ABD ve seçimler!

ABD seçimlerine dünya kilitlendi adeta. Kim seçilecek? Mevcut Başkan Trump, ya da yeni aday Biden mi, seçilecek?

Ne fark edecek? Kim seçilirse seçilsin…

Amerika da bile, sistem yani Kapitalizm ve bunun ortaya çıkardığı, sözde özgürlükler sorgulanırken, diğer tarafta ise Sosyalizme geçelim diyenlerin, ikilem içinde olduğu bu düzende, kim seçilirse seçilsin! Fark etmeyecek.

Neden?

Trump seçildiğinde, ‘Beyaz Saray’a, yine aynı şekilde kullandığı, A1 kapısından içeri girerken, Biden seçildiğinde ise ben bu adamın girdiği A1 kapısını kullanmayacağım, hatta kilit vurun bu kapıya, ben C1 kapından gireceğim dediğinde, her iki kapıda aslında Oval Ofise açılıyor bilesiniz…

İster A1 ‘den, ister C1 ‘den gir fark etmez, sonuçta; Oval Ofistesin…

Ama sorun bu değil ki?

Oval Ofisten de ayrıca; hem Pentagon’a hem de FED ‘ e, açılan tek bir ‘Ana’ kapı var.

Başkan olduktan sonra ister A1′ den, istersen C1′ den gir, sonuçta tek bir kapı ile içeriden Pentagon ve FED’ e bağlısın. Bu kadar..!

Pentagon; Ordu…

FED; Para kaynağı…

Yangın yerine dönmüş mahalle misali, koparılan gürültü ne o zaman? Dünyayı yöneten güçlerin yani baronların, elitlerin, ellerinde tuttukları kapitalizm ve kendi özgürlüklerinin sorgulanır hale gelmesidir. Kapitalizm-Sosyalizm mücadelesi. Ah…Karl Marx ah…

Şimdi sıra Amerika ‘da mı? Hayır değil…

Şimdi bir kısım, daha az güçlüler yani, Küresel Baronların çaycılıklarını yapanlar; yeter artık bizi fazla sıkıyorsunuz, biz özgürlük istiyoruz derken (özgürlükler ülkesi Amerika’da) rotayı da ‘Sosyalizme’ doğru çevirmek isterlerken, bunu da yarattıkları Pandemi, yani COVİD-19 ile denediler.

Fakat; Trump bunlar gibi değil. Adam siyasetçi değil bir kere. İş adamı, dindar ve tamamen iç duygularına göre hareket eden biri. Çatışma bu yönde, sistem değişikliği, güç gösterisi ve tabii ki çıkarlar.

Bill Gates, Elon Musk gibi kafası çalışan ve Küresel Baronların çaycılıklarını yapanlar, ise artık; biz kendimize mekan açıp işletmeci olacağız, mekan sahibi olacağız, dedikleri ve bunu da bugün için Covid-19 gibi, yapay bir virüs ile Trump’ı kontrol altında tutmak isterlerken, Trump’ ta bunlara sizi Amerika’da barındırmam, uzayda da yaşayamazsınız, sesinizi çıkarmadan oturun dedikten sonra yaşanan seçim savaşlarıdır.

Aynen, sözde Komünizm tehditi döneminde ABD-SSCB; bugünkü düzende ise, ADB-Rusya nın yaşadığı sanal ‘söz düelloları’..vs. gibi.

Her ikisi de bir ailenin, aynı anne ve babanın ikiz kardeşleridir. Yine Kapitalizm ve Sosyalizm gibi. Biri sıkar, yorar, yıpratır, baktılar ki olmuyor, bu kez diğer kardeş koltuğa geçerek, sıkılan boğazları gevşetir. Sistemi yani insanları rahatlatırlar.

Sistem budur. Bizdeki gibi…Nasıl?

Darbeler; 1960-1971 oda darbe, 1980 darbelerinden sonra yaşananları bir düşünün. Aynen böyle oldu. 1970-1980 arası Türkiye enerjisini boşa harcadı, harcatıldı. Ardından Evren kurtarıcı gibi geldi…..vs.vs. sonunu biliyorsunuz. Her şey değişti, sonra yine değişti ve bugün yine değişiyor. Yeni Dünya Düzenine doğru.

Sonuç olarak, Karl Marx’ ın felsefesi, doktrinleri, akademisyenliği, yazdıkları evet mükemmeldir, bende okurum elimin altında olur kitapları, ama uygulamada hiç biri, gerçek hayatta, uzun soluklu olmamıştır. Kitap sanal, hayat ise gerçek dünyadır. Masal kitabı da vardır. Dünyada değişim nasıl olmuştur? Savaşlar ile. Nokta.

Mesela; Şayet Einstein, savaş nedeniyle, Avrupa’dan kaçıp Amerika’ya sığınmamış olsaydı, Atom Bombasını aynı zamanda CIA yi kuran ABD’ nin 33. Başkanı Truman’ın yerine, Avrupa’da Hitler kullanacaktı. Dünya o zaman farklı bir konumda olacaktı?

Başkan adayı Biden ve onun destekçileri, yani Bill ve Elon gibi adamların ‘Sosyalizm’ istemeleri aslında, kendileri için Yeni Dünya Düzeni baş aktörleri olmak istemelerinden öte, yine kendilerinin kirlettikleri dünyayı bu kez, sözde ‘daha eşitlikçi, özgürlükçü’ yönetim ile Hollywood filmleri gibi ‘kötü adamlardan’ kurtarmak gibi ortaya koydukları kötü senaryolardır.

Beyaz Saraya A1 ya da,- C1 den gir, seni Oval Ofiste karşılayan Pentagon ve FED olacağı için içeriye Trump, Biden, Bill, Elon…kim girerse girsin, ya da hangi felsefe ve doktrini yanına alırsa alsın, çantasına koysun farketmez. Orada; Sosyalizm, Marksizm, Kapitalizm, Liberalizm, Lirizm… hepsi Karl Marx babanın kitaplarında yazdıkları gibi sadece felsefi değer olarak kalır.

Yani, Amerika kendi parasını kendisi basmıyor. 8 Yahudi ailenin sahibi olduğu FED basıyor. Bunu değiştirecek güç var mı? Şu anda yok. Varda sonra yazacağım, ismini de söyleyebilirim. ‘Ne zaman Kurtuluş’ olabilir. Ve FED bugün dünyayı, bankacılık, borsacılık, ticaret vs.vs. ile çepe çevre sarıp sarmaladığı için ve hatta geçmiş ABD Başkanları bunları denemelerinin bedellerini ‘Kenndy’ gibi, Halloween de, kabak üzerine ceviz serpilip yendiğini unutmamak gerekir..!

Seçimleri, Trump kazansa da, Biden kazansa da, düzen böyle gider. Ve bu düzeni bugün dünya da kimse ama ‘KİMSE’ değiştiremez. Biri haricinde..

Şimdi biz bakıyoruz Türkiye’den, Orta Doğudan, Amerika’ya. Kim kazanacak? Amerika kendi dolarını kendisi basamıyor. Yani onlarda FED’ in kölesi. Amerikan Ordusu dünyanın en güçlü ordusu, kendisine dünyanın neresinde olursa olsun tehdit olduğunda, anında müdahale güne sahip. Hatta uzayın bile.

Dolar deseniz dünyanın kullandığı tek para birimi alış verişlerde. Başkan Pentagon’a yeri geliyor söz geçiremiyor. Geçiremez de, neden? Başkanı seçen, FED ve adamları paraları, destekleri ile. Pentagon dünyanın her yerinde, hele NATO her tarafta! Nasıl değiştireceksin kurulu düzeni. Hepsi masal ve hikaye.

Pentagon FED’ i korur, FED’ de Pentagon’a istediği silahların alınmasını sağlar. Dünya da işler, ticaret, para ve gizli güçlerle döner.

Şimdi Karl Marx’ın ortaya attığı Sosyalizm ile mi değişecek? Masal!

Neticede; felsefeler, kitaplar ve doktrinler, insanların yarattığı sistem, sistemler bütünü olup, sosyolojik olarak insanları bir yere/yerlere kanalize etmek, yönlendirmek/bağlamak temelinde ortaya atılmış görüşler ve felsefedir. Sonucunda insanlar bu sistem ile uyutulur, kullanılır ve köle duruma getirilir. Tek farkları isimleri ve jargonları dır. İki sistemde insanları hedef alır. Yani sömürü düzenidir. Nokta.

Hatta sen ayakkabına bağcık, gömleğine düğmeye varıncaya kadar, birde liranı basacak kağıdı dışarıdan Amerika’dan alıyorsan, bu kağıdı değerli kılarak kullanıyorsak, adamlara kağıdı alırken dolar ödüyoruz, birde onlardan aldığımız mamullere dolar ödüyoruz. Sonra da dolar 10 lira oldu diye tepki koyuyoruz. Ve bir de Amerika için stratejik ortak diyebiliyoruz, adamlar Kuzey Irak’ta Mehmetçiğin başına çuval geçirirken.

Amerika’da kimin kazandığı değil, kimin kazandırdığı önemlidir. Parayı veren düdüğü çalar. Amerika’ya parayı FED veriyor. Dünyanın düdüğünü de o çalıyor. Birde şöyle söylüyorlar; Amerika’da siyah beyaz çatışması olacakmış, eyaletler silahlanıyormuş. Gülüyorum. Neden? Adamlar, dünyanın her yerinde, kendilerine tehlike olabilecek en küçük bir olayı, anında bastırma kabiliyetinde, ama siyah-beyaz çatışmasında aciz kalacaklarmış, falan filan…Pentagon, NATO, FED bunlar necik.

Adamlar gelecekte, meydana gelecek Küresel İklim Felaketi için bugün Orta Doğuyu, darmadağın edip, kendilerine yeni yaşam alanları açarken, Amerika’da siyahlara ve eyaletlere, boyun eğeceğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

Ordu sahaya indimi,  Gerisini siz tahmin edin?

Ne, Bill, ne Elon kalır, unutmayın.

Seçim mi, kim kazanırsa kazasın. Dünyada insanlar ikiye ayrılır.

Zenginler yani burjuvazi ve köleler.

Ayna ya bak ve karar ver. Sen hangi sınıftasın.

Aynı batan Titanik gibi oldu. Orada da sınıflar vardı ama buz gibi suda yok oldu.

Ama Amerika’yı kimin yok edeceğini, buz gibi suda nasıl yıkayacağını yakın zamanda yazacağım.

Sağlıcakla kalın.

canemregundem.com

Not; Bizim en zenginimizin kişisel serveti 4.5 – 5 milyar dolar. Bill Gates 80 Milyar dolar, Küresel Baron R&R biladerler ise 700-800 trilyon dolara hükmediyor. Ve Alman Yahudisi Felsefeci Karl Marx’ın yaşadığı dönemde en yakın arkadaşının, Rothschild olduğunu da unutmayın…