Can Emre
8 MART’TA DA KADINLARIN ÇİLESİ BİTMEDİ
8 Mart Dünya Kadınlar Gününü coşkuyla kutladık.
Ama Taksimde değil…
Devlet erkanı “Kadın Hakları” konusunda mesajlar yayınladı. Büyüklerimizin eşleri yine bu konuda panellere katılarak mesajlarını ilettiler. Ne güzel…!? Kadınlarımız, ailelerinden, kocalarından hatta çocuklarından psikolojik ve fiziksel taciz görüyorlar. Konuşamıyorlar, içlerine atıyorlar… Susuyorlar!
Çaresizce…
Evin aile reisi yani bizim bildiğimiz tabirle “babası” ne derse o oluyor…
Otur, otur! Kalk, kalk!
Dün 8 Martta Kadınlar Taksim’ e çıkmak istediler.
Devlet dediğimiz kavram yani “Devlet Babamız” bu kez, olmaz dedi…
Otur, otur! Kalk, kalk! Hayır olmaz, otur oturduğun yerde!
8 Martı özgürce, gönlünce, içinden geldiğince sadece o güne özel kutlamak isteyen, kadınlar yine ailesinden, eşinden, çocuklarından sonra, Anayasa’ya göre bizi koruyup kollayacak devlet babamızdan?!
Taksim’e çıkmak isterken, önünden “etten duvar” gördü.
Kaba kuvvet gördü.
Tamda; gördükleri psikolojik, fiziksel tacizlere, isyan etmek isterken!
Devlet baba;
Hayır dedi.
Çıkamazsın, gidemezsin, Taksim bizim için kutsal dedi.
Ne kadar acı.
Neden?
Niçin?
Sistem,
Başkaldırıyı, özgürlüğü, bağımsızlığı ve canlı haklarını yok saydığı için.
Kölesin sen!
Köle!
Öyle yaşayacaksın.
Onlar efendi, sen köle!
Çocuklar kavga edince, genelde dayak yiyen çocuk, diğer çocuklara; “Babama söyleyeceğim, gör bakalım sen, nasılmış bana yumruk atmak” der…
Şimdi,
Yerlerde sürüklenen kadınlar, babaların emriyle adeta dayak yediler…
Şimdi 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlarken, dayak yiyen kadınlar, kendilerini dövenleri babalarına nasıl şikayet edecekler…
Babayı, babaya şikayet!
Anne derken,
Sevgilim derken,
Aşkım derken,
Ablam derken,
Kardeşim derken,
İyi de,
Kadınlar, sadece kendileri için bir günü bile kendilerine kutlamayan zihniyete ne diyecekler?
Bu ülkede kadın olmak zor!
Ama dün gördük ki, ülkede etten duvarları, korkuları, baskıları yıkacak, “anneler, nineler, babaanneler, anneanneler yürüdükçe” babalardaki halatlar kopacak, gemi özgür maviliklere açılacaktır.
Ne diyordu Demirel;
Sokaklar yürümekle aşınmaz.
Evet,
Kadınlar yürüdükçe, önde oldukça,
Etten duvarlarda tel tel dökülecek…
Güzel günler yakın,
Kadın egemenliğinde.
Alkışlıyorum, mücadelelerini ve destekliyorum.
Son olarak, şunu ekliyorum; Taksim’ de Suriye’ li var.
Ama Türk Kadını yok.
İçimizi acıtan da bu!
Kadının adı yok.
Varsa,
Söyleyin…
Esen Kalın.
canemregundem.com