ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SIRRI

0
254

Can Emre Gündem

Can Emre

ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SIRRI

Sır?

Ölümsüzlük?

Hayat, yaşam, doğmak, yaşamak, yaşlanmak, ölmek…

13.8 milyar yıl önce başlayan serüvende, ilk insanın 3.8 milyon yıldır dünyada görülmeye başlaması sonrasında, 400 bin yıldır modern dünya insanının evrimleşip, bugünlere kadar tarihsel perspektif içinde gelmesi. Nesiller boyu süre gelen bir denge. Ölümsüzlük var mı? Yok. Ölümsüz insan? O da yok. Mutlaka ölüm var. Üstün insan? O da yok.

İlkbahar, yaz, sonbahar, kış gibi mevsimlerin kendi döngüsünün olduğu gibi. Biz insanoğlunun da döngüsü; doğmak, yaşamak, yaşlanmak ve sonrasında bu dünyadan göç etmek, yani ölmekle sona eren bir döngü.

Padişahlar, Sultanlar, Krallar, Liderler, Siyasetçiler, Yazarlar-Çizerler, sıradan vatandaşlar, Hitler, Maradona, Marilyn Monroe…vs. gibi ‘tüm canlılar’ ölümlü, bu döngü içinde. Bedenen bu dünyadan ölüm ile ayrılmak, yok olmak. Bir daha görülmemek. Fiziksel, somut bir yok oluş.

Ölümsüzlüğün sırrı

Ama birde, yok oluş sonrası sanki hiç yok olmamış gibi, devamlı yeniden doğuş, yeniden doğuş ve yeniden doğuş… Var!

Nasıl?

23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim’de ve 10 Kasım’da Anıtkabir’de, hep yeniden doğuş var. Artan bir ivme, coşku ve minnetle…

Bunun adı; Gazi Mustafa Kemal Atatürk…

İstediğiniz tarih zamanını araştırın. İstediğiniz tarih zamanında, istediğinizle karşılaştırın. Yada nasıl isterseniz? Zamanın gerisine gitmek isterseniz ışınlanıp; bakın bakalım, onun kadar ‘insanını-halkını seven’ var mı?

Çekinmeyin; 100 yıl hatta 1000 yıl geriye gidin. Bulabilir misiniz? Onun gibi yüreği özgürlük ve bağımsızlık ateşi ile yanıp tutuşan, kısacık ömründe sadece ‘Ulusunu’ düşünen? Kaç lider bulabileceksiniz? Kuru ekmek ve üzüm hoşafı ile yeni bir yurt, devlet yaratan kaç lider var? Yok.

Tarihi pinçik, ponçuk edin, ne varsa bulun. Kim? Yada hangi komutan? Yada, Padişah, Kral…? Sadece  onun gibi kendine, yurt edindiği toprakları savunmuş ölümüne. 19 Mayıs 1919’da bağımsızlık ateşini yakmak için Samsun’a ayak bastığında, emperyalizm için ‘geldikleri gibi gidecekler’ onun gibi dünya tarihinde, hangi lider diyebilmiştir?

Ne Mandası, ne Himayesi, beyler bayanlar Manda yok. Himaye yok. Ya İstiklal, ya Ölüm diyerek, ilk hedefiniz Akdeniz’dir Ordular, Askerler, Mehmetçik diyerek, ‘Özgürlük’ benim karakterimdir diyen, kısacık ömrüne Osmanlının 1.Dünya Savaşı sonrası varlığının son bulması ile birlikte, ‘dünyada’ onun gibi emperyalizme kafa tutan, galip gelen lider var mıdır?

Yine onun gibi sıfırdan bir ‘Devlet’ yaratan, bunu da; Cumhuriyet, laiklik, çağdaşlık, normlarıyla donatıp, halkını kul olmaktan çıkarıp, kendi kararlarını kendisi verebilme yeteneğine sahip olmasını sağlayan, yine halkına çocuklara, gençlere güvenip onlar için bağımsız bir devlet bırakan, bayram hediye eden kaç lider vardır? Yoktur….

Bir panelde; ismini vermeyeceğim Üniversite Hocası, Atatürk konulu söyleşide, gençlere sorular sorarak, ona göre cevaplandırıyordu. Eksiklikler, hatta Atatürk’ün gerçek özellikleri ve ilkeleri hakkında yetersiz, yada herhangi bir nedenle de olabilir, bilemem; kendisine dayanamayıp soru sordum.

