TANRILARIN SAVAŞ ALANI ORTADOĞU

0
136
Tanrıların Savaş Alanı Orta Doğu

 

Can Emre Gündem

Can Emre

TANRILARIN SAVAŞ ALANI ORTADOĞU

Neden savaşırız? Savaşırlar?

Özellikle 2. Dünya Savaşı sonrası Amerika, ‘Dünya Jandarmalığına’ soyunarak gücünü dünya üzerinde gösterip, kendi çıkarları doğrultusunda kendi tezini ‘Yeni Dünya Düzeni’ diğer adıyla ‘New World Order’ strateji ve doktrinini hayata geçirip, küresel anlamda sömürü politikasını da ilan ediyordu. Ona karşı gelebilecek en küçük tehdit bile, dünyanın neresinden gelirse gelsin; siyasi, ekonomik ve askeri anlamda büyük bir güç ile bu tehdidi bertaraf edebilecekti.

Özellikle 2.Dünya Savaşı sonrası bölgede yani ‘Orta Doğu’ coğrafyasında, İngilizlerin yerine ‘Başat güç’ olmasının nedeni; bölgede petrolün varlığı ve zenginlik. Diğer yanda İsrail’in büyümesi ve gelişmesinin yanı sıra, onun güvenliği ve altta yatan yayılmacı politikasına destek vermekti. Bunlara ise 2.Dünya Savaşı sonrası uygulayacağı kılıfta hazırdı. Marshall Yardımları ve NATO ile bu politikaya start veriyordu. Bu startın adı da; Büyük Ortadoğu Projesi yani kısa adıyla BOP ’tu.

Peki BOP nedir?

Kısaca anlatmak gerekirse. Ortadoğu kavramından bahsedildiğinde, burada daha ziyade dinsel anlamda Müslümanların, etnik anlamda ise Türk, Arap ve Farsların çoğunluğu oluşturduğu bir bölgeden söz edilmektedir. Bununla birlikte İslamiyet’in yanında, Yahudilik ve Hristiyanlık da diğer önemli dinler olarak, bölgedeki siyasi gelişmelerde her zaman önemli role sahip olmuş; Türkler, Araplar ve Farslardan oluşan yapısında, Kürtler ve Yahudiler de belirleyici rol oynamıştır.

ABD’nin Soğuk Savaş sonrasında tek kutuplu kalan dünya üzerinde egemenliğinin sürmesini sağlamak üzere, kurulmuş proje olan BOP; aşınmaya uğrattığı tüm uluslardan bağımsız hareket eden, küresel elitin içinde olduğu uluslararası güçlerin, gerekse de ulus devlet düzleminde, süper güç olan ABD’nin çıkarlarına uygun bir projedir.

Bu projenin amacına ve sınırlarına gelince.

Orta Doğu, en geniş anlamda; batıda Fas, Tunus, Cezayir, Libya, Somali, Etiyopya, Sudan ve Mısır’dan başlayarak, doğuda Umman Körfezi’ne kadar uzanan ve Irak, Kuveyt, Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman’ı içine alan kuzeyde Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerini kapsayan, ayrıca İran, Afganistan ve Pakistan’ın da dahil edildiği, güneyde ise Suudi Arabistan’dan Yemen’e uzanan Arap yarımadasını çevreleyen ve ortada Suriye, Lübnan, Ürdün, İsrail ve Filistin’in yer aldığı bir coğrafya olarak bahsedilir.

Daha dar anlamda ise; Batı’da Mısır, kuzeyde Türkiye ve İran’ın yer aldığı, doğuda yine Umman Körfezi’ne, güneyde ise Aden Körfezi ve Yemen’i içine alan bölge Orta Doğu olarak tanımlanabilir.

Kısaca BOP; dinsel ve mistiksel anlamda üç ilahi dine “Yahudilik-Hristiyanlık-Müslümanlık” ev sahipliği yapmış bu kadim coğrafyanın; kontrol edilmesi, oluşacak ve oluşturulacak kaoslar ile çizilen sınırlar içinde kalan, özellikle ‘ulus devletlerin’ bağımsızlıklarına son verilerek, daha küçük devletçiklere ayırıp, Orta Doğuyu ve onun kaynaklarını sömürmek olarak algılayabiliriz.

Türkiye, jeopolitik ve jeostratejik durumu itibarıyla; dünyanın en önemli petrol rezervlerine sahip Orta Doğu ve Hazar Havzası, önemli deniz ulaştırma yollarının kavşağı durumunda bulunan Akdeniz Havzası, aynı zamanda coğrafi anlamda Asya ve Avrupa’ya köprü oluşu, değerli su kaynakları, tarıma elverişli toprakları hatta açılmamış ve aktive edilmemiş enerji kaynakları ile birlikte; Türkiye aynı anda bir Avrupa, Asya, Balkan, Kafkas, Ortadoğu, Akdeniz ve Karadeniz ülkesidir.

Fiziki kültür bakımından, verimli topraklarının yanında, küresel anlamda dünya kültürlerine beşiklik etmiş, etrafı denizlerle çevrili, ipek ve baharat yolunun başlangıç noktası, enerjiye dayalı jeopolitiği ve enerji koridoru özelliğine sahip Kerkük-Yumurtalık-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Ceyhan, İstanbul Boğazı ve Samsun-Ceyhan ABD’ nin ve Avrupa ‘nın asla vazgeçemeyeceği en güvenilir en karlı ve en kısa enerji güzergahı olmakla birlikte; yüzyıllardır bu kadim topraklarda dinsel anlamda da, medeniyetlere ev sahipliği yapmasıyla ayrı bir önleme de sahiptir.

Yani Orta Doğu; tarihsel, dinsel, mistiksel, enerji ve dünyayı birbirine bağlayan, Asya ve Avrupa’yı birbirine yakın kılan ‘Mezopotamya toprakları’ Türkiye ‘nin de içinde bulunduğu bu kadim coğrafya, artık Tanrı’larına savaş alanıdır.

Amerikalılar dolar için şu yorumu yaparlar.

‘Dolar dünyanın tanrısıdır.’ Evet küçük yeşil kağıt için bunu söylerler.

Geçmişten günümüze, hatta bugün tırmanan ve gitgide artan olaylara bakıldığında; dinsel ve mistiksel savaşın yanında, İsrail’in büyümesi ve yayılmasının yanında İsrail üzerinden Orta Doğu Coğrafyasına hakimiyet ile Avrupa’dan başlatıp, Kafkaslar, daha sonra Çin, daha doğuda Japonya ve Avustralya’ya kadar yayılmacı politikasını sürdürüp dünya hakimiyetine devam etmektir. Zaten NATO ile dünyayı yedi bölgeye ayırıp yöneten Amerika, bu sömürgeciliğini de dünyaya ilan etmiştir.

Görünen yüzüyle dinsel ve mistiksel olsa da bugün petrolün varlığı gelecekte ise Küresel İklim Felaketi sonrası dünyada yaşanacak en verimli coğrafya ve toprakların “Mezopotamya” toprakları olduğu düşünüldüğünde, BOP Projesinin büyüklüğü ile birlikte bizi de kapsaması, geçmişten bu güne kadar ülkemizin; siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik yine Atatürk ve değerlerimiz üzerinden aşındırılmasının yanı sıra, bugün Mülteci sorunu, topraklarımızın yabancılara satışı ve son olarak ta bu coğrafyada, bir kaç gün önce ABD tarafından bizzat düşürülen İHA’ dan sonra ülkemizin ne kadar büyük bir tehdit ile karşı karşıya kalmasının neden ve sonuçlarını, anladığınızı umarım.

Ortadoğu bugün Tanrı’ların savaş alanıdır.

Ne diyordu Amerikalılar dolar için. Dolar dünyanın tanrısıdır.

Bakalım Tanrı-Tanrı’lar başka ne yapacaklar?

Ama gerçekler balçıkla sıvanmaz. Tehlike büyük. Bugün insansız hava aracını indirenler, geçmişte askerlerimizin başına çuval geçirenler, yarın neler yapmazlar?

Yukarıda BOP ’un sınırlarına ve kapsadığı alana bakıldığında, ‘çanlar bizim için çalıyor’ demek, en hafifinden BOP’ un gerçek nedenini bilmediğimizdendir. Kaos var. Geleceksizlik var. Kargaşa var. Mülteci sorunu var. Hayat pahalılığı ve enflasyon var. Belirsizlik var. Var da var…

Daha ne olsun ki?

İşte BOP, yavaş yavaş bize doğru göz kırpmakta. Tehlike büyük. Peki ne yapmalıyız? Onu ben size sorayım o zaman.

Ne yapmalıyız? Ne yapılmalı?

canemregündem