Can Emre
SOĞANIN TERÖRİST SAYILDIĞI ÜLKEDE YAŞAMAK
Yemeklerimizin ana maddesi, hatta sofralarımızın başköşesinde yer alan soğan, ‘Yerli ve Milli’ sloganlarının yeri göğü inlettiği ülkede, ekonomiye darbe yapacak gerekçesi ile saklı olduğu depo ve ambarlara baskın yapılarak, tutulduğu çuvallarla birlikte etkisiz hale getirildi.
Mizah gibi..!
Ama kara mizah.
Daha nelere şahit olacağız.
Soğan bu!
Gözleri yakar, sulandırır, yemeklere tat verir.
Ama ekonomiye, darbe yapacağı aklıma gelmezdi!
Alt tarafı soğan,
Üst tarafı soğan,
Yani olay, soğan cücüğü.
Devleti özelleştir, yabancılara sat.
Tarım, hayvancılık, ziraat politikalarını destekleme.
Tahıl, bakliyat, yem türevleri, hayvan ve et ihtiyacını yurt dışından temin et.
Ülkeyi dışa bağımlı hale getir, halk fakirlikten inim inim inlesin.
Sen, Katar emirinden 400 milyon dolarlık hediye uçak al.
Yetmedi saraya ilave yazlık saray yaptır, halk kemer sıkarken, sen kemer genişlet, depodaki soğanlara saldır.
Sonra soğan ülke ekonomisine darbe yapacaktı, masalı.
Nasıl bir ülke olduk?
AKP İktidarı döneminde başlayan, yabancılaştırma ve yabancı sermayeye satılan ülke, bugün yapılan dezenformasyon ile gelecekte açlığa mahkum olacak.!
40-50 yıl önce ‘Tarım’ anlamında ‘Buğday Ambarı’ sayılan ve dünyada kendi kendine yeten 5 ülkeden biri iken, bugün uygulanan politikalar ile tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlı, adeta sömürülen ülke durumunda.
Peki nasıl geldik?
Bugün ülkemizde ‘Soğan ‘ın terörist muamelesi gördüğü’ duruma?
Siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik erime ve dezenformasyon ile birlikte doğu ve güneydoğuda, yabancıların eline geçen değerli topraklar ve su kaynakları, bu gidişle öyle gösteriyor ki, bize silah olarak kullanılacak..!
Neden fakirleşiyoruz, yoksullaşıyoruz?
Neden siyasi, sosyal ve ekonomik dezenformasyon yaşıyoruz?
Parlamenter sistemden, tek adamlık sistemine neden geçtik?
Özelleştirmeler ile topraklarımız, fabrikalarımız, kurumlarımız, limanlarımız, hava meydanlarımız, köprülerimiz, şeker fabrikalarımız neden yabancılara satıldı?
Yerli üretimin son bulması, dışa bağımlı tarım ve hayvancılık politikası, yerli üretimin sınırlandırılması gibi yabancı sermaye ve şirketlerin hegemonyasındaki ülke;
Bugün artık ekonomik, sosyal ve siyasi çıkmaz içinde.
O nedenle, asıl fotoğrafı kaçırıyoruz.
Neden soğan?
Soğanı değil, soğanın ekildiği toprakları yabancılara satanlar, yerlerine gökdelen yapanlar, bizi yabancıya muhtaç edenler, Doğu ve Güneydoğuda ekilebilir alanları, Karadeniz Yaylalarını, İstanbul’un en değerli arsalarını satanlar, sorgulanması gerekirken;
Soğan cücüğünün sorgulandığı bir ülkede yaşamak;
Soğanın acısından daha fazla acı veriyor insana.
Soğanın acısı değil, aslında ülkenin içine düştüğü durum insanın gözlerini yaşartıp, kalbini acıtıyor.
Başka söze gerek yok sanırım…
canemregundem.com