Atatürk’ün en büyük özelliği nedir dedim?

Cevabı; ‘özgürlük’ aşkı dedi. Doğrudur. Ama bu ‘esas ve doğru’ cevap değil dedim. Bana, o zaman siz buyurun anlatın dedi. Aranılan cevap bu değildi. Çünkü hoca ‘cevap’ anahtarını bilmiyordu. Panele cevap anahtarsız gelmişti! Yada çantasına koymaya unutmuşta olabilirdi. Çünkü beynine koymamıştı.

Ona şöyle dedim. Oraya gelmeme, kürsüye çıkmama gerek yok. Buradan ben size, gerçek cevabı veririm dedim.

Verdim de…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının üzerinden; 84 yıl geçmiş. Her yıl daha fazla, daha fazla hatırlanıyor, seviliyor, özleniliyor. 23 Nisanlarda, 19 Mayıslarda, 30 Ağustoslarda, 29 Ekimlerde ve 10 Kasımlarda. Hatta özel toplantılarda, seminerlerde, konuşmalarda…

Ölümsüzlüğün sırrı : Yazdığı kitaplarda, cephede, savaşlarda, savaş sonrası siyasi arenada…vs…saymakla bitmez mücadele, mücadele yine mücadele… 57 yıl gibi kısa bir sürede, yaratılan eserlerin en büyüğü; Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Daha ne olsun? Ve bu Devletin yeniden, sıfırdan inşa edilişin öncesi de var. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile başlayan süreç.

15 Ekim 1927 Cuma günü, kongrede okumaya başladığı Nutuk’u, günde altı saat okuyarak altı günde bitirdi. Yazmaya başlamadan önce; dokuz ay boyunca bilgilerini yeniledi, belge topladı ve mücadele arkadaşlarıyla sıkça bir araya geldi. İşte bugün ölümsüzlüğün sırrı bu kitapta.

İksir burada, yaşam kaynağı burada, bilgiler burada, bedenen bu dünyada olmasan da, ruhen bulunmasan da, NUTUK onun için bize ‘Ölümsüzlüğün Sırrını’ veriyor.

Okumadıysanız lütfen okuyun.

Hoca bu sefer bana sordu; Atatürk’ün o zaman nedir en büyük özelliği?

Gitmek istediğiniz zamana, çağa, döneme yada hangi verilere gidip, ulaşmak istiyorsanız gidin, araştırın. Şunu göreceksiniz…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, hiç bir zaman yaşadığı dönem içinde, dünyada yaşayan liderlerin aksine ‘EMPERYALİST DÜŞÜNCELERLE HAREKET ETMEMİŞTİR.’ Nokta.

Diğerleri gibi olmadığı için, bugün ölümsüzdür.

Fikirler ölmez, sonsuza kadar yaşar, yaşayacaktır. İlkeleri, felsefesi, norm ve doktrinleri daima kalbimizdedir.

‘O’ bizim için ölümsüzdür, öyle de kalacaktır.

Ölümsüzlüğün sırrı bu topraklarda, Mehmetçiğin kanıyla ıslanmış yegane ve nadide çiçeklerde saklıdır. Olmasaydı, çiçekler hangi topraklarda ve hangi diyarlarda açacaktı? Düşündünüz mü? Kim olacaktınız? İsminiz cisminiz hatta aileniz olacak mıydı? Bilinmez.

Hatırlayın emperyalizmin yakıp yıktığı coğrafyayı, insanları, evleri, camileri, okulları, tarlaları, ateşe verdiği zamanı. Hatırlayın… Ve aklınızdan hiç çıkarmayın.

Bu gün sahip çıkabiliyor muyuz aşındırılmasına?

Bence Hayır…

Ruhu şad olsun. Saygı ve minnetle…

canemregundem.com

(Tarihin her dönemini araştırın, sıfırdan bir devlet ve yine devlet ve yurt bildiği toprakların haricindeki topraklarda, gözü olmayan tek ‘liderdi’. Sadece topraklarını muhafaza ve müdafaa için savaştı. Yurtta Sulh Cihanda Sulh İlkesi ile dünya liderleri ile hep stabil ilişkiler kurdu. Sorarım? Kuru ekmek ve üzüm hoşafı ile zor şartlarda ve zamanlarda, sıfırdan yanmış, yıkılmış, boğazlarına el konulmuş, silahları ellerinden alınmış bir milleti yeniden tarih sahnesine çıkaran tek lider ATATÜRK’tür.)