Can Emre
ANAYASA BABAYASA
Malum, TBMM açıldı ve hemen gündeme yeni ‘Anayasa’ yapılması için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konudaki konuşması, ardından MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin yüz maddelik teklifi Televizyon ve basında hemen gündeme oturdu.
Sivil Anayasa istiyoruz…
Yeni, sivil ve tüm kesimleri kucaklayan bir Anayasa yapmak istiyoruz. Farklılıkları ortadan kaldıracağız sözleri ile.
Derin bir yoksulluk.
Derin bir çaresizlik.
Derin bir geleceksiz.
Ve derin bir yaşam kaygısı, demografik yapımızın değişmesi, mülteci sorunu ve baş edilemeyen enflasyonun ezdiği bir halkın çaresizliğinde yaşam sürenlerin, sanki birinci sorun Anayasa gibi halka sunulmuş olmasının garipliğini yaşıyoruz.
Yine Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, daha dün enflasyon hedeflerinin ancak, 2024 Haziran ayından sonra düşüşe geçebileceği, gündeme düşmüş ve hedeflerin 2024’ten önce gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, vatandaşlara müjdelerden;
1980 darbe Anayasa’sının yüzlerce kez değişerek, siyasetçilerin isteği ile onlar için ayrıcalık yaratırken, tüm değişimlerin aslında halk için olmadığının, açıkça bilinmesine rağmen.
Anayasa; bir bağlayıcı metin. Devletin vatandaşlar ile vatandaşların ise yine devletle ve erkler arasındaki mesafesini, belirleyen metindir.
Fakat geçmişte Parlamenter Sistem’de hatırlayınız. MHP Genel Başkanı Bahçeli şöyle diyordu.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’ya uymuyor. Onun ortaya koyduğu ilke ve normların dışına çıkıyor.” Onun için yeni bir sistem yaratmalıyız.”
Yani Anayasa’yı yok sayan ya da görmezden gelen, onun etrafında dolanıp Anayasa’yı yok sayan halk ya da vatandaşlar değil ki. Bizzat siyasetçiler.
O zaman; Sivil bir Anayasa’ söylemi de gerçeklerle bağdaşmıyor. Siyasetçiler Anayasa’yı neden yok sayarlar? Neden onun etrafından dolaşıp, onu görmezden gelirler?
Şimdi sivil ve tüm halkı kucaklayan, kucaklayacak olan Anayasa nasıl olacak? Vatandaş Anayasa dışına çıkamaz. Vatandaş Anayasa’nın etrafında dolanamaz ki?
Bu gün derin bir yoksulluk ve çaresizlik çeken halkın en büyük sorunu, geleceksizlik, çaresizlik, yaşam kaygısı, yüksek enflasyon, mülteci sorunu ve toplumun bölünmüş olmasının ortaya çıkardığı büyük bir handikaplar varken, sivil bir Anayasa yapmak isteğinin gerçeği nedir?
1961 ve 1980 darbe Anayasası özgürlükçü değildi. Doğrudur. Askerlerin sivil bir Anayasa yapması zaten kabul edilemez.
Fakat bu gün ülkemizin yaşadığı konjonktürde birinci öncelik yeni bir Anayasa’mı? Zaten maddeleri siviller tarafından, yüzlerce kez değiştirildi.
Yoksa Anayasa’nın da içinde barınan iyi ve güzel bir yaşam, özgürlükler, kişi hakları, demokrasi ve hukuk normlarının eşit ve hukuki anlamda herkesi kucaklaması gerektiğinin altı çizilmişsen, neden bu paradigmalar görmezden gelinir?
Sanırım bu günkü iktidarın, iktidarını devam ettirmesi önümüze sivil bir Anayasa isteğini getiriyor.
Bu gün erki elinde tutanlar, mevcut Anayasa için de ne yapamıyorlar? Hangi madde onların ellerini kollarını bağlıyor? Ya da hangi madde ve maddeler iktidarı rahatsız ediyor ki? Yeni ve sivil bir Anayasa istiyorlar?
Anayasa bağlayıcı bir metinler ve normlar hukuku içinde iktidarı, vatandaşı ve bunun yanında devlet erkinin çalışmasını belirlerken, iktidar bundan neden rahatsız?
O nedenle bugün derin bir yoksulluk, belirsizlik ve geleceksizlik kaygısı yaşayan toplum, yeni Anayasa ile daha refah ve daha özgürlükçü ve gelecekten kaygısı duymadan mı yaşayacaktır?
Bu Anayasa’nın işlevi ve görevi değil, iktidarın görevidir. Bu günkü Anayasa neyi? Neden? Nasıl? Niçin? Hangi istekleri ve hayalleri etkilemektedir?
Halkın gelecek kaygısı yaşamadan, hukuk normlarının herkese eşit ve adil uygulandığı, mülteci sorunu ile gelecekte bölünme kaygısı yaşamadan, enflasyonun ve fakirliğin son bulduğu, herkesin eşit ve adaletli hizmetlerden faydalanmasını yeni bir Anayasa değil, bunu sağlayacak iktidar olabileceği için yeni bir Anayasa isteği daha çok erk sahibinin, elini güçlendirir. Halkın değil!
Sivil bir Anayasa söylemi güzel ve kuşağa hoş gelir. Ama önce vatandaş bundan nasıl faydalanacak? Nasıl yararlanacak? Vatandaş refah, huzur, zenginlik ve gelecek kaygısı yaşamadan hayatını idame ettirmek ister. Bu nasıl olacak? Yeni Anayasa’mı bunu sağlayacak?
Bu Anayasa’ nın işi değil İktidarın yani Hükümetin işidir.
Kavram kargaşası yaşarken bunu da atlamak, görmezden gelmek, siyasetin bizi getirdiği noktadır.
İktidar vatandaşların iyi, güzel, zengin ve mutlu yaşanmasını sağlar. Anayasa değil. Anayasa kurallar bütünüdür.
Bu gün için geçmişte hedef 2023’tü. Şimdi hedef 2024 oldu. Sanırım böyle giderse, 2024’te hedef 2025 olarak revize olur!
Yeni bir Anayasa mı? Halkın bu gün yaşadığı derin yoksulluğu ve belirsizliği, ortadan kaldırır? Emeklilerin, çalışanların, vatandaşların kaygılarını ortadan kaldırıp sorunları çözer? Yoksa Hükümetin aldığı yapısal kararlar mı?
Beş müteahhidin milyonlarca dolar vergisini ertelemek ve silmek yerine, yandaşlara rant sağlamak yerine herkese eşit ve adil davranmak, halkın huzuru ve refahı, yeni bir Anayasa’dan daha önemli olduğunu düşünüyorum.
Yeni Anayasa yerine yeni politika ve halkın yaşanabilir bir ülkede, huzuru ve refahı bizleri mutlu kılar.
Yoksa yeni bir Anayasa Babayasa olur.
canemregündem