DÜNYA KADIN HAKLARI GÜNÜNDE KADINLARIMIZ

0
447

Can Emre/ canemregundem.com

DÜNYA KADIN HAKLARI GÜNÜNDE KADINLARIMIZ

Dünya Hakları Gününde Kadınlarımız;

Bugün, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü ve bugün ülkemizde ‘kadınlarımızın’ yaşadıkları dramları, fiziksel ve psikolojik tacizleri, öldürmeye varan eylemleri, ‘bana yar olmazsa, kimseye yar olmasın’ dürtülerinden hareketle, yaralama, dövme ve ikinci planda kadının görülmesini, bu yüzyılda ve ülkemizde, artan bir ivme ile görmekteyiz.

Evet, doğru genç Türkiye Cumhuriyetinin inşası ile birlikte, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde özellikle ‘kadınlar’ ve yine ‘kadın-erkek’ eşitliğinin oluşması ve kadınların, sosyal hayatta çalışması, kurumlarda görev alması, eğitimleri, seçme ve seçilme hakları, bir çok Avrupa ülkesinden önce gerçekleşmiştir.

Demokrasinin, eşitliğin, hukukun, düzgün işlediği her ülkede, kadın-erkek eşitliği ve kadına bakış açısı, her zaman farklıdır. Aynı bizde de, 29 Ekim 1923 Cumhuriyetin ilanı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatı 10 Kasım 1938’e kadar toplum, modern ve çağdaş ilkelerle yönetildiği için, ‘kadın’ toplumun her alanında görev almıştır. Bu yıllar Türkiye’nin en mutlu yıllarıydı. Şimdi daha iyi anlaşılıyor…

Çağdaş, laik, modern ve eşitlikçi düzendeki Türkiye, Atatürk’ün 1938′ de vefatı ve daha sonra yaşanan siyasi, sosyal ve iktisadi travmalar sonucunda, darbeler ile değiştirilirken, özellikle 1980’den sonra ‘Türklük kavramı’ yerine ‘Ilımlı İslam Kavramının’ yerleştirilmesi çabaları ve bu gün yaşanılanlar, 40 yıldır uygulanan siyasi politikaların sonucudur.

Özellikle 1980′ den sonra; Atatürk’ün ortaya koyduğu ilkeleri ve felsefesi, Cumhuriyet değerleri, demokrasi, hukuk, eşitlik, özgürlük, laiklik ve ülkemizde 1923 ile 1938 arası özellikle kadınların, sosyal ve kurumsal hayatta yer almaları, uygulanan politikalar ile bugün adeta, derdest edildi. Daha muhafazakar ve dinsel temalı yönetim modelinde, bugünlere geldik.

Cumhuriyet ile birlikte kadınlarımızın, Avrupa’dan önce kazandığı, tüm haklar bugün, bir bir tırpanlanıp, kadın adeta ‘evde oturması gereken’ bir obje olarak görülmeye başlandı. Bu gün erkek egemen toplumda, kadınlarımızın yaşadığı, baskılar, tacizler, yaptırımlar, toplumun bakış açısının değişmesi, kadının çalışma hayatındaki hatta, seçme ve seçilme, siyasi anlamdaki rolünün ise bugün nasıl eridiğini, TBMM’ ne bakarak anlayabiliriz. 600 Vekilin ancak 96′ sı kadın. Bu durumdayız bugün, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Gününde.

Avrupa’da yükselen kadın hakları ve kadınların siyasi, sosyal ve kültürel anlamda kazandığı özgürlükler bugün onları, Finlandiya’da Kadın Başbakan ve yine kabinesinin, yarısından fazlasının kadınlardan oluşması, kadınlar için önemli bir farkındalık ve statü olarak görülmesi, artarak devam ederken;

Bizde ise kadınların tamamen erkek egemen toplumda, başlarını dışarıya çıkarmaları bile zorlaşırken, kendimizi sorgulamamızda gerekecektir. Avrupa’ da Kadın Hakları yükselişte iken, bizde neden Kadın Hakları gerilemekte ve Kadınlar adeta ikinci plana atılmış, bir nesne olarak görülmektedir?

Ve neden Atatürk ile kadınlar gerçek kimliklerine bürünüp, toplumun her alanında görev alıp, yine özellikle Kadın Hakları konusunda, Avrupa’lı kadınlardan önce bu haklarını kazanmasına rağmen, bugün neden Avrupa’lı kadınların sosyal, kültürel ve yaşamsal anlamda gerisinde kalmıştır.?

Yada; Avrupa birliğine tekrar girmek isterken, bugün ülkemizdeki kadınların yaşadığı dramlar ile Avrupa’lı kadınlardan, kadınlarımızın bu konuda geri kalması, kadın cinayetleri, tacizleri, fiziksel ve psikolojik darbelere maruz kalmasına sebep olanların, yaşadığı bu toplum, siyasi, sosyal, iktisadi anlamda Avrupa’dan neden en az 100 yıl geride kaldığının, öz eleştirisini yapmak zorundadır?

Türkiye bugün, Sekülerlik ve Ilımlı İslam arasına sıkışmış bir durumdadır. O nedenle politikalar, yine bugün Tarikatların, Cemaatlerin… resmi statüsü olmamasına rağmen, gayri resmi, iktidar içinde önemli merkezlerde bulunması, dinin ticaretleştirilmesi, ortaya çıkan yapılar ve din üzerinden siyaset ve muhafakarlık kavramları, toplumu belli bir yöne kanalize ederken;

Atatürk İlke ve Felsefesini benimsemiş ve seküler anlamda, yaşam tarzı benimseyenlerle, bunların karşısında yer alanların, karşılıklı birbirlerine üstünlük kurmak için ortaya koydukları, politikalar ile ‘Ilımlı İslam’ modelinin hakimiyeti, kadınlarımızın Avrupalı kadınlardan, neden geri kaldıklarının neden ve sonuçlarıdır.

Avrupa daha çağdaş, daha modern ve daha eşitlikçi, insan hakları ve kadın hakları konusunda, bu gün bizden 100 yıl ilerideyse, biz 1938’de Atatürk’ün vefatından sonra siyasi, sosyal ve iktisadi anlamda gerileme dönemine girmişsek, sorunun cevabını kendimizde de aramamız gerekecek.

Neden bu duruma geldik?

Öncelikle; 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Gününde, özellikle kadınlarımızın, eşit, demokratik, laik ve çağdaş bir düzende, insan olmanın bilinci ile dünyada, kadın-erkek eşitliğine inanan bir olarak, bu inancın ülkemizde de, yeniden artması dileğiyle, Kadınlarımızın; 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günlerini kutlarım.

Dünyada; kadın ve erkek eşittir. Nokta.

Çünkü hepimiz, önce insan sonra ‘canlı’ olarak bu dünyadayız.

Saygılarımlar.

canemregundem.com

TEILEN
Önceki İçerikİNSAN & HUMAN
Sonraki İçerikTESADÜFLERE YER YOK
Bağımsız, özgür, hiç bir kişi yada kurum ile nakdi, ayni yardım ilişkisi içinde olmayan, sadece özgür gazetecilik ve habercilik yapan, çevreye, doğaya ve canlı haklarına saygılı, gazetecilik anlayışı ile gündeme ışık tutmak için yola çıktım. Amacım sadece gazetecilik...