz, sözü idi.
Başkaları ne der?
İnsanoğlu yaşamı boyunca, ilkokuldan, çalışma hayatı sonuna, yani emekli olana kadar, yaptığı yada yapacağı, her iş işin; ‘bunu giyersem ne derler’ yada ‘şöyle konuşsam ne olur’ yada ‘ işyerinde nasıl davranmalıyım’ veya ailem ile ilgili nasıl bir karar alırsam’ başkaları ne der diye yaşadık, söylemi ile hep haşır neşir olduk.
Doğan Hoca bu konuda; ‘Hep Başkaları ne der’ diye yaşamanın, insandaki zorluklarını ve handikapların anlatırken, aslında toplumun yapısını da ortaya koyarak, önce insan, daha sonra ben kavramını öne çıkararak, aslında insan olarak ne yapmalıyım diyordu…
Bu gün artık aramızda yok. Ama onun uzun yıllardır bizlere öğrettiği ‘değerler ve kitaplar’ onun hatırası olarak miras kalırken, bizlere başka bir şeyde miras bıraktı.
İnsan olma kavramını.
Toplum, siyaset, siyasetçiler, yaşamın içindeki diğer bireyler, bu kavramı nasıl algıladılar bilemem ama bildiğim bir şey var.
Her gün en az 4-5 kadının öldürüldüğü, insan haklarının yok sayıldığı, liyakatsizlerin önlenemez yükselişi, siyasetçilerin konuşmaları, en önemlisi ise kendilerini dev aynasında gören aslında ‘küçücük nokta kadar vasfı olmayanların’ insan olma kavramını yakalayamadıkları bir konjonktürde, ‘Başkaları ne der’ diyerek yaşıyorsak, bizde onlar gibi olmak yerine, benliğimiz bize ne der, ailemize, sevdiklerimize ve çeçemize sinerji veremiyorsak, esas mesela budur. Bu sorun da çözülmelidir.
Sinerji verebilmek
Doğan Hoca’da aramızdan ayrılırken, bize mutluluk, mutlu olma ve insanlık adına harika sinerji verip, tüm toplumun onun arkasından üzülmesinin ana nedeni de, buydu. Mühim olan ‘İnsan’ olmak ise, Doğan Hoca’da arkasında güzel bir dünya bıraktı bizlere ama anlayana..!
İnsan olmak mı?
Giderken bile arkasından ‘teşekkür ederiz Hocam’ bizlere çok şeyler kazandırdın demek, en büyük vazifemizdir. Giderken iz bıraktı bizde…
Kendisine Rahmet dilerken,
Onun sözü ile noktalayalım.
Başkaları ne der diye yaşıyoruz.
Doğru.
Ama
Biz başkaları için değil, ‘biz’ “ailemiz” için yaşamalıyız.
Diğerlerinin önemi yok.
Hele hele bu günkü konjonktürde.
Önce can, sonra canan…
Hoşçakal hocam,
Saygılarımla.
canemregundem.com.