Can Emre
İKTİDARIN İÇ VE DIŞ POLİTİKASI TIKANDI
İkinci Dünya Savaşı sonunda Almanya’da enflasyon, yüzde on binlere çıkmıştı. Bu gün 0,5.
Türkiye olarak, Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminde maalesef bugün geldiğimiz noktada, hem iç, hem de dış politikada, çıkmazdayız…
Neden?
Komşularımızla sıfır sorun politikası çerçevesinde, Kuzey Doğuda Rusya ve Ermenistan, Batı’da Yunanistan, Güney ve Orta Doğuda, Suriye, İran, Suud Ailesi ve diğerleri, yine Doğuda, halen daha devam eden PKK terörü, ülkemizi sıkıştırarak, erimemizi ve yok olmamızı beklemektedirler. Aynı zamanda, Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de Doğal Gaz ve Petrol aramamız sonucunda, başta Fransa olmak üzere, aslında 1.Dünya ve Ulusal Kurtuluş Savaşında, karşı cephelerimizde olanların tamamı ve tabi ki Amerika, NATO ülkesi olmamıza rağmen, BOP Planlarını tıkır tıkır, uygulamaya devam ediyor. Dış Politikada; doğudan batıya, kuzeyden güneye, çevrelenmiş durumdayız.
Dış Politikada artık, tıkandık..!
Bugün, Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın sunumu ile 2023’e giden yolda, yeniden dizayn edilen ekonomik program ise, Türkiye’nin özellikle, Pandemi yani Covid-19 ile mücadelesini de düşününce, sadece büyükleri kurtarma politikasından, öteye gidemeyen vaatleri; yine halkın, tamamen dışarıya bağımlı ekonomide, yani iğneden ipliğe dışarıdan ithal edilen ürünlerin fazlalığı ve dış borcumuzun, milyar dolarlara dayanması sonucu, Dolar, Euro ve Altının önlenemez yükselişine çare olamaması, vatandaşları gelecek kaygısı açısından endişelendirirken; Bakan Albayrak’ın “Biz döviz kurlarına (Dolar/Euro) bakmıyoruz, kurun kontrolü bizim elimizde” demesi, aslında aylardır vatandaşın, enflasyon altında ezilmesine çareler üretememesi, iç politikada özellikle, ekonominin tıkandığının resmidir.
İç Politikada da artık, tıkandık!
Bugün, dışta sıfır sorun politikası iflas etti. Tüm komşular ile sorunluyuz. Hatta Azerbaycan’ın Ermenilerce işgali sonucu, bu coğrafyada, komşuluk ilişkileri bir yana, stratejik ve coğrafi anlamda da, sorun yumağı ile karşı karşıyayız. Evet devletler stratejileri gereği, dostluktan öte “çıkarları” doğrultusunda hareket ederler. Ama bugün Türkiye dış siyasette; “Kesin ve istikrarlı dış politika” üretememesinin handikabını yaşamaktadır.
İçte ise; müteahhitleri ve iş adamlarını kurtarmak için onların, milyarlarca lira tutarında devlete olan vergi borçlarını affedip, aynı zamanda yabancı sermayenin elinde olan kurum ve fabrikalar, dışa bağımlı ekonomi ve ithal ürünlerin fazlalığı, Türk Lirası üzerinden Dolar ve Euro ödemelerinin getirdiği yük, ekonomimizi olumsuz etkileyerek, döviz kurlarının aleyhimize yükselmesinin, önüne geçememiştir. Her ne kadar Merkez Bankası faizleri yükseltse bile!
Bugün Bakan Albayrak’ın “Döviz Kurlarına bakmıyoruz, kurların yükselişi/inişi bizim elimizde” demesi ise aklımıza şu soruları getiriyor.
*Madem elinizde. Neden Dolar ve Euro bizim liramızın 8 ve 9 katı oranında?
*Neden bunları makul seviyeye getiremiyoruz? Elimizde ise?
Şayet makul seviyelerde “kabul edilebilir” oranlarda olacaksa, olabilecekse? Vatandaş Dolar/Euro ya endeksli alım ve satışlarda, gıda ve giyimde, kira, elektrik ve doğalgazda, her ay değişen, zamlı tarifeler üzerinden ödeme yapmasının faturasını, nasıl olumlu yönde değiştireceksiniz? O zaman aklımıza şu soru geliyor. Evet hem dış politikada komşularımız ile nasıl ‘eski seviyelere’ geleceğiz? İç politikada ise ekonomide, çalışanların ve emeklilerin ücretleri yerinde sayarken, dışa bağımlı ekonomide her gün artan fiyatlar ne zaman gerileyerek, normale dönecek?
Hadi Dış Politikada; Uçak aldık, S 400 aldık, yada silah alacağız, onlarla anlaşacağız…
Peki iç politikada; Ekonomi ne olacak? Dolar ve Euro basamayacağımıza göre!
Ne yapacağız?
Satılan fabrikaları, limanları, TEKEL, SÜMERBANK…vs…yeniden inşa edemeyeceğimize ve sözde söylenilen, “Yerli ve Milli” tarım-sanayi-sağlık-eğitim…vs…tamamen Türk Çiftçisinin alın teri ve emeğine eskisi gibi geri dönemeyeceğimize göre, ekonomide iyileşme için ne yapacaksınız?
2023’e ‘ 5 ‘ kala…
Hedeflerini açıklarken?
Yani tıkanan sistemi nasıl açacaksınız? Vatandaş daha fazla ezilmeden?
Esen Kalın.
