ATATÜRK, 29 EKİM ve BAYRAM
CUMHURİYETİMİZ 95 YAŞINDA, NİCE 95. YILLARA…
Ulusal Kurtuluş Savaşımızın mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bugünlerde yapılan ve artarak devam eden aşındırma politikaları, emperyalistleri sevindirip, bizleri üzerken, benim gibi tüm yurttaşlarda ‘ İnsanın kendisini her şeyinden çok, akıl almaz şekilde vatan ve milletine adaması, vatanını ve milletini sevmesini nasıl ifade edebilirim ‘ bilemiyorum.
Günün koşullarını empati yaparak değerlendirdiğimizde, hiç bir kimse Atatürk’ün yaptığını yapamazdı.
Osmanlı İmparatorluğu 1.Dünya Savaşında yenilmiş, orduları dağıtılmış, silahlarına el konulmuş, boğazlar sorunu yaşayan, güçsüz, fakir ve çaresiz kaderini beklerken, emperyalistler yeni bir işgal hazırlığı yapıyordu.
İşgal gerçekleşip, ülke baştan sona düşman postalları ile kirlenirken, yeni bir umut ışığı, güneş gibi doğarak, Bandırma Vapuru ile Mustafa Kemal Atatürk Samsun’a ayak bastığında, Atatürk’e; ‘Ne olacak Paşam ülkenin bu durumu’ sorusuna karşılık, Atatürk; ‘Geldikleri gibi giderler’ sözü gerçek olacak, onların planlarını yırtarak, denize dökmüş ve Lozan’da ülkenin tapusunu alarak önce 23 Nisan 1920’de TBMM, ardından 29 Ekim 1923’te, Cumhuriyet ilan ederek yeni Türkiye’nin yolunu çizerek yeni Türkiye Cumhuriyetini yaratacaktı.
Hiçbir insan, varlık düşünemiyorum, karşılık beklemeden, vatanını ve milletini sevsin. Ama Atatürk, yaşadığı toprakları ve insanlarını karşılık beklemeden, dil, din, mezhep ayrımı gözetmeksizin, ülkesi ve ülkesinin bağımsızlığı için kendilerini feda eden halka, bağımsızlık, özgürlük temelinde Cumhuriyet rejimi hediye ederek, köhnemiş ve eskimiş, padişahlık, halifelik, sultanlık, krallık gibi rejimlerin yerine, dünya normlarında insan hakları, demokrasi ve laiklik, modern eğitim, sağlık, hukuk alanında, yaşamsal devrimleri ile ‘Batı Normlarında’ çağdaş bir dünya sunmuştur.
Bugün Atatürk, her geçen gün daha da artan, aşındırma politikalarına rağmen ‘Gazi’ her zaman milletinin gönlündeki tahtta, hak ettiği yerdedir.
Bu iktidar ile, 29 Ekim Bayramlarına katılmamak için Hastaneye yatarak pijamaları ile poz verenleri, dudağında uçuk çıktığı için katılamayan, yine sözde romatizmaları azdığı için yürümekte zorlandığını bahane edenleri ve bu nedenle törenlerden kaçanları çok gördük..!
Ama 95. Yıllık koca çınar, Mavi Gözlü Dev ‘in emaneti, bugünlerde artan aşındırma politikalarına maruz kalsa da, Atatürk’ün ismi Hava Alanlarından, Köprülerden silinse de; Gazi Mustafa Kemal Atatürk gönüllerden, kalplerden ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinden ne yaparlarsa yapsınlar, silinmeyecektir. Silinecek olanlar kendileridir…
Bu ülke Kurtuluş Savaşında, Nene Hatunlar, Seyit Onbaşılar görse de, Ali Kemal (ler) gibi işbirlikçiler de görmüştür.
Atatürk emperyalizm ile savaşarak bu yurdu bize emanet ettiğinde ve Bayramları bize armağan ederek, geride unutulmaz bir tarih bırakmış olup, emperyalizm Atatürk’ü planlarını bozduğu/ertelettiği için hedefine koyarak bugün aşındırmalarını hızlandırarak yoluna devam etmektedir.
Bu aşındırma bugün değil, Habur rezaleti, Oslo görüşmeleri, Fetö organizasyonları, PKK oyunları, Irak’ta askerlerimizin başına çuval geçirilmeleri gibi bizim sözde stratejik ortaklarımız tarafından yapılan ve içinde Atatürk bulunan tüm eylemleri barındırmaktadır.
O nedenle;
- Bugün, empati yapalım; 15 Mayıs’ın yıkımını bilmeyenler, 16 Mayıs ve Bandırma Vapurunun önemini anlayamazlar.
- 16 Mayıs ve Bandırma Vapurunun önemini bilmeyenler, 19 Mayıs’ın umudunu, şahlanışını hissetmezler.
- 19 Mayıs’ın umudunu hissedemeyen, anlayamayan ve kavrayamayanlar ise 30 Ağustosu anlayamazlar.
- 30 Ağustos’da ayağa kalkmayan ise 29 Ekim’i göremez ve yaşayamazdı.
- Yani 19 Mayıs ruhu ile başlayan ve 29 Ekim ile taçlanan zaferinin mimarını anlamayan ve bilmeyen bugün ‘Atatürk’ü anlayamaz ve kavrayamaz…
Evet, Atatürk geride bize iyi bir tarih ve miras bırakırken, bütün bunları bilmeyen, bilmek ve görmek istemeyenler ise iki kuruşluk menfaat için vatanını da, milletini de, emanetleri de satarlar.
Milli Uyanışın olması için yukarıdaki tarihleri ve o tarihlerin Türk için önemini bilen evlatlar yetiştirmeli, bugün yeniden fabrika ayarlarına ‘Atatürk İlkeleri/felsefesi/değerlerine dönmeliyiz.
Yoksa, Ali Kemaller kapıda hazır kıt’a beklemekte ve ayakta..!
Bu gün satıla satıla kurum/kuruluş/fabrika bırakmayanlar, bizim elimizde kalan en büyük değer Atatürk’e saldırarak son kaleyi’de yıkmak için planlar yapmakta.
Ya sahip çıkacağız, yada yok olacağız.
Bu gün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Türk Halkına armağan eden Atatürk’ü yad ederken, onun önünde saygıyla eğiliyor, kendisine bir kez daha Cumhuriyet’i bize armağan ettiği için teşekkür ediyorum.
Rahat uyu Atam.
Seniz izindeyiz…
Thanks for sharing. I read many of your blog posts, cool, your blog is very good.
I don’t think the title of your article matches the content lol. Just kidding, mainly because I had some doubts after reading the article.