DEMOKRASİDE DEMOKRASİ ARAMAK

0
493

Can Emre/ canemregundem.com

Can Emre

DEMOKRASİDE DEMOKRASİ ARAMAK

Amerika’daki seçimleri Biden’in kazanması ve Senato baskını ile devam eden süreç sonunda; Biden’in yemin ederek, göreve başlaması sonrası ‘Demokrasi’ kazandı denildi.

Hangi demokrasi?

Sıkı koruma ve silahların gölgesinde, yemin edilen Demokrasi bağlılığı kavramı mı?

Halen daha bitmeyen ‘Irkçılık’ siyah-beyaz ayrımının yapıldığı, hatta tavan yaptığı bir ülkede? Yine o ülkenin dünyaya ‘Demokrasi’ götürmek için ülkeleri yakıp yıkması mı?

Trump’ın demokrasi si mi? Biden’in demokrasi si mi?

Demokrasi kavramı ülkelere ve kişilere göre değişmez. Fransız ihtilalinden bu yana halkın egemen olduğu, yine halkın kendi içinden, yöneticiler seçtiği sistemde, bu gün bizler, gerek dünyada, gerek bizde, acaba kendi içimizden, yine kendi özgür irademiz ile yöneticiler seçebiliyor muyuz?

‘Demokrasi’ kavramı, tektir.

Öyle de olmalıdır. Ama öyle mi dir?

Kapitalizm Demokrasisi, Faşizm Demokrasisi, Sosyalizm Demokrasisi, Komünizm Demokrasisi, Burjuvazi Demokrasisi….vs. gibi ‘Demokrasi’ kavramları, zaman zaman birbirlerinin yerine geçerler, sözde bu argümanı/argümanları kullananlar, Demokrasiyi içselleştirdiklerini ve ‘Demokrasiyi’ tesis ettiklerini söylerler!

Bu gün dünya; Demokraside Demokrasi arıyor.

Neden?

Çünkü her iktidar, her güç ‘Kendi Demokrasisini’ kendileri yarattıkları için. Mesela Avrupa’daki Demokrasi anlayışı ile Amerika’daki Demokrasi anlayışı, yine Orta Doğu ve Afrika Kıtasındaki ‘Demokrasi anlayışı’ bir mi? Yada Uzak Doğu’nun ‘Demokrasi’ anlayışı?

Evrensel Hukuk kuralları derken, bu normların tüm dünyada, eşit ve her insana sıradan uygulanması gereken, kurallar bütününü oluşturan demokrasi, acaba ülkeler bazında, sıradan her vatandaşa uygulanıyor mu? Sizce? Bence, hayır…

Demokrasi; her bireyin adalet ve hukuk önünde eşitliğini savunurken, bugün bizde iktidar ile oluşan ve kendi Burjuvazisini yaratanların ‘Demokrasisi’ ile sıradan vatandaşın ‘Demokrasisi’ bir mi dir?

Kendi Burjuvazisini oluşturanların, devlete ödeyecekleri ‘Milyonlarca Dolar’ tutarındaki vergileri bir kalemde silinirken, sıradan vatandaşların üzerine bindirilen vergilerin, yada Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanması, yada uygulanmaması konusundaki ikilemlerin yarattığı kaos ile yine, eşit işe eşit ücret ödenmemesi, vergilerde adaletsizlik, yada yine ‘Özel Tüketim Vergileri’ yine değerli taşlar ve pırlantaya uygulanan vergi oranları ile temel gıda maddelerine uygulanan vergi oranları…gibi, gibi daha bir çok şey ‘Demokrasi’ kavramının içeriğine ters değil midir?

O nedenle, Faşizm de gücü eline geçirenler, Kapitalizmde gücü eline geçirenler, Komünizmde, hatta Sosyalizm de, bakın tarihe, kendi Demokrasilerini kendilerine göre kullanmışlardır. Dizayn etmişlerdir. Tarih bunları da yazar!

Bu gün hem dünyada, hem de bizde, Demokrasi aramak, halen daha dünyada bitmeyen Irkçılık ve siyah beyaz ayrımı, zengin-fakir, iktidar-muhalefet, halk-burjuvazi ikilemi varken, ‘Demokrasiden’ bahsetmek, bulanık suda balık avlamak gibidir.

Demokrasi de Demokrasi aradığımız bir dönemde, dün Amerika’daki yaşananları gördüğümüzde, temel nedenlerden biri, siyah-beyaz ayrımı ve ekonomik çıkarları göz önüne aldığımızda, yine ulusal anlamda Emperyalist Amerika’nın sözde diğer ülkelere; demokrasi, insan hakları, özgürlük, zenginlik…vs. götürmek için o ülkeleri ele geçirmek için uyguladığı popülist ve savaşçı politikalar bize ister istemez, Fransız İhtilali ile ortaya çıkan ‘Demokrasi’ kavramının, bugün gücü eline geçirenlerin kavramları ile yer değiştirdiğini görürüz.

Amerikan’ın emperyal duygularla, sömürge mantığı ile devletleri ele geçirmek için sözde ortaya koyduğu ‘Demokrasi’ anlayışı ile yine Amerika içinde, kendi demokrasi anlayışları ile seçimlerde hile olduğunu savunan ve Trump’a; toplam 80 milyon Amerikalının oy verdiği ve Biden’in seçilmesini, haksız ve hile ile olduğunu savunanların sayısının yüksekliğini düşündüğümüzde, Amerikan’ın ithal ettiği demokrasi ile içerideki demokrasinin de yine gerçek ‘Demokrasi’ mantığı içinde farklı olduğunu görürüz.

Bu gün dünya; Demokraside Demokrasi arıyor.

Anayasaların, evrensel hukuk kurallarının, hatta içtihatların, yargı kararlarının, temel insan haklarının, ücretlerin, eğitimin, hatta sağlığın ve insanın yaşaması için var olan tüm normların,  kişiden kişiye değiştiği, halkın değil, siyasi parti liderlerinin seçtiği Milletvekili adaylarının Mecliste Milletvekili olduğu bir sistemde, yani halkın kendisinin belirlemediği, seçmediği bir sistemde ‘Demokrasiden’ bahsetmek, aslında Demokrasi içinde Demokrasi aramaktır.

Bugün dünya Emperyalist Demokrasi kavramı ile yönetilirken, yine dünyanın neresinde olursa olsun; mesela Amerika’da 80 milyon Amerikalı seçimlerde ‘Hile’ var demesi bile, Amerikan’ın dünyaya servis ettiği Demokrasi kavramı ile çelişmektedir.

Bizde ise 1940′ tan sonra değişen siyasal, konjonktürel travmalar ve darbelerle derdest edilen ‘Demokrasi’ özellikle, 1980’den sonra yaşamsal anlamda, siyaset, eğitim, sağlık, hukuk, adalet, yargı kararları…vs. vs. konularındaki ikircikli tutum ve davranışlar, bu gün yerine getirilmekte yavaş davranılan adalet kavramları, hatta iktidarın yarattığı kendi Burjuvazisinin, halk üzerindeki baskısı ve ayrımcılığı göz önüne getirildiğinde, gerçek demokrasinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile 1923-1938 arası yaşanılan çağdaş, modern, laik ve eşitlik kavramlarının halkın tüm bireylere yansıtıldığı sistemin,  değiştirilmesiyle son bulduğudur.

Evet bugün Demokraside Demokrasi ararken;

Liyakatin, ehliyetin, diplomanın yerine, parti üyeliğinin, yandaşlığın ve iktidarı desteklemekle, kazanılan ihalelerle zenginleşenlerin yanında, hak ettiği halde atanamayan, görev alamayan, binlerce gencin iş bulamadığı, çalışamadığı, iş bulamadığı için hayatına son verenlerin olduğu ülkemizde, eşitliğin ve liyakatin, diplomanın rafa kaldırıldığı yerde Demokraside Demokrasi aramak, eşitlik aramak, liyakat ve diploma aramak, geçmişte kaldı artık!

Şimdi düşünelim.

Demokrasi nedir?

Var mı dır?

Karar sizin.

Demokraside Demokrasi aradığımıza göre!

Hukukun üstünlüğünün yanında, üstünlerin Hukukunun egemen olduğu bir yerde, ‘Demokrasi’ aramak, varsa;

Demek ki; Fransız İhtilali ile ortaya çıkan gerçek ‘Demokrasi’ kavramının olmadığıdır.

Peki ne vardır bugün dünya da?

Aynaya bakarak, cevabınızı kendiniz verin derim.

Saygılarımla.

canemregundem.com

TEILEN
Önceki İçerikBU DÜZEN YIKILSIN
Sonraki İçerikDAVOS-COVİD19-YENİDÜNYA DÜZENİ
Bağımsız, özgür, hiç bir kişi yada kurum ile nakdi, ayni yardım ilişkisi içinde olmayan, sadece özgür gazetecilik ve habercilik yapan, çevreye, doğaya ve canlı haklarına saygılı, gazetecilik anlayışı ile gündeme ışık tutmak için yola çıktım. Amacım sadece gazetecilik...