24 OCAK 1980 ÖZAL KARARLARI NEDİR?         

24 Ocak Özal Kararları;

24 Ocak 1980’de Süleyman Demirel Hükümetinin yaşanan ekonomik istikrarsızlık nedeniyle ekonominin rahatlaması, piyasalara güven gelmesi adına Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin karma ekonomi modelinden serbest piyasa modeline geçişi için Başbakanlık Müsteşarı Turgut Özal’ın önderliğinde yapılan IMF destekli ekonomi programıdır.

Bu program ile fiyat istikrarı gibi temel bir hedefin yanı sıra, Türk lirasının konvertibilitesi, özelleştirme ile kamu kesiminin küçültülmesi, mali piyasaların geliştirilmesi ve buna bağlı olarak sermaye piyasalarının kurulmasına yönelik uygulamalar amaçlanmıştır. Bu program ile Süleyman Demirel Hükümeti kontrol dışına çıkan enflasyonu kontrol altına almak, dış açığı kapatmak ve ekonomiyi yeniden işler hale getirmek için 24 Ocak kararlarını yürürlüğe koymak durumunda kalmıştır.

24 Ocak 1980 kararları ile alınan ekonomik tedbirler, IMF destekli programlar ile yabancı sermayeye kapılar açılırken, ihracata dayalı büyüme modeli için de başlangıç yapıldı. Serbest piyasa kurallarının tam olarak işletilmesi amacıyla devletin fiyat mekanizmasına müdahale etmemesi öngörüldü. Kamu iktisadi teşebbüslerinin üretimden çekilmesi ve geniş bir özelleşme öngörüldü. Bu kararlar sonunda Türkiye o güne kadar uyguladığı dışa kapalı devletçi politikalardan vazgeçerek dışa açık ve ithal ikame ile büyüme modeline geçildi.

IMF odaklı ve ekonomide yaşanan daralmanın önüne geçmek için “Devlet Eliyle Büyüme Modelinden” ayrılıp “Özel Müteşebbis Eliyle Büyüme Modeline” geçen Türkiye 24 Ocak 1980 yılından sonra Süleyman Demirel Hükümetinin 12 Eylül 1980’de Kenan Evren ve arkadaşlarının darbesi sonucu yönetimi ele almasından sonrada IMF ve Dünya Bankası güdümlü 24 Ocak 1980 ekonomi kararlarının sıkı uygulayıcısı olmuşlardır.

Sonuç Olarak;

Program ilke olarak faizlerin yükseltilmesi,  sıkı para ve maliye politikası, ücretlerinin baskı altında tutulması, kamu mallarına zam yapılması, kamunun piyasadan çekilerek özelleştirmeler ile özel sektörün önünün açılması bu uygulamalardan sonra Devlet Hazinesi borçlanmış, faizle beslenen yeni sermaye grubu ortaya çıkarak rant mantığını ve sermaye koymadan, istihdam yaratmadan faizle para kazanmanın önü açılarak, yeni bir yapı ortaya çıkmıştır.

Türkiye Ekonomisi için kırılma noktası oluşturan ekonomik tedbir/programlar özelleştirmeler ve yabancı sermeyenin önünü açarak,  ülkenin küresel sermayenin emrine girerek, bir bakıma emperyalizmin önüne çıkan yolların, asfalt ile döşenmesini sağlayarak, başta ekonomi olmak üzere siyasi/sosyal/kültürel anlamda da kırılma noktaları yaratarak, Türkiye’nin IMF, Dünya Bankası gibi kurumlarla içli dışlı olmasını sağlamış ve ileriki yıllarda bunlara bağlılık artarak bugün gelinen noktanın mihenk taşı görevini görmüştür.

canemregündem.com