DENİZ BİTTİ…!

0
218
gemi-kara-ya-oturdu

09 Nisan 2018

DENİZ BİTTİ…!

Gerçeklerin bir gün, gün yüzüne çıkma gibi bir huyu vardır.

Bugün somut olarak bu gerçekler yüzümüze şamar gibi vurmuş durumda;

Hazine Müsteşarlığının 31 Mart 2018 verilerine göre ülkemizin dış borç stoku 412,4 Milyar dolar. Vatandaşların Bankalara borcu ise 541,7 milyar lira.

2002’den bu yana limanları, fabrikaları ve diğer kamu kurumlarını özelleştirme yoluyla satın alan iş adamları, Türk ekonomisinin adeta çöküşünü hazırladıkları gibi borçlarını bu gün ödemekte zorlanıyorlar…

Şaşırdınız değil mi? Ama gerçek.

Kısa adı İGA olan 3. Havalimanı işletmecileri Cengiz, Mapa, Limak, Kolin, Kalyon Ortak Girişim Grubunun devlete her ay ödeyeceği KDV dahil, 1,1 Milyar Euro tutarındaki kirayı 2 yıl erteleme talebinde bulunarak 1,1 milyar dolar kredi alımı için bankalarla el sıkıştı.

Ülker, Murat Ülker ise hisselerini İngiliz Paladis’e sattıktan sonra 6 Milyar dolarlık kredisini yapılandırmak için devletten yardım talebinde bulunarak Yapı Kredi ile el sıkıştı.

Yetmedi, yine iktidarın adamlarından Doğuş Holding patronu Ferit Şahenk benimde 23,5 milyar lira borcum var, diğer iş adamlarına yaptığınız gibi bana da yardım edin borçlarımı yapılandırmak istiyorum diyerek, devletin ve bankaların yolunu tuttu.

Doğan Holding patronu Aydın Doğan Hürriyet ve Kanal D ’ yi diğer yandaş iş adamı Milliyet’in Patronu Erdoğan Demirören’e kemiksiz 916 milyon dolara satmasına rağmen, Holding’in toplamda 3,3 milyar borcunun da devlet ve bankalar eliyle yapılandırmasını talep etti.

Milliyet’in patronu Erdoğan Demirören Aydın Doğan’dan Hürriyet ve Kanal D’yi satın alırken parası olmamasına rağmen İktidar ile karşı karşıya gelmeme adına yine Ziraat Bankasından bir gecede 700 Milyon dolar kredi alarak bunu gerçekleştirdi.

Ne güzel değil mi? Al gülüm ver gülüm!

Ödemeleri sıkışan, borçlarını döndüremediklerini söyleyen bu iş adamları Türkiye’nin en baba firmaları. Şimdi bunlar böyle sıkıntıda ise vatandaş ne yapsın?

Baba evine daha az ekmek, çocuğuna daha az harçlık, tabağına daha az yemek, koymak durumunda kaldığı için akşam evine gelirken mutsuz ve çaresiz ise, vatandaş yükselen kur, artan akaryakıt fiyatları ile arabaya binme yerine kilometrelerce yürüyorsa, bir aile çocuklarının geleceği için aç yatıp aç kalkıyorsa, buna verilecek cevap aslında yine ekonomik olacaktır.

Peki, Hükümet vatandaşlara kemer sıkın, gereksiz harcamalardan sakının derken kendisi ne yapıyor?

Vatandaşına az harcayın telkininde bulunanlar, mesela Amerika ile THY’na 40 adet yolcu uçağı alımı için 11 Milyar dolar, Fransa ile yine THY’ na 25 uçak alımı için 5 Milyar dolar, Rusya ile ES-400 için 2 Milyar dolar yine % 51 hissesi Rusların olmak üzere Nükleer Santral için 21 Milyar dolarlık anlaşmalar yaparak dış borcumuzu daha da arttırmaktadır.

Daha nereye kadar fakirleşip, daha nereye kadar yabancılaşıp, daha nereye kadar aptal yerine konmaya devam edeceğiz?

Elimizdeki son şeker fabrikaları da satıldı ve artık deniz bitti…!

Dibi gördük batıyoruz diyen, ben değil en baba iş adamları ise ve bunu kimse söyleyemiyorsa, evet yukarıdaki somut olayları değerlendirdiğimizde batıyoruz..!

Tüm bu özelleştirmeler ve satışlardan sonra Yerli ve Milli ne kaldı elimizde.

Sadece bir hiç. Geçen gün vefat eden Hawking büyük patlama öncesi ne vardı sorusuna cevaben, bundan önce hiçbir şey yoktu. Yani hiçlik vardı dedi…

Evet, özelleştirmelerden sonra elimizde ne kaldı?

Hiç lik kaldı…

Deniz de bitti ve biz batıyoruz.

2019 Başkanlık seçiminden başka bir şey düşünmeyen iktidarın yapısal olarak yapabileceği hiçbir şeyi kalmadı. Yapabileceği yeni zamlar, vergiler ve yine yeni sermaye arayışları olacaktır.

O zaman biz soralım satılacak ne kaldı elimizde, nerede kaldı yerli ve milli sözleri.

Hepsi geçmişte!

Kemer sıkma sırası artık devlette.

Nereden başlayacaksınız kemer sıkmaya.

Arabalarınızdan mı?

Danışmanlarınızdan mı?

Lüks harcamalarınızdan mı?

Sağlık giderlerinizden mi?

Yoksa emekliye vermediğiniz ama sizlerin aldığı iki bayram ikramiyesinden başlayacaksınız?

Artık bizi kandıramazsınız.

Deniz bitti…

TEILEN
Önceki İçerikZEKAİ KAFAOĞLU’NUN RÜYASI
Sonraki İçerikBATIYORUZ DEMİŞTİM ve BATTIK
Bağımsız, özgür, hiç bir kişi yada kurum ile nakdi, ayni yardım ilişkisi içinde olmayan, sadece özgür gazetecilik ve habercilik yapan, çevreye, doğaya ve canlı haklarına saygılı, gazetecilik anlayışı ile gündeme ışık tutmak için yola çıktım. Amacım sadece gazetecilik...

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here