KAZDAĞLARI AĞLIYOR
#Kazdağları ağlıyor…
Kısa bir tatilin ardından, yine sizlerleyim.
Tatil ise yine çevre ve doğayı katledenlere karşı, yapılan eylemlerdi. Çevre derneği Bandırma Gümçed üyesi olarak tatil bana, eylemsel protesto ve olayları yerinde görme şansını verdi.
18 Ağustos’ta #Kazdağlarını talan edip, altın çıkaranlara tepki olarak, büyük bir katılımla gerçekleşen ve dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say’ın, bu bölgeye dikkat çekmek için Kirazlı mevkiinde verdiği minik konser ile akın akın, kazdağlarına gelen insanların tepkileri görülmeye değerdi…
Yaşlısı, genci, kadını, erkeği, onbinler adeta, kazdağlarını kucaklarcasına kirazlı mevkiine gelerek, hatta Jandarmanın otobüsleri etkinlik alanına 4-5 km.mesafede durdurması kimseyi etkilemeden, insanlar sıcak ve güneşe aldırış etmeden, yürüyerek, toplantı ve şölen merkezine ulaştılar. Bu insanlara para verseniz böyle bir protestoyu başaramazsınız. Mümkün değil. Bu tamamen içgüdüsel bir olaydı…
Gördüğüm manzara karşısında hem duygulandım, hemde kahroldum.
Duygulandım;
İnsanlar o kadar kilometre yürümelerine, hatta gece orada kamp kurup bekleyenlerle birlikte, Kazdağlarına sahip çıkarak, geceli gündüzlü çadır kurarak, nöbet tutan gençler, çevreciler, köylüler, yaşadıkları yere ve katledilmek istenen doğaya sahip çıkmışlardı. Harika bir sahip çıkma ve koruma içgüsüsüydü bu.
Kahroldum; Evet gördüğüm manzara karşısında kahroldum, altın çıkarılan bölgeye uzaktık, fakat bulunduğumuz bölgede de, yol açmak için binlerce ağaç kesilmiş, dozerler kesilen ağaçların bulunduğu bölgede yol açarak, doğayı katletmişlerdi. Canlı olarak gözlerimle görmek, binlerce ağacın kesilmesi sonrası bölgenin kaba ve çöl halini andıran görünümü beni derinden üzdü. Vicdanlı insanların yapabileceği bir şey değildi, bu hareket.
Zaten vicdan olsa, ağaçlara, kuşlara, böceklere, hayvanlara ve diğer canlılara katlederler miydi? Katledilen sadece bu ülkede Kazdağları mıydı?
Cerattepe, Sinop, Salda, Karadeniz, İstanbul yeni Havalimanı…. için harap edilen ormanlar, yok edilen canlılar ve hayvanlar..!
Ve toprakları, barbarların elinde kalan bir Ülkenin feryadı..!
Aynı feryat, Kazdağlarının bu kez başka bir yerinden yankılanyordu!
24 Ağustos’ta bu kez #Kazdağlarını talan eden Balya Orhanlar Köyünde altın madeni aramak için bölgede çalışmaya başlayan, başka bir çok uluslu firmanın başlattığı katliam idi. Yine bu katliamı gözlerimle görmek 1 hafta sonra aynı duyguları yaşamak beni derinden üzdü.
Harika bir yer, havası, suyu, ormanları ile. Tamamen doğal ve bakir bir bölgenin yine siyanür ile altın aramaya başlanmasının sonrasında yaşanacakları düşünmek istemiyorum. Nasıl kıyarsınız ülkenin bakir topraklarına, ormanlarına ve oksijen merkezi Kazdağlarına?
Dün ülkenin başka yerlerinde olan talan ve barbarlık bugün Kazdağlarında yaşanıyor. Neden? Niçin?
Rant için!
Değer mi? Değmez.
Neoliberal politikalar ile yabancıların eline geçen fabrikalar, limanlar, havaalanları ve şirketler, ülkenin altını üstünü oyuyor. Şimdi sıra Kazdağlarında!
#Kazdağlarının üstü altından daha değerlidir.
Ülkenin geleceği adına, yakan, yıkan, parçalayan, bölen, ötekileştirenler, altın aramak için dağlar delinirken, ormanlar katledilirken, ormanlar yanarken duyarsız kalanlar, elini, kolunu kıpırdatmayanlar, olayları uzaktan seyrederken vicdanınız ağlamıyor mu? Bu kadar mı taş yürekli oldunuz?
Küresel iklim felaketi tetiklendi ve bizi dünyada bekleyen en büyük tehlike. Sıcaklıkların 2-3 derece artacağı, iklimlerin bozulacağı, insanların ve canlıların yok olacağı bu ekosistemde paranızda olsa kaçacağınız dünyadan başka bir yeriniz yok.
Dünya hepimizin.
Kazdağları, Kirazlı mevkii ve Balya Orhanlar köyü yabancı sermayenin elinde barbarlarca katledilirken, yaşananları yerinde görmek beni gelecek adına ürküttü…
Bizi yönetenler rant için; ülkemizi daha yaşanabilir kılmak adına gerekli tedbirleri almak yerine, onlarla işbirliği içinde olmaları asla kabul edilemez.
O nedenle Kaz dağlarından elinizi çekin.
Bu dünya ve bu ülke sadece sizin değil, hepimizin.
Yanan ormanlar, talan edilen çevre, çölleşen ülke, toprakları altın için delik deşik edilen, doğası ve çevresi yaşanmaz bir ülkeye doğru evrilen bir Türkiye var şimdi!
Dün başka bölgeler ağladığı gibi;
Bu gün #Kazdağları ağlıyor..!
Ya sizin vicdanlarınız?
Her iki protestoda da #Kazdağları Kirazlı ve Balya Orhanlı’da şunları gördüm;
Dünyada; Hükümetler, halkına daha iyi yaşam, daha iyi çevre, doğa ve yaşanabilir bir ülke ve şehir bırakma adına halkı için çalışırken, bizde ise iktidar, yabancı sermaye ile kolkola ülkeyi yaşanmaz kılıyor!
İşin acı tarafı da bu!
Kaz dağları ağlarken, siz cebinizi dolduruyor ama gelecek adına dünyayı ve ülkemizi yakıyorsunuz!
Nasıl bir vicdan bu?
Taş kesilmiş, taşlaşmış, hatta madenleşmiş;
Kazdağlarının üstü altından daha değerlidir,
Unutmayın, doğa kendine zarar vereni affetmez.
Doğayla savaştayız, kazanırsak bilin ki, kaybedeceğiz.
Katliamların Kazdağlarında durması adına, daha ne bekliyorsunuz?
Gereğini yapsanıza!
Esen kalın…