KAZ DAĞLARINA, CERATTEPE’YE, SİNOP’A, SALDA’YA VE ÜLKEYE NASIL KIYDINIZ?
Kazdağlarında altın madeni çıkartan Kanadalı şirketin Ceosu; “Türkler taş taşımada çok maharetliler” dedi.
Ne kötü ve aşağılayıcı bir cümle!
Onlar taş taşır, ırgatlık yapar, parayı biz kazanırız.
İşte bunu bize söyleten ve söyleyen zihniyeti kınıyorum!
Benim ülkemde, bana hareket etme cüretini gösterecek ve bizi aşağılayacak.
Bu cümleyi söyleyebilmesinin altında yatan gerçek,
Yeşil kağıt yani dolar.
Rant uğruna katledilen bir ülke!
Kaz dağları, Cerattepe, Sinop, Salda, Bergama, Karabiga ve diğerleri…..
AKP iktidarı ile adeta yağmalanıyor.
Önceki yıllarda Bergama’da, hatırlayınız siyanürle altın madeni çıkarttılar. Halk ayaklandı ama sonuç, yine hüsran olmuştu…
Bugün yine aynı senaryolar;
Kaz dağları talan ediliyor, barbarlarca..!
Cerattepe, maden arama yüzünden harap halde,
Sinop’ta nükleer santral için kesilen binlerce ağaç,
Karadeniz’de yapılan HES’ler, şimdi oraları perişan,
Karabiga, Termik Santraller yüzünden yaşanmaz bir bölge oldu, hastalıklar kol geziyor halkın arasında,
İstanbul 3. Havalimanı, kesilen binlerce ağaç, yok edilen canlılar, kuş göç yolları ve değişen doğa, tahrip edilen bir coğrafya.
2002’den bu yana AKP ile değişen Türkiye ve hiçe sayılan hayatlar, canlılar, ormanlar, yaşam, doğa ve insan hakları ile geldiğimiz bu günde, insan eliyle yine insana yapılabilecek en büyük kötülük;
Rant için gözü doymak bilmeyenlerin feda ettikleri bir ülke, Türkiye…
Soruyorlar nereye gidiyoruz biz?
Nereye olacak?
Çölleşen bir ülkeye,
Doğası tahrip olmuş,
İnsanların, hayvanların ve diğer canlıların yaşam hakkı olmayan,
Sadece paranın ve rantın egemen olduğu bir ülkeye doğru!
Ve bu gün “barbarlarca talan edilen Kazdağları”
Ne uğruna?
Türkiye sert esen poyraz rüzgarlar gibi,
Siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak;
Denizin ortasında küreksiz ve susuz, sürükleniyor…
İlerisi belli olmayan bir sonsuzluğa,
Nereye gidiyoruz, gideceğiz?
Böyle giderse küreksiz bir kayıkta dalgalar bizi nereye sürüklerse..!
Belirsizliğe ve geleceksizliğe doğru;
Etrafımız, BOP dikenli telleri ile çevrilirken, bizde içeride, doğayı, canlıları, hayvanları ve insanların yaşam haklarını hiçe sayarak, elimizde baltalarla ormana girmiş kaçak avcılar gibi, önümüze gelen her şeyi buduyor ve doğruyoruz..!
İnsanlık ölüyor,
Kaçak avcılar yüzünden,
Aslında ölen bir “Ülke”
Nasıl kıydınız, kıyıyorsunuz bu ülkeye?
Nasıl?