İSTANBUL’ DA İMAMOĞLU GERÇEĞİ ve DEMOKRASİ

0
565

İSTANBUL’DA İMAMOĞLU GERÇEĞİ ve DEMOKRASİ

Bugün net olarak görüyoruz ki;

Devletin tüm imkanlarına, AKP iktidarının uzun yıllardır İstanbul’u yönetmesine, iktidarın devamlılığı için İstanbul’u yandaşlarının parsellemesine, yine kendi burjuvazisini yaratarak kaynaklarının kurutulmasına, dağıttığı ihaleler ile İstanbul’da kök salmasına, hatta Suriye’lilere oy kullandırılmasına rağmen, yine “Cumhur İttifakı” AKP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, İstanbul’da kazanamadı.

Aslında bu çok önemli bir paradigma.

Demokrasi “halkın kendi kendisini yönetmesi” olarak nitelendirilmesine rağmen;

1994’ten bu yana İstanbul’da iktidar olanlar, demokrasi adına değil, sadece kendi çıkarları ve ideolojileri adına toplumu kutuplaştırırken, kendi felsefelerine göre dizayn ettikleri, yaşam biçimi ve dünya görüşleri ile İstanbul’un rantına, ortak olanların dışında kalan, dışlanan ve ötekileştirilen halk; 31 Martta CHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı, Ekrem İmamoğlu tercihleri ile siyasi, sosyal ve kültürel anlamda, İstanbul adına, yıllardır ortaya bir şey koyamayan siyasi iradeye, önemli bir ders vererek, onu iktidardan indirmiştir.

Aslında bu tercih; 31 Marttan önce, seçilmiş Başkan Kadir Topbaş’ın zorla ve baskı ile görevden uzaklaştırılıp, yerine Mevlüt Uysal’ın atanması ile başlamıştır.

Suyun kaldırma kuvveti gibi İstanbul’unda bir kaldırma ve taşıma kuvveti olduğu düşünüldüğünde;

“İstanbul bizim aşkımız” diyenlerin bu aşka ihanetleri,  25 yıldır İstanbul yönetimlerinde ortaya koydukları, siyasi düzen ve düzensizlik görülüyor ki, artık iflas etmiş durumda.

1980’de Özal ve Kenan Evren, 2002’de ise AKP ile birlikte başlayan neoliberal politikalar, toplumları güçsüzleştirip, fakirleştirirken; 1994’ten itibaren, İstanbul’u yönetenlerde; şehre ihanetlerinin bedelini 31 Martta Ekrem İmamoğlu’nun uzlaştırıcı, kucaklayıcı ve barışçıl söylemleri karşısında sandıkta kaybederek, bugün kaybetmenin acısı ile halen daha direterek tekrar tekrar, oyların sayılmasını isteyip “ipe un sermektedir.”

Ne değişecek?

İstanbul tercihini yaptı; 31 Mart akşamı…

İster 1 oy, ister 1000 oy, isterse 10.000 oy fark ile Ekrem İmamoğlu lehine olsa da, bu şehirde ötekileştiren ve yok sayılan halk, sandıkta Ekrem İmamoğlu dedi.

Ortada şu gerçek var…

Ekrem İmamoğlu kazanırken,

İstanbul kazandı.

Ayrıca; demokrasi kazandı.

Birde;

İstanbul’un taşıma ve kaldırma kuvveti de yıpranmıştı..!

Daha İstanbul ne kadar taşıyacaktı ki bu düzeni?

25 yıl taşıdı.

Seçim, sandık, oy veya oyların yediden sayılması değil!

Sorun, gücün el değiştirmesi.

Evet; İstanbul’da güç el değiştirdi.

Asıl; İktidar açısından sorun bu..!

Tebrikler; İmamoğlu…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here