Can Emre
MARMARA’NIN UMUDU PİNA MI?
Pina
Dün Bandırma Kuş Cenneti Festivali kapsamında sahil bandında, 17.Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı ve sanatçı Olgun Şimşek’in söyleşisi vardı. Söyleşinin ismi daha önce Marmara Denizinde yaşanan ‘müsilaj’ ve deniz kirliliğine dikkat çekmek için ‘Marmara’nın umudu pina’ söyleşisi ile denizlerimizin, özellikle Marmara Denizinin kirletilmesini önlemek için yapılan çalışmaları, bizlere sundular.
Aynı zamanda dalgıç ve TV yapımcısı Savaş Karakaş’ın bu konuda, Üniversite ile birlikte yaptığı dalış ve çalışmaların olduğu video gösterisi ise Marmara Denizinin nasıl? Ve ne kadar vahşice kirletildiğini, gözler önüne serdi!
Farkındalık yaratmak için Mustafa Hoca’nın kendi uzmanlık alanı içindeki çalışmaları ile birlikte, Marmara Denizinin daha fazla kirletilmemesi için ortaya konan çalışmaların temelinde ‘pina’ ismi, konuya duyarlılık ve farkındalık katarak, gündemi Marmara Denizinin kirlenmesine ve kirletilmesine çekmek ve bu konuda hassasiyet oluşturmaktı. Pina deniz canlısı ve bir midye türü. Denizde adeta bir arıtma görevi görüyor ve bu bölgeye özgü bir deniz canlısı.
Bu ismin toplumda bilinmediği düşünüldüğünde, farkındalık ve dikkat çekmek açısından doğru olduğunu düşünüyorum. Ancak başka bir boyuttan ve pencereden baktığımda ise durum bambaşka.
Ancak kazın ayağı öyle değil!
2014’te Büyükşehir statüsüne kavuşan Balıkesir, hemen Bandırma’yı sanayi şehri, Edremit, Ayvalık, Altınoluk’u turizm şehri ilan etti.
Ardından da Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve Bandırma Belediyesi, Edincik Körfezinde Çanakkale-Biga hattına kadar 1/100000 planlar ile Rotterdam Limanı benzeri sanayileşmenin startını verdiler. Sonra planlar iptal oldu. Şimdi 1/5000 planlar ile yine Edincik hattında, Organize Sanayi Bölgesi kuruluyor.
Erdek ve Edincik Körfez’i büyük tehlikede. Birde; Deniz suyunu 2-3. derece ısıtan EnerjiSa faaliyet gösteriyor. Yani Erdek ve Edincik Körfez’i Organize Sanayi Bölgesi ile özellikle denizimiz hızla kirlenecek.
Dönelim Bandırma Körfezine. Bağfaş ve Etibank yıllarca Bandırma körfezini kirletiyor. Hem de vahşice!
Buna bir yaptırım var mı? Yok!
Şimdi öyle bir paradigma içindeyiz ki. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık misali. Müsilaj ve deniz kirliliğinden bahsediliyor.
Yine gelecek nesillere yeşil bir dünya, mavi bir deniz ve yaşanabilir bir çevre bırakalım diyoruz. Tamam da, bunlar güzel duygular, gerçekte dünyayı vahşice katleden ve yaşanmaz kılan yine biz insanoğluyuz öyle değil mi?
Dünyayı vahşice katledip, sonra küçük bir deniz canlısı ‘pina’ dan umut bekliyoruz. Aman bu canlıyı yok etmeyelim. Sahip çıkalım ve onu yaşatalım. Neden? Çünkü pina denizde arıtma görevi görerek denizleri temizlediği için.
Bu mu? Çevre, doğa, insan ve hayvanlara karşı bakış açımız?
Neden kirletiriz?
Sonra da kirlettiğimiz yeri temizlemek isteriz. Önce kirletmeyeceğiz! Önce koruyacağız! Önce sahip çıkacağız! Madem gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya ve şehir bırakalım diyoruz, o zaman vahşice kirletmeyeceğiz. Burada konu Marmara Denizi ise denizimize sahip çıkacağız! Peki çıkabildik mi? Hayır!
Şimdi insanoğlu, diğer bir insanoğlu ile başa çıkamadığı için ya da çevreye yeterince sahip çıkmadığı için umudu denizde kendi kendine yaşayan deniz midyesi ‘Pina’ ya bağlamak ve ona sarılmak, ondan umut beklemek nasıl bir duygu?!
Bu gün bu konjonktürde, su çürüdü, deniz koktu, doğa ve çevre katledildi, insanoğlu oradan oraya sürüldü, tahribat dünyayı yaşanmaz kıldı. Bunun sorumlusu kim?
İnsanoğlu…
Marmara Denizi, vahşice kirletildi bunun da sebebi insanoğlu. Ama şimdi biz naçizane denizde kendi seleksiyonu içinde yaşayan pina’ya sarıldık. Sizce de bu doğru mu?
Bence değil!
Pina bir deniz canlısı ve su da yaşıyor. Denizi kirletenler ise belli. İnsanoğlu. Vahşi kapitalizm, liberalizm ve doymak bilmeyen insan arzusu. Güç ve zenginlik paradoksu dünyayı yaşanmaz kılıyor!
Toplantı sonunda soru cevap bölümünde söz alarak şöyle dedim.
Sizleri bu çalışma için tebrik ediyorum. Ancak; bugün burada ‘Marmara’nın umudu Pina’ projesinin ismi aslında burada konuşulanlar, Marmara Denizinin kirlenmesi ve kirletilmesi insan odaklı.
Benim size teklifim ise şu;
“Marmara’nın umudu insan, denizin umudu pina” olmalı dedim.
Yani; önce insanın eğitimi, kültürü, kalitesi, dünyaya bakış açısı ve yaşadığı topluma ve çevreye saygısı çok önemlidir.
Bu konuda Dekan, sayın Mustafa Sarı hocanın çalışmaları bizim ve denizimizin temiz kalması için ortaya koyduğu hizmet çok önemli. Yine Bandırma Belediyesinin bu önemli konuyu gündemine taşıyıp Başkan Tolga Tosun’ un Bandırma adına destek vermesi de çok güzel ama yeterli değil. Bizzat kendisi söyledi. Yıllardan beri arıtmamız yok dedi. Demek ki kirlilik insan eliyle oluyormuş?!
Demek ki yıllardır bizi yönetenler, bir şehrin ve bölgenin atıklarının denize dökülmesine çare bulamayan ve bugün kirlenen Marmara Denizinin kirletilmesinin en önemli neden ve sonuçlarıymış.
Şimdi biz bunu deniz canlısı PİNA’ ya indirgeyemeyiz.
Sonuç olarak; bizi yani yaşadığımız bölgeyi pina değil biz kurtaracağız.
Ama nasıl?
MARMARA’NIN UMUDU İNSAN, DENİZİN UMUDU PİNA.
Şehrimize sahip çıkalım. Ama nasıl? Bir yanda sanayileşme diğer yanda vahşi kapitalizm ve ortasına sıkışmış bir şehir Bandırma.
Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.
Yaşanabilir bir şehir mi? Çoğalan büyüyen, sorunları artan, Denizi kirlenen, doğası tahrip olan, günden güne nefes alınması zorlanan taş yağını mı?
Karar sizin?
Umut önce insan olmalıdır.
Sonra Pina